Benim buraya gelmem tamamen hataydı. Bunu bugün iyice anlamıştım. En başından beri buraya gelmemeliydim. Büyük kayanın üstüne oturdum. Ateş bu zamana kadar gelme diyerek doğruyu söylüyormuş be! Ben eve nasıl döneceğim diye düşünürken araba sesi ile kafamı kaldırdım. Ateş başını camdan çıkarıp "atla" deyince anlamazca ona baktım. Ateş nereden biliyordu burada olduğumu? "Senin burada ne işin var?" dedim ayağa kalkarken. "Atla yolda anlatırım" deyince başımı salladım. Ön koltuğa oturup emniyet kemerini taktım. Ateş gaza basınca Ateşe döndüm. "Sen beni nasıl buldun" dedim merakla. Ateş yüzüme bile bakmıyordu. Durduk yere ne oldu ki? "Telefonum Ali'nin arabasında kaldı" dedim camdan dışarıya bakarken. "Ben alırım" deyince bir şey demedim. Ateşe ne olmuştu? Telefonda konuştuğum Ateş değildi bu. Ya da 3 sene önceki Ateş. Değişmişti hemde çok.Başımı cama yasladım. Hiç bir şeyi anlayamıyordum. 3 sene içinde niye herkes değişmişti. Ateş desen apayrı. Ali de değişmişti. Neden ama neden? Kendi kendime neden olabilir diye düşünürken Ateş bilmediğim bir yola arabayı sürünce ona baktım. "Eve gidiyoruz diye biliyordum?" dedim ona bakarken. "Evet eve gidiyoruz kısa yoldan götürmek istedim. İşim var geç kalmamak için" dediğinde başımı salladım. İşi varken bile çocuk beni düşünmüştü. Bir de şüphe duymuştum çocuktan. Salaksın Eylül! Can, Cansu , Sude şuan deliye dönmüştür! Hele babam... Radyoyu açacakken Ateş'in elinin üstündeki dövme dikkatimi çekmişti. Dövme'miydi onu da bilmiyordum ama ona benziyordu.
Elinin üstündeki dövmeye benzer şeye iyice baktım. Kuru kafaydı. Ateş birden elini çekince ona baktım. "Ne yapıyorsun!" diye bağırınca şaşkınca ona baktım. "Niye bağırıyorsun ya? Sadece merak ettim baktım. Niye bu kadar abarttın onu anlamadım?" dedim sinirle. "İnsanların gözü bende olunca rahatsız oluyorum" deyince gözlerimi devirdim. "Artık eve gidebilir miyiz? Babam arkadaşlarım benim merak ediyordur." dedim Ateşe bakmayarak. "Tamam" deyince dışarıya bakmaya başladım.
Niye bu kadar uzun sürdü bu yol? Araba birden durunca başımı torpidoya çarptım. Sinirle başımı kaldırıp Ateşe baktım. "Sen gerizekalı mısın! Öyle fren yapılır mı ya! Başım gitti başım!" diye çemkirdim. Ateş sadece dışarı bakıyordu. Başımı kaldırıp dışarı baktım. Arabanın önünde Demir'i görünce şok oldum. Bunun burada ne işi var? Bakışlarımı Ateşe çevirdim. Ateş sadece Demir'e bakıyordu. Demir benim tarafıma gelip kapıyı açınca sahte bir şekilde gülümsedim.
Emniyet kemerimi çıkarıp arabadan çıktım."Ne oldu Demir?" dedim. Demir gülüp elini bileğime getirince ona baktım. "Sana anlatacaklarım var benimle gel" deyip beni çekince zar zor durdum. "Hayır ve bileğimi bırakır mısın canımı acıtıyorsun" dedim bileğimi çekmeye çalışırken. "Zorluk çıkartma prenses" deyince derin bir nefes aldım.
"O elini çekmen için 3 saniyen var. Yoksa seni öldürürüm" Can'ın sesi ile arkama baktım. Can , Berke ve bir sürü koruma vardı. Ateş'e baktığımda şaşkınca Can'lara baktığını fark ettim. Neden şaşırmıştı bu kadar? Demir'e baktığımda Ateşe baktığını fark ettim. Ne oluyordu be! Demir bileğimi bırakınca Can bana doğru gelip beni arkasına aldı. Demir gözlerini bana dikince bakışlarımı kaçırdım. "O gözlerini oyarım Demir!" Can Demir'e kafa atınca Demir yere düşmüştü. Berke beni arabaya bindirip kapıları kilitleyince dışarıda olanlara bakabiliyordum sadece.
Can Demir'e yumruk atarken Ateş arabaya binip gitmişti. Can bir süre daha Demire yumruk atıp kendini rahatlatınca ayağa kalkmıştı. Arabaya binip direk kafasını bana çevirmişti. "İyisin dimi bir şeyin yok" dediğinde başımı olumsuz anlamında salladım. Arka koltuğa iyice yayıldım. Oh be! "Eve gidince herşeyi anlatacaksın." Diyen Can'a aynadan baktım. "Tamam" dedim sadece. Çünkü aklım Ateşte kalmıştı. Neden değişik şekillere girmişti bugün? Gıcık olmuştum zaten. Cevap vermemesi falan iyice sinir etmişti beni arabada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ateşi
Teen Fiction« Hem nefret hem aşk... İki duygu bir arada... » " Nefret mi aşk'ın önüne geçecek yoksa Aşk mı nefret'in önüne geçecek? "