Gözlerini kapatmış, mırıltılar eşliğinde öpücüğüne karşılık verirken kıvırcık saçlarını çekmişti elinde olmadan. Geceliğinin askısını indirirken bir eliyle ince boynundan tutup kendine daha da çekti. Genç kadın ona gülmüş ve diğer askıyı indirerek geceliği göğüslerinin altına getirmişti. Kerem kafasını eğmeden ellerini kısacık sanatına getirip parmaklarını sertçe gezdiriyordu. "Kerem..." diye fısıldadığında gözlerini birleştirmelerini sağlamıştı. Dudaklarını Kerem'le yeniden birleştirmesi genç adamı karanlık bir boşluğa sürükledi.
Pamuğu kız kardeşinin avuç içine bastırdığında iç çekerek ağlayan Itır'a çaresizce bakıyordu. Pamuğu çekip avuç içine üflerken ağlamaya devam eden kardeşine sitem etti.
"Sana odasını karıştırmamanı söylemiştim. Ağabey sözü dinlemezsen böyle olur. Ağlarsın öyle."
Itır öfkeyle soludu hıçkırıklarının arasından.
"Lanet olası adam!... Ölse de kurtulsak!..."
"Bu seferki çok kötü kabarmış. Yaran düzelene kadar birkaç gün teyzemde kal."
"Gece'yle uğraşmak beni yoruyor. Beni sevmiyor ağabey."
"İyi. Burada kal da yine bastırsın avucuna kibriti, daha fena olsun yaran."
İsteksizce kabul etmişti küçük kız. Salonda duvara bomboş bakan annesinin yanına gidip dikkatini üzerine çekmek için boğazını temizledi. Annesinin soğuk ve donuk olan yeşil gözleri kendi yeşilleriyle buluştuğunda aralarındaki soğukluktan içi titredi.
"Itır'ın elleri kötü durumda. Birkaç gün teyzemde kalabilir mi? Sadece birkaç gün. Gidip alırım ben onu."
"Gitsin. Gözüme gözükmesin. Sen gidemezsin. Baban iki gün evde olmayacak. Benimle kalmak zorundasın."
Annesinin onu yanında istemesi şaşırtsa da sevindirmişti. Belki de onsuz tek başına yapamazdı? Sevindiğini belli etmemeye çalışsa da parıldayan gözleri onu ele veriyordu.
Dudakları arasından çıkarttığı dilini boynunda hissederken ısısı artan bedenini aşağıya kaydırıp Zeynep'in daha yukarıda olmasını sağlamıştı. Parmaklarıyla kızın belinde baskı oluştururken geceliği daha aşağıya indirip üstünden atmaya çalıştı. Zeynep'in yardımıyla gecelik yerle buluşurken zaten çıplak olan vücuduyla üzerine çıkacakken Zeynep ondan önce üstüne oturup ona sürtünmeye başlarken boğazından büyük bir inleme döküldü ve yeniden kendini o boşlukta kaybetti.
Ev hiç olmadığı kadar ıssız ve soğuktu. Soğuktan titreyen bedenini zorla yatağından kaldırırken perdenin örtmediği camdan güneşin yeni doğduğunu gördü. Elini alnına getirdi. Üşümesine rağmen alnı sımsıcaktı, yanıyordu. Terliklerini giyip ilaç almak için mutfağa inmeye karar verdi. Uzunca merdivenlerden tutuna tutuna ve yavaşça iniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♠️LAVANTA KOKUSU♠️
Teen Fiction🍁🍁🍁 Lavanta Kokulu'm diyordu ona, değil mi? Lavanta, aşkın kokusuydu. Genç kadın onu bir zamanlar seviyordu ama şimdi, bilmiyordu... Onu kendinden korkutarak soğutmuştu. Şimdiyse, ondan onu tekrar sevebilmesini nasıl isterdi ki? Kadın ondan vaz g...