Bölüm Şarkısı-Selena Gomez(She)
Selena'dan
Karşımda konuşan Theresa'ya bakıyordum. Harry'nin yanına gitmek istediğimi söylediğimden beri gitmemem için her gün başıma bir iş yüklüyordu. Bir haftadır doğru zamanı arıyordum ama Theresa bu zamanı yaratmama izin vermiyordu.
Her gün Harry'le telefonda konuşuyorduk ama yine de yanına gitmek istiyordum. Ondan hiç ayrı kalamam klişesinden değil tabi ki. Özlemden ölmüyoruz sonuçta. Ama anlattığına göre kabuslarında kendisini kanlar içinde görüyormuş. Her kabus gördüğünde de gece saat kaç olursa olsun beni arıyordu. Bunu yapmasını ben istemiştim. Kendi başına bir otel odasında kendi kendini sakinleştirmesine imkan yoktu. Stresten ölmek diye bir şey varsa Harry tam da bunu yaşıyordu. Bana ihtiyacı varken ben de yanında olmak istiyordum tabi ki.
"Zack'le radyo ropörtajından sonra bugün boşsun. Zaten sana neler sorabileceklerni aşağı yukarı tahmin edersin. Akılda soru işareti bırakacak cevaplar ver ki insanlar merak etsin."
"Yarın bir şey yok değil mi?" yüzüne koyduğu ifadeden bile yarın bir şeyler olduğunu anladım. Asla boş vermeyecekti.
"Yarın hayranlarınla buluşman için bir gün ayırmıştık. Unuttun mu?" bilerek böyle yapıyordu. Kurduğu cümlenin altında bile "Oraya gitmeyeceksin! Kendi kariyerinle ilgilen." cümlesi yatıyordu.
"Tamam yarın da yapacak bir işim var. Muhtemelen ondan sonraki gün de olacak. Ondan sonraki de, ondan sonraki de... Bu böyle gidecek."
"Sen anlamıyorsun galiba ama onlar da şu an iş yapıyorlar. Oraya gitmen bir şey değiştirmeyecek. O yüzden evet, bu böyle devam edecek. Her gün dolusun."
Olanları bilmediği için haklılık payı vardı. Ama sadece bir gece düzgün uyumasın yardım etsem yeterdi. Ne kadar uykusun olduğunu makyaj yaparak kapattıklarına emindim. Ayrıca Scooter'ın her şeyi öğrenmiş olması ve bıraktığı not beni tedirgin ediyordu. Son zamanlar da kendimi çok iyi hissetsem de mental olarak Harry tam tersiydi.
"Aynı gün içinde gidip gelsem. Söz ertesi gün fire vermeden devam ederim." oturduğum yerden kalktım ve onun yanına oturdum. Tatlı olduğuna emin olduğum bir bakış takınıp ona bakmaya başladım. Ofladı ve gözlerini benden kaçırıp karşıya bakmaya başladı.
"Hem kameralara Harry'nin yanına giderken yakalanırsam ne kadar çok ilgi toplarız düşünsene!"
İlginin üzerimde olmasını sevdiğini bildiğim için tam yerinden vurduğumu biliyordum. Bu sefer yavaşça bana baktı ve sonunda sakince konuşmaya başladı.
"Bu cumartesi içinde gidip gelebilirsin. Ama pazar günü yine işinin başındasın."
Yerimden sıçrayıp ona sarıldım. O bana kollarını sarmak yerine şımarmamam için uyarmaya başladı.
"Şımarma! Onlar dönene kadar bir daha yanına gitmek yok. Ayrıca kameralara da görüneceksin!"
"Tamam, söz!" çığlık ata ata birlikte evimden çıktık.
*****
Telefonumun çalmasıyla uyandım. Yan taraftan komidinin üzerindeki gece lambasını açtım. Telefonumu alıp tahmin ettiğim gibi Harry'nin aradığını gördüm. Saat burada on iki yeni olmuştu. Tahminime göre orada da altı civarı olmalıydı. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. Ben konuşmaya başlamadan hızlı hızlı anlatmaya başladı.
"Yine aynısı oldu. Her yer kanlıydı. Ben bir tane küvetin içindeydim. Her yerim bağlıydı. Sonra küvete kanlı su dolmaya başladı. Su taşarken ben içinde boğuluyordum. Sonra da uyandım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIMERENCE-Harlena
FanficAşk; tam anlamıyla seni gördüğüm anda ya da sesini duyduğumda kalp atışımın sanki yanımdan atlılar geçiyormuş gibi atmasıydı. ''Bu ilişki gerçek olmamalı Harry. Sadece hayranlarımız içindi.'' ''Eğer sen bu kalp senin için atarken geri tepebiliyorsa...