Perdenin arasından süzülen ışıklar Lalisa'yı uyandırdığında birden yatağından fırladı, saçları dağınık ve uykulu bir şekilde hızlıca hazırlanmaya başladı.Ama bugün diğer günlere göre biraz daha yorgundu.
"Bir kere de vaktinde uyansam ne olur sanki? Ne kadar işe yaramaz bir alarm, uyandıramıyor bile!"
Lalisa'nın o anlık öfkesinden alarmı bir anda yere düştü ve parçalandı. Vakti olmadığı için alarmı hemen yatağının altına ittirdi.
Bir anlığına durup kendi haline güldü. Şu an Yeri ya da Baekhyun onu sinirli bir şekilde dükkanda bekliyor olmalıydı, o yüzden saçını düzgün tarayamamış ve kahvaltı bile edememiş bir şekilde aceleyle çıktı evden.
Lalisa yoldayken telefonu çaldı, arayan Yeri'ydi. Telefonu kulağına götürürken gayet mutlu ve kıkırdayan bir adet Yeri beklemiyordu.
"Abla! Nerede kaldın? Hey, Seulgi de burada. Beraber vakit geçirmemiz güzel olur diye düşündüm. Nayeon bugün boş, Jisoo ve Jennie'yle konuş ve hepimiz bir arada olalım.Hem onları da Seulgi'yle tanıştırmak istiyorum."
Yeri birden hem soluklanmak için hem de ne diyeceğini düşünüyormuş gibi sustu.
"Baekhyun nerede?"
"Dur, onu hiç görmedin mi? Sabah dükkana da mı gelmedi?"
"Hayır, haberin vardır diye düşünmüştüm."
"Şimdi geldim, kapatıyorum."
Lalisa dükkana girdiğinde Yeri telefonunda bir şeylerle uğraşıyordu, ama Seulgi'yi göremedi.
"Seulgi burada dememiş miydin? Hani nerede?"
"İçeriye su içmeye gitti sanırım,bak istersen."
Lalisa içeriye adımlamak üzereyken durdu. Seulgi'yi izledi biraz, bir şeyler düşünüyordu, kendince sorunları varmış gibiydi. Geri çıkmaya karar verdi.
O sırada gelen iki müşteriyle ilgilenip gönderdikten sonra birden aklına geldi.
"Ah, Jisoo ve Jennie'yi aramayı unuttum!"
"Tamam, elinizi çabuk tutun. Dükkanda sizi bekliyoruz. Sakın geç kalmayın yoksa dışarıda kalırsınız." Lalisa güldü.
Jennie hemen kabul etmişti ama Jisoo önce reddedecek gibi oldu, Lalisa'nın ısrarlarıyla tamam demişti.
Nayeon aramalarından yaklaşık on dakika sonra dükkana vardı ve Seulgi'yle tanıştılar, oturup uzunca sohbet ettiler.
Yaklaşık bir saat sonra da diğerleri geldi, hepsi bir arada olunca toplanıp fotoğraf çekindiler.
Bu sefer aralarında Seulgi de vardı.
Diğerlerinin de yeni kişiye kanı hemen kaynamış gibiydi.
"Hepimiz buradayız, o zaman sizi bildiğim bu civardaki bir kafeye götüreyim." Seulgi konuştu, herkes Seulgi'nin sıcak tavırlarından hoşnut oldu ve kabul ettiler.
"Bu kafeye yıllardır gelirim. Gerçekten güzel tatlıları var."
Büyük, yuvarlak masaya oturduklarında hepsi eline birer menü aldı ve sipariş vermeye başladılar.
"Vay, gerçekten lezzetliler. Seulgi, sen de işini biliyorsun." Yeri Seulgi'ye bakıp göz kırptı. Seulgi de Yeri'ye bakıp içtenlikle gülümsedi.
Nayeon kendi tatlısını bitirip diğerlerininkine saldırınca, küçük çaplı-tatlı bir kavga çıktı ve Nayeon ikinci kez sipariş verdi.
Onlar böyle sohbet edip gülüşüyorlardı, ama fark etmedikleri bir şey vardı.
Birisi daha onları izliyordu.
Lalisa rahatsız olmuştu, neyden rahatsız olduğunu o da anlayamamıştı. Ama bunu boşverdi.
Sonunda herkes doyduğunda ve kalkmaya karar verdiklerinde, kendilerini izleyen kişi, özellikle onları takip etti.
İşlerini halledip kafeden ayrıldıklarında yine Lalisa'nın arabasını doldurup yola çıktılar.
Jennie konuştu, "Baekhyun hâlâ dükkana gelmiyor mu?"
"Hayır, sanırım biriyle çıkıyor ve bize söylemiyor. Doğruyu söylemek gerekirse onun hakkında o kadar da endişelenmiyorum, Baekhyun'u biliyorsun."
Jennie kafasını salladı ve Jisoo'yla telefondaki oyuna bakmaya devam etti.
"Hangi oyunu oynuyorsunuz?"
"Brawl Stars, vakit öldürmek için oynuyorum. Sen de oynamalısın."
Dükkana geri döndüklerinde dağıldılar, Seulgi işi olduğunu söyleyip çıktı. Yeri de biraz yürüyüş yapacağını söyledi, Lalisa yalnız kalmıştı.
Vakit neredeyse akşam olmuştu, Lalisa markete gidip içecek bir şeyler almaya karar verdi. Kendi kendine bir melodi tutturmuş ceketini giyiyordu. Tam dükkandan çıkacakken, kapı birden açıldı.
Karşısında uzun boylu biri, sırtında da sarhoş Baekhyun vardı.
"Merhaba, ben Park Chanyeol." gülümsedi.
Lalisa birden şok oldu, ne yapacağını şaşırdı ve Chanyeol'ü içeri alıp Baekhyun'u uygun bir yere bıraktılar.
"Aslında Baek'le bir hafta önce tanıştık, hemen alıştık birbirimize. Bugün bana beraber içelim dedi. Kabul ettim, ama o biraz fazla içti.." Chanyeol Baekhyun'a bakıp gülümsedi.
Lalisa da Chanyeol'e baktı, bakışlarındaki hisleri hemen anlamıştı, cadıydı sonuçta.
Hemen bu düşüncelerden kurtulup tekrar Baekhyun'a baktı. "Acaba ben de bir gün böyle birini bulabilir miyim?" diye düşünmeden edemedi.Chanyeol'le biraz daha sohbet edip onu yolladı, Baekhyun'u büyüğü olsa da azarlayacağını ve kızacağını söyledi. İkisi de güldü.
Lalisa Baek'in abisini aradı, hemen gelip aldılar. Abisi ne kadar üzgün olduğunu söyleyerek dükkandan çıktı. Onları yıllardır tanıyordu, o yüzden birbirlerine alışıklardı.
Vakit iyice geç olduğunda Lalisa da evine gitti, ancak içeriye adım attığı anda başı döndü, gözleri kapandı. Lalisa büyükannesinin yanına geldiğini ve kafasını kaldırdığını hissetti, ancak gerisi karanlıktı.
________________۵_________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IKIGAI ║ chaelisa
Fiksi Penggemar"Lütfen, şimdi gerçeği söyle. Sadece bir kelime, bir kelime bile yeterli." -chaelisa fanfic. gxg.