küçük kalpler, var umutlar.

919 135 346
                                    

°Buruk yüreğine rağmen saç kırıklarında dahi umutlar asılı olan kız çocuğu, sana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°
Buruk yüreğine rağmen saç kırıklarında dahi umutlar asılı olan kız çocuğu, sana.

°

Gökyüzünden bir kar tanesi indi.
Yüzerce lira harcanmış, güzel görünme yolunda harcanmış saçlara gömüldü.

Gökyüzünden bir kar tanesi indi.
Ailesine bir parça ekmek götürebilmek umuduyla kırlaşmış saçlara düştü, onca beyazlık varken bir de o eklendi.

Gökyüzünden bir kar tanesi indi.
Orada sevdiğinin elleri artık asla gezinemeyecek olan bir adamın saçlarında yer edindi.

Gökyüzünden bin acı indi.
Teki geldi, mini mini bir kalbi ev bildi.
Ev sahibi küçük kız, o acılara ne çiçekler ekti.
O evi kıskananlar ne çiçekler soldurdu ufacık yürekte.
Kız çocuğu baktı olmuyor, daha da bakmadı.

Minik kız, kara kış soğuğunda köşesine sindi ve ürkek bakışlarla kısık sesini olabildiğince yükseltti.

"Mendil... Mendillerim var."

Kimsenin kimseye bakmadığı o soğukta, küçük kıza da dönüp bakmadı kimse. Kardelen, ellerini birbirine sürtüp oturduğu duvara iyice sindi. Üzerindeki ince hırkadan kolaylıkla içeri giren soğuk hava onu tir tir titretmeye yetiyordu.

Olsun. Kardelen'im ben, kış çiçeğiyim. Bu soğuklara da dayanırım. Şu yüreğimde hissettiğim soğuklar çok üşüttü ya, daha da yıkmaz bu beni.

Kardelen, yukarı baktı, bir kar tanesi olmak istedi kayıtsızca süzülen. Sonra sağına baktı, sıcacık evinde kahvesini yudumlayan şu kadın olmak istedi. Sola döndü, cebindeki paraların kabarıklığıyla övünen adam olmak istedi. Önüne baktı, ailesinin sevgisinden havalara uçan çocuk olmak istedi. En çok da mutlu olmak istedi.

Sonra sinirlendi kendine. "Kardelen... Kardelen... Yaşadığına şükretsene sen. Bak şu ilerideki hastaneye, ne bedenler serili o beyaz ama karanlık yataklarda." Başını yere eğdi. "Hem o kadar parayı taşıyacak kadar büyük cebim yok benim."

İlerideki binanın üzerinde asılı reklam panosuna baktı. Komşu kızının öğrettiği kadar bildiği okumasıyla okudu yazan yazıyı.

'Yılbaşına Özel Kampanyalarımız Sizlerle!'

"Peh, kampanyaymış! Bir ekmek kaç para haberiniz var mı sizin?"

Kendi kendine söylenirken yanında birinin varlığını hissetti. Mavi, tüllü elbisesinin üzerine beyaz, pahalı olduğu her halinden belli olan bir mont giymiş kız; Kardelen'e bakıyordu yüzündeki ince tebessümüyle. İki yandan bağlanmış sarı saçlarıyla gerçekten zengin bir ailenin gözde çocuğu gibiydi. Çok güzeldi ama sanki ona bu güzelliği veren gözleriymiş gibiydi. Orada bir şeyler yıkılmış, bir şeyler ayaklanmıştı. Bunu bir Allah'tan, bir de o kızdan başka kimse bilemezdi ya, orası başkaydı tabii.

yaza hasret kış çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin