Uyandığımda belime dolanan ellerden dolayı irkildim ve kurtulmaya çalıştım ama nafile kurtulamadım. Başım inanılmaz derecede ağırıyordu. Buranın benim odam olmadığı çok açık belliydi odanın mavi bir tabanı vardı Tanrı aşkına hangi piskopat böyle bir tavan yaptırır ? Kolları belimi sıkmaya başlamıştı ve hareket alanımı iyice kısıtlıyordu en sonunda dayanamayıp
Ben: Kimsin bilmiyorum ama şu ellerini gevşet nefes alamıyorum ayı gibi kolların yüzünden , dedim Bekledim belki kollarını gevşetir diye ama tık yok. Bu sefer sesimi biraz daha yükselttim
Ben: Şu ellerini belimden çek ! Yoksa bağırıcam! , dedim ve yatağın diğer ucundan homurdanma sesi duydum ben sesli sesli konuşurken bana dönüp
Taksici: Kes artık o sesini ! Rahat bırak da azıcık daha uyuyayım , dedi Olamazz bu ses fazla tanıdıktı ama tam olarak çıkartamıyorum
Ben: Bırak beni ya ! Zorun ne beni tanımadığım bir yere getirip ve bana sarılmış uyuyorsun? ,dedim o da tıslayarak
Taksici: Seni bir nevi kaçırmış bulunmaktayım ve bu durumda sen esir oluyorsun dediğimi yapmak zorundasın
Ben: Yapmazsam ne olur?
Taksici: İşte bebeğim orasını tahmin bile etmek istemezsin
Ben: Yaaa beni bırak annemler merak eder hem sevgilim Ozan seni bir güzel pataklar sonra demedi deme
Taksici: Hadi ya ! Çok korktum , dedi alayla. Ve durun bir dakika tanıdım ben bu salağı Deniz ayısı bu yaa. Madem beni kaçırmış kusura bakma Deniz ama benden çekeceğin varr :D :D
Ben: Deniz madem beni kaçırdın ve ben senin esirinim yaa şimdi esirin çook aç hemen kalkıp gözleme ve krep yap. Sofra donatılsın ben duştan çıktıktan sonra hemen kahvaltı yapıcam ve bu kahvaltıyı bizzat sen hazırlayacaksın. Cevap vermesine fırsat vermeden ayağa kalktım ve odada banyo sandığım kapıya doğru ilerledim. Görende 40 yıldır buradayım zanneder. Hızlı bir duş aldım ve üzerimi giyip odadan çıktım. Yanık kokusunu takip ederek mutfağı buldum ve aman Allah’ım bu da ne gözlemeler yanmış, kreplere krep demeye bin şahit ister. Hele mutfakta sanırsın üçüncü dünya savaşı çıkmıştı. Yüzüme bakıp
Deniz: Bana öyle bakma o yaptıklarımı yiyeceksin!
Ben: Şeyy aslında sadece kahvaltılık yesem de olur hiç gerek yok
Deniz: Bunu baştan söyleseydin hadi gömül bakalım
Ben: Önce sen ye
Deniz: Neden?
Ben: Zehirlenirsen sen zehirlen malum ben esirim yaa sağlıklı olmam lazım. Hem ayılara bir şey olmaz
Bana tip tip baktıktan sonra gözleme ve krepleri çöpe attı yerine oturunca sessiz bir şekilde kahvaltı ettik. Ben daha fazla dayanamayıp
Ben: Ben niye kaçırdın Deniz?
Deniz: Yaptıkların cezasız mı kalsın cadı ?
Ben: Soruma soruyla cevap verme!
Deniz: Cadısın işte, bu arada bir süre buradasın. Ailem falan deme hallettim ben onu ailen seni Demet’lerde biliyor. Şu Demet ne iyi biri değil mi ? Biraz ona benze cadı. Ayrıca cezan bu kadarla yeterli değil iler ki zamanlarda diğer cezalarını da uygulayacağım.
Ben: Uygulayacağım derken?
Deniz: Korktun mu yoksa cadı ?
Ben: Hah! Senden mi korkcam? Senden korkan senin gibi olsun!!
Deniz: Görcez bakalım
Ben: Görcez !
Evett :D Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz :) bölümün güzel olduğunu düşünüyorum :) oylar fazla olursa yarın yb yayınlamayı düşünüyorum... Sizleri seviyorum canım okuyucularım ♥♥♥