İkinci Bölüm

36 1 0
                                    

Medya|Vera

Gözlerimi açıp yerimde doğruldum. Bugün savaş ordu akademisine kayıt yaptıracaktık, elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim

 Bugün savaş ordu akademisine kayıt yaptıracaktık, elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(şapka yok ayakkabı normal beyaz bir ayakkabı)

Dışarı çıktığımda hyunjin amca beni bekliyordu. "Vera hanım lütfen beni takip edin" kaşlarımı çattım babam yaşında adamdı yaw
"Neden hanım diyorsun amca rahat ol" gülümsedi "sen son ölüm meleği sin üstelik iyisin ve benim üstümsün o yüzden"

Tamam anlamında kafa salladım ve akademiye giriş yaptık müdüre yazan yerde durduk yok artık ama müdüreyi dünyadan çaldıkları kesindi. Hyunjin amca kapıyı tıklatıp içeri girdi dombili bir kadın oturuyordu.

"Merhaba jinsol hanım yeni öğrenci kayıtı için gelmiştik" kadın yani jinsol hyunjin amcaya gülümsedi "ah hyunjincim neredesin aylardır görüşemedik?"

Dünyadan geliyor mal diyesim gelse de dilimi ısırıp bişey demedim. "Biraz işim vardı da gelemedim."
Kadın bana döndü "Sana test yapacağım elinden ateş çıkartabilir misin?" çocuk oyuncağıydı bu, ben neler yapmıştım.

Gözümü kapatıp bütün enerjimi parmaklarıma verdim sıcaklığı hissettiğim an açtım gözlerimi. Kadın ağzı açık bana bakıyordu, daha neler yapıyordum bilse. "N-Nasıl olur hiçbir yeni gelen öğrenci bunu yapamazdı o zaman direk usrabirliği sınıfına yazıyorum seni"

Başımla onayladım direk o sınıfa gitmem iyi olmuştu hiç acemi birliği ile uğraşamazdım. Odadan çıkıp boş koridora geldik "Benden bu kadar Vera kendine iyi bak" burukça gülümsedim ne kadar hafızamı silse bile beni ölümden kurtarmıştı. Kollarımı boynuma dolayıp sarıldım "Lütfen Büyükbabama selam söyle umarım görüşürüz" gülümseyip el salladı.
Bende sınıfımın önüne geldim

ATEŞ ELEMENTLERİ SINIFI A-1.

Nefes alıp içeri girdim. Çok kalabalıktı en az 50 kişi vardı orta sıralardan bir kızın yanına geçtim. "Merhaba yeni öğrenci misin?" yüzündeki samimi gülümsemeye karşılık verip gülümsedim "Evet adım Vera sen?" "bende hana memnun oldum" sadece gülümsedim.

Önden bir oğlan "Vayy yeni kız güzelmiş naber fıstık?" diye bağırdı bana doğru sonra bütün sınıf bana baktı göz devirip sorusunu yanıtsız bıraktım hana "o senin sürrüklerinden değil jeno önüne dön!" diye bağırdı oğlan yani jeno beni süzmeye devam ediyordu. Ağzımı açıp konuşacakken hoca geldi ve susmak zorunda kaldım

"Evet gençler oturabilirsiniz!" oturduktan 2dk sonra kapı açıldı ve içeriye 7 oğlan girdi. Sınıf bir anda ayağa kalktı ben etrafa ne oluyor aq bakışı atarken hana kolumu dürttü
"kızım kalksana ayağa" gözlerimi 7lide gezdirirken biriyle göz göze geldim. Gri gözleri büyük dudağı vardı. "hemen ayağa kalk Vera" diyince kalktım hemen. Oğlanlar kafa selamı verip yerlerine geçerken gözdevirip oturdum

"Az önce ne oldu ne bu saçmalık" hana nefes aldı "Onlar koruyucu prens saygı duymak zorundayız" gözlerimi açıp ona baktım yani kardeşim onlardan biriydi "Saçmalama!!" diye bağırdım ve bütün sınıf bana baktı "Pardon hocam"

Hoca bana bakıp gülümsedi "Sen yeni kızsın kendini tanıt bakalım" yutkunup ayağa kalktım "Adım Vera dünyadan toplayıcılar tarafından geldim" kafasını salladı "kaç yaşındasın Vera?"  "Bugün 20 ye girdim hocam" "o zaman doğum günün kutlu olsun peki acemi birliğe neden yazılmadı?" acaba neden gerizekalı diyesim gelsede "müdüre güçlü olduğumu söyledi ve buraya gönderdi" dedim

"o zaman Vera gel bir güçlerini deneyelim lütfen buraya gel" deyip arkasını döndü "litfin biriye gil" arkasından mimik ve ses taklidini yapınca bütün sınıf gülmeye başladı. Hocanın yanına gelince kürsüye çıktım "Bu taşı önce yak sonra söndür bakalım" göz devirip gözlerimi kapattım ve enerjimi parmaklarıma verdim sıcaklık elime gelince gözlerimi açıp biraz büyüttüm ve taşa doğrulttum yanmaya başlayınca diğer elimle su çıkartıp taşa tuttum ve taş söndü enerjimi parmaklarımdan çekip omuzlarımı dikleştirdim.

Sınıftan hayran dolu nida yükselirken prenslere baktım onlarda şaşırmış gibi bana bakıyordu. İçlerinden biri sırıtıyordu göz devirip hocaya döndüm "Vay bunu nasıl yaptın buradakiler bile acemi birliğinden 3 yıl eğitim alıp öyle yaptılar." omuz silkip sırama adımladım "Çok güçlüyüm demek ki" sınıf yine gülerken göz devirdim ota boka gülüyorlar ya.

Öndeki çocuk - jeno-hala bana bakıp sırıtırken sinirlendiğimi hissettim of siktir ya sinirlenince gözlerim kırmızı oluyordu gözlerimi kapatıp açtım ve sağa döndüm. Of bu seferde prenslerin tarafına dönmüştüm gözlerimi kapatıp arkama yaslandım.
Hana kolumu dürttü "Bak şu ön sırada oturan ilk baştan prens namjoon prens taehyung ve prens jungkook kardeşler, yandaki sırada oturanlar ise prens hoseok prens seokjin ve prens jimin- benim göz göze geldiğim prens- onlarda kardeş ve şu da prens yoongi kardeşi yok."

Kardeşi yok deyince gözlerim ona takıldı. Benimle aynı yüz hatlarına sahipti gözleri orta boydu sadece benim saçım sarıydı. Soyadı ise min Di yani benim soyadımla aynı aman tanrım

O benim kardeşimdi

Yoongiyle göz göze gelince direk bakışlarımı kaçırdım. Sonunda zil çalmıştı direk sınıftan çıkarken jeno geldi. Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti "Selam Vera ben jeno birlikte gezelim mi bebeğim"

Bebeğim!??!? "Kolunu çekiyor musun ben kendi yöntemlerimle çekeyim mi" pis bir sırıtışla baktı "Ne yaparsan yap bebeğim" hay senin bebeğine omzumdaki kolunu tutup sertçe arkaya çevirdim ve göğsünü masaya yasladım "Bidaha bana dokunma jeno!" Gözlerim kırmızı olunca geriye çekilip. Sınıf çıkışına adımladım

"Aaa acaba hangi yeni gelen kız telefonunu masada unutmuş" sinirle nefes alıp jenoya döndüm. "Ben telefonumu masada bırakmadım?" pis sırıtışına yumruğu geçirmek istiyordum. "Ben almışımdır belki"
"Onu bana geri ver" "Tch önce yalvar"

Gözlerim koyu kırmızıya dönerken jeno'nun sırıtışı kayboldu.

"Hey gözlerin nede-" cümlesini bitirmeden ayağına çelme takıp düşecekken doğrulup telefonumu aldım ve hana ya verdim 2 elini sırtında ellerim arasında tutarken kulağına yaklaştım herkesin duyabileceği bir şekilde "Sen bana yalvarmak ister misin jeno" diye sordum ardından ellerimle sağ eline bütün enerjimi verdim. Sınıfta çatırtı sesi yankılandıktan sonra jeno'nun acı çığlığı geldi. Kulaklarıma "Tamam ya bırak artık manyak kız" ellerini iyice sıkarken daha fazla bağırdı.

"Bidaha bu tür ithamlarda bulunma sakın!!" Dizimi sırtına geçirip sınıfın çıkışına ilerledim.

O an kolumdan biri tutup beni geriye çekti. "Kolunu kırdım gerizekalı yine de uğraşıy-" Cümlemin yarıda kalmasının sebebi bu kişinin prens jimin olmasıydı. "Ben üzgünüm size demek istemedim prens jimin"

"Aaa bak sen bana hakaret ettin bir prense ne yapsak ki şimdi, acaba kraliyete şikayet mi etsem seni ya da dur direk okula şikayet edeyim nasıl olur" Gözlerimin tekrar kırmızı olduğunu hissettiğimde dişlerimi gıcırdattım. Kaşları anında çatıldı ve duymak istemediğim o soruyu sordu.

"Senin gözlerin neden kırmızı oluyor, kimsin sen?"

SAVAŞ ORDU AKADEMİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin