Esin Mira 'nın ağzından;
Uykusuz ve yorgun gözlerle bir bordo rengi ince topuklu ayakkabılarıma birde şiddetle yağan ve dinmek bilmeyen yağmura bakıyordum. Yağmurun şiddetli sesi kulaklarımı dolduruyordu. Derin bir nefes çektim ve yaklaşık 10 dakikadır dinmesini beklediğim yağmura tekrar baktım.
İçimden bir küfür savurdum arabayı bakıma vermekle çok büyük bir hata yapmıştım.
"Sen hala burda mısın? Neyi bekliyorsun" diyen sesle arkamı döndüm. İş arkadaşım olan Aras'tan başkası değildi bu.
"Yağmurun dinmesini bekliyorum" dedim bezgin ve ağlamaklı çıkan sesimle. 2 gündür hiç uyumuyordum, nöbete kalıyordum. Eğer doktorsanız geceniz gündüzünüz olmuyordu.
"Araban nerde? Arabayla gelmedin mi ki." dediğinde kısaca "bakımda" dedim. Konuşmaya bile halim yoktu.
"Ben bırakırım seni atla hadi " dedi arabasını göstererek gülümseyerek kafamı salladım. Elimdeki çantayı kafama siper ederek hastanenin girişinden çıkıp yağmurun beni ıslatmasına izin verdim.Hızlı adımlarla arabaya binecekken ambulans sesiyle ikimizde mıhlanmış gibi olduğumuz yerde kaldık. Ambulanstan inen bir adam korkuyla bağırdı. "Yardım edin ! Biri yardım etsin. O ölüyor. " Elimdeki çantayı hızlıca Aras ''ın arabasına attım ve kapıyı kapattım. Arasta bunu beklercesine arabayı kitledi ve ikimizde hızla ambulansa koştuk.
Bir yandan da acile seslenerek"buraya hemen sedye yollayın diye bağırdım."
Aras hastanın bilgilerini ilk yardımcılardan alırken, gözlerim hastanın üzerine asılı duran bıçağa takıldı. Biri onu öldürmek için kalbinin yakınına bıçak saplamıştı. İfadesizliğimi korumaya çalışsam da irileşen gözlerime hakim olamadım.
Hastanın yanında ki iri yarı adama gözlerimi diktim. Korku vardı gözlerinde, derin bir korku, kaybetme korkusu. Nerde görsem tanırdım bu bakışı. Benim ona baktığımı hissedince bakışları bana kaydı ve ifadesizliğe büründü.
"Mira acil müdahale edilmesi lazım. Hastanın durumu ciddi." Diyen Arasla dünyaya döndüm . Gözlerimi takılı bıçağa kitledim. Acilen ameliyat edilmesi gerekiyordu fakat hastanede şuan Aras ve ben dışında acildeki hemşireler hariç kimse yoktu. Bana bu gece rahat uyku da yoktu. Hızlı ve dikkatlice sedyeyle hastayı taşıdık. Bir yandan da bağırıyordum.
"Acilen ameliyathaneyi hazırlayın!"
******
3 saat sonraOldukça yorucu ve zor bir ameliyattan çıkmıştım ameliyatı ben yapmak zorunda kalmıştım çünkü benden başka kalp cerrahı şuan hastanede yoktu. En az benim kadar yorgun olan Aras da beni asiste etmişti. Ameliyathanenin önünde hastayla gelen iri yarı adam yerinde duramadan ileri geri yürüyor hızlı ve sinirli nefes alıp veriyordu. Bakışları mavi gözlerimle buluştuğunda hızlıca yanıma geldi ve sordu. " Durumu nasıl? İyi değil mi. " dedi . Derin bir nefes aldım ve " üzgünüm bilinci hala kapalı ben tüm müdahaleleri yaptım. Ama uyanmasını beklemek dışında yapıcak bir şeyimiz yok bu süre zarfında yoğun bakımda kalıcak. " dediğimde zifiri karanlık gözleri mümkünmüş gibi daha da kararmıştı.
"Ne zaman uyanır?" Dediğinde derin bir nefes aldım . " Bilmiyorum , 3 gün sonra da uyanabilir 3 yıl sonra da." Söylemek cok zordu ama durumu ciddiydi. Tekrar söze girdim bu sefer bakışlarımı kaçırdım.
" Hiç uyanmayadabilir"
" Onu iyileştirceksin , o uyanacak. O uyanmak zorunda! Diye bana kükrediğinde yorgun gözlerimle ona sert bir bakış attım .
" Siz istemesenizde ben onu iyileştirmek icin elimden geleni yaparım. Cünkü ben doktorum. Ve bunu sen istediğin icin degil doktor olduğum , bunu ben istediğim icin yaparım. Acınızı anlıyorum fakat kendinize sahip çıkın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE [Nefessiz]
RomanceElinde tuttuğu kumanda ile etrafına bakındı. Korkuyla gözlerini açıp kapadı. "Sen, sen psikopatsın. Manyaksın. Ağır manyak. Bu gercek olamaz. Sıradan normal bir insan bunları yapamaz" dedi titreyen sesiyle. Haklıydı normal bir insan bunları yapamazd...