Taehyung
Sabahtan beri televizyonumun karşısındaki geniş kanepeye yayılıp yemek yemek dışında bir şey yapmamıştım.
Televizyonda ne oynadığının bile farkında değildim gerçi, orası ayrı mesele.
Jungkook'a kızmıyordum, sadece merak ettiğim birçok şey vardı fakat şu an soracak ne cesaretim ne de isteğim vardı. O çocuk kimdi bilmiyordum, Jungkook'la ne zaman nerede tanıştılar, ne kadar süre birlikte kaldılar bilmiyordum, bana neden böyle bir snap geldiğini de bilmiyordum.
Jimin'e sormak yerine Jungkook'a sorabilirdim ama nedense istememiştim. Ona güvenmediğimi düşünmesini ya da daha henüz aramızda bir şeyler olmaya başlamışken aramızın bozulmasını göze alamamıştım sanırım.
Evet ona kızmıyordum ama aniden gelen bir snaple, Jungkook'u hiç tanımadığım biriyle bir sokakta dudak dudağa görünce, kırılmıştım işte.
Jungkook'a elbette soracaktım ve ona güveniyordum ama sadece düşünmek için biraz zamana ihtiyacım vardı.
Bu yüzden bugün biraz kafamı dinlemek adına şarjı biten telefonumu öylece bırakıp bütün günü kendime ayırmıştım.
Zaten Jungkook dışında fazla konuştuğum biri de yoktu.
Pencereden dışarı bakmam ve havanın çoktan karardığını görmemle gözlerim büyüdü,
derken kapı çaldı.
Kaşlarımı çatıp zorlanarak -saatlerdir yattığım için her yerim uyuşmuştu- kapıya vardım. Küçük gözden bakmıştım ama kimse yoktu.
Kapıyı açtığımda ise göreceğim şey kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Jungkook, kapımın önünde, yerde bacaklarını uzatmış oturuyordu.
-
bu bölüm düz yazı olsun mu diye sormuştum, here we go
aslında daha uzun yazacaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim-
amaa bir sonraki bölüm de düz yazı olacak ve bir hafta içinde yayınlamazsam bana istediğinizi sayabilirsiniz ssğfjwpfnwğdbu arada, nasılsınız?
kendinize dikkat etmeyi unutmayın<3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
mistake; taekook
Fanfictiontaetae: seni gerçekten juancock olarak mı çağırmalıyım? juancock: lanet olsun, seni küçük bok juancock: pekâlâ, adım jungkook. the owner is @lesterxprince