-1. BÖLÜM-

2K 66 21
                                    

Arkadaşlar bu bizim foolishworks'le ilk hikayemiz umarım beğenirsiniz. Lütfen iyi ya da kötü fark etmez yorum yapın.

Multimedia- PELİN

°°°°°°°°°°°°°

"Pelin hadi kalk paten kaymaya gidiyoruz. İtiraz yok zaten tatilin başından beri evde oturmuş göt büyütüyorsun iyice asosyal oldun kalk çabuk!" Sabahtan beri kitabımı almaya çalışan bir adet insansız hava aradını itmeye çalışıyorum. Ama ne o pes etmişti ne ben.

"Ya ama Can bak ben burada Ölümcül Oyuncakları okuyorum sen gelmiş bana ne diyorsun?!" Biran durup bana baktı.

"Pelin aynı kitapları 6. okuyuşun yeter! Kalk çabuk yarım saatin var git banyo yap leş gibisin kaç aydır yıkanmıyorsun sen?" Ne var 6. okuyuşumsa? Ne var banyo yapmadıysam? Göz devirip onu taklit ettim.

" 'Liş gibisin kiç iydir yikinmiyirsin sin' Gerizekalı ya!" Kitabı sonundan elimden alıp arkasına sakladı.

"Hadi çok konuşma kalk!" Oflayıp ayağa kalktım.

"İyi be tamam! Çık dışarı üstümü değiştireceğim!"

"Tamam çabuk ol aşkım."

Can odadan çıktıktan sonra hemen dolabımdan beyaz bir şortla bol bir tişört aldım ve banyoya girdim. Ne güzel oturup kitap okuyorum gelmişler beni dışarı çıkartmaya çalışıyorlar. Adalet mi bu? Ben onları uyurken rüyalarının en güzel yerinde uyandırıyor muyum? Aslında, evet ama kitap okuyana ve sıçan insana yılan bile dokunmaz. Bu yılladır gelenektir.
Üstümü hızlıcq giyinip saçımı dağınık bir topuz yaptım. Sırt çantama yedek bir tişört, para ve komodinin üzerinde telefonumu alıp aşağıya indim. Merdivenleri ikişerli merdivenin sonunda durdum. Karşımda duran beş arkadaşım kız istemeye gelmiş koca karı -amca- gibi uzun koltuğa sıralanmış bir şekilde sus pus oturuyorlardı. Bu hallerine hafiften gülüp yanlarına koştum. Irmak beni görünce ayağa kalktı ve sarılma ritüelini onunla açtık. Beyaz şort ve gri tişört giyinmişti. Esmer bombaya alıcı gözüyle baktıktan sonra ayrıldım. Arkadan sarılan iki kolla o tarafa döndüm. Grubumuzun sarı civcivi, mülayım kızı Elif tatlı kız gülümsemesiyle bana bakıyordu. Elif sarışınlara nazaran aşırı derece zeki ve ağır başlıydı. Elif'le sıkılmazdık ama Irmak'la eğlendiğim kadar eğlenemezdim. Elif'le de uzun bir sarılmanın ardından Anılcan'a sarıldım. Uzaktan bakanlar Elif ile Anılcan'ı kardeş sanıyorlardı. İkisi de kopya gibi sarı saçlı, mavi gözlüydü. Renk tonlamaları bile aynıydı. Bu da beni bırakınca Can ayağa kalktı. Tam kollarını açmıştı ki geri çekildim. "Sen siktir lan. Yok sana sarılmak." Dudak büzüp yerine oturdu.

"Öyle olsun. Küstüm." demeyi de unutmamıştı. Sinsice sırıtıp bende yanlarına oturdum. Bu koltuk çok mu uzundu ne? Ağabeyimi istemeye gelecekleri zaman bu koltuğa oturtup sırayla üstlerine kahve dökerim. Çünkü ağabeyimi vermeyeceğim. Beş dakika bekledikten sonra Can'ın kafasına vurdum. Göz devirip "Beni burada böyle amele amele oturmak için çağırdıysanız hadi size bay bay ben odama çıkıyorum." dedim. Tam koltuktan kalkacakken Can beni öküz gibi çekti ve koltuğa geri oturtturdu. Sonra kendisi "Hadi gidelim kalkın." deyip ayağa kalktılar. Neden benim arkadaşlarım böyle? Neden? Bu soruyu kendime sormaktan bıkmayacağım.

Göz devirip ayağa kalktım. Göz devirmenin tek nedeni acayip havalı olması ve gıcık etmesi. Yoksa bu hallerine alışığım. Doğaları mallık. Mayışmış bir şekilde ayakkabılıktan patenlerimi alıp çantama tıktım ve beyaz converselerimi ayağıma geçirdim. Hepsi dışarıda beni bekliyordu. İnsan tembel olmasın... Ben de çıkınca Irmak kolunu bana doladı ve yürümeye başladık.

Yolda yavaş adımlarla yürüyorduk. İleride top oynayan çocukları görünce Can koşturarak yanlarına gitti. "Şimdi çocuklar topu atın da Can abiniz süperli bir şut çeksin." Beş dakikalık ısrarın ardından çocuklar topu "zoraki" Can'a attı. Can Messi edasıyla topun arkasına geçti ve en az 10 metre gerileyip topa vurdu. Top herkesin beklediği gibi kaleye düz bir yol 'izlemeden' havalandı ve bir evin camını kırdı. Can gururla bize dönüp selam verdi. Kendimizden geçmiş bir şekilde alkışlamaya başladık. Sonuçta bunu yapmak büyük bir başarı. Yukarıdan camını kırdığımız kadın çıkıp cırlayarak 'Bittiniz siz' diye bağırdı. Bizim gruba kısa bir bakış atıp 'koşun' diye bağırdım. Ben önde diğerleri arkada koşuyorduk. Götü sağlama almak lazım. Sahile kadar soluksuz koştuk. Her zaman paten kaydığımız yere gelince kendimizi ilk gördüğümüz banka attık. "Can yok lan bir daha sana top." dedi Irmak. Anılcan da ona katılırcasına "Valla veren toptur lan."dedi. Bu çocuğa top kesinlikle yasaklanmalı. Her eline top aldığında topuklarımızı götümüze vura vura kaçıyoruz. Can dudak sarkıtarak "Susun yoksa memelerinizi keserim."diye mırıldandı. Sonrası zaten sessizlik. Herkes derin nefesler alıyordu. Biz tembeller bu kadar koşarsak olacağı bu. Bir süre sonra Elif sıkılıp patenlerini giyindi. Bana bakınca 'ne var?' dercesine göz kırptım. En az iki dakika o gözleriyle bir şeyler gösterdi bende anlamaz bakışlarla ona baktım. Sinirle soluyup gözlerini kısarak çantamı kafama fırlattı. İnleyerek yere düşen çantamı aldım. Şiddete karşıyız. Ne olmuş anlamadıysam. Dili var anlatsaymış. Neden çantayı fırlatıyor? Suratımı buruşturup patenlerimi giyindim. En son geçen hafta paten kaydım ve bu bile benim için çok fazla, her gün paten kayan insanım ben. Herkes giyindikten sonra ayağa kalkıp kaymaya başladık. Burada bizi herkes tanır. Her gün, sabah 10 akşam 8'e kadar buradayız. Bir de tanımasınlar. Anılcan'la birlikte en havalı hareketlerimizi yaparken *hadi yarışalım* bakışımı attım ve var gücümle ilerlemeye başladım. Anılcan aşkıma fark attıktan sonra yüzümü O'na dönüp tersten sürmeye başladım. *kaybettin ezik* bakışımı atarken Anılcan gözlerini büyütüp eliyle beni gösterdi. "Pelin arkana b-" Lafını bitiremeden kendimi yere sarılırken bulmam bir oldu. Bildiğiniz allahuekber diye yere yapıştım. Yerden destek alarak oturduğumda tam karşımda duran bir çocuk gördüm. Allah'ım bu ne yakışıklılık böyle. Utanmasam çocuğa 'Ananın bir yerleri çok mu güzelde sen böyle çıktın?' diye sorardım. Ama sormadım, terbiyesizliğe gerek yok. Çocuk kafasını tutarak sinirle konuştu.

Bay Kendini Çok BeğenmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin