4 ;

108 27 7
                                    

🌺saat 05:53 kafayı yedim sanırım bu saatte bölüm yazdım harika. 👻💘umarım hoşunuza gidecek bir bölüm olur ama sizden satır arası yorum istiyorum booool boll!🤗🧡 Bu tarz şeyler beni fazlasıyla gaza getiriyor o yüzden yapabildiğiniz kadar yapın lütfen 💖🙈

biiiiir de biir dee; crown of hwarang'tan başka ficlerime bakmamışsanız mutlaka bakın derim 🙃💚 onlar hakkında ne düşüneceksiniz merak ediyorum 🥺🥰🤎

🤟🏻 iyi okumalar 🐿️💨

------

Düello?

Tüm arkadaşlarımla birlikte, başkente geri dönmek ve halkın canını kurtarmak için kendi canımı riske atmalı mıydım?

Jimin'i düşündüm. Eğer gerçek kral o ise -yani benim gibi başkasını kurtarmak için kendini öne çıkartmaya kalkmamışsa- korunması gerekiyordu. Buradan sağ salim çıkması, kendini Dünya'ya tanıtması ve tahtına oturması gerekiyordu.

Eğer yapabiliyorsam, yapmalıydım.

"Pekala." dedim gözlerimi en duygusuz halimle ona dikerken. "Kabul ediyorum. Ya canım, ya şartsız barış."

Veliaht Prens'in dudakları memnuniyetle kıvrıldığında kendinden bu kadar emin olması bir şeylerden şüphelenmeme sebep olmuştu.

Ne çeviriyordu bu pislik? Hala yapabileceklerimin farkında değil miydi?

"Öyleyse sizleri misafirhanemize alalım" dedi bakışlarıyla beni aşağılarken. "Yarın için dinlemeniz gerek. Yorucu bir gün olacak, majesteleri."

Daha fazla sinir bozucu görüntüsüne katlanmamak için onun gibi sırıtıp küçük bir baş selamı verdim.

"Öyleyse iyi akşamlar, majesteleri." dedim ve arkamdaki arkadaşlarıma gitmemiz için bir bakış atıp bize yolu gösterecek olan saray görevlisini takip etmeye başladım.

Hala korkuyla ve biraz da şaşkınlıkla -büyük ihtimalle yıllardır gizlenen kralı gördükleri için- olanları izleyen Silla Halkının önünden geçerken, onlara karşı hiç olmadığım kadar sorumlu hissediyordum.

Daha fazla kişinin, benim yüzümden canından olmasına izin veremezdim.

Küçük ama görkemli görünen binaya yaklaştığımızda kimseden çıt çıkmıyordu. Ama herkesin aynı şeyi düşündüğüne -bir kişi hariç- emindim.

Min Yoongi, gerçekten kral mıydı? Bunca ay krallarıyla aynı odayı mı paylaşmışlardı?

Tahta kapı bizim için açıldığında, yine aynı sessizlikte içeri girdik ve uzun bir koridoru geçip geniş bir yatakhaneye ulaştık. Kendimi gözümün kestirdiği ilk ranzanın altına atıp derin bir nefes verdim.

Birkaç saniye geçtiğinde ve kulaklarım sinir edici bir sessizlikle baş başa kalmaya devam ettiğinde kaşlarımı çattım. Tanrım, gerçekten mi?

Kaşlarımı çatıp sinirle yerimde doğrulduğumda trajikomik bir manzara beni bekliyordu.

Seokjin kocaman açılmış gözleriyle kapının eşiğinde öylece duruyor, Namjoon sol elini saçına atmış gerginlikler karıştırırken hemen yanında duruyor, Jeongguk ise ikisinin arkasına gizlenmiş tedirginlik dolu bakışlarla beni kesiyor, Taehyung ve Hoseok ise onların hemen sağında birbirlerine tutunmuş ne tepki vereceklerini bilmeyerek ağızları bir karış açık şekilde bana bakıyorlardı. Ve Jimin de-

Jimin onların en arkasında kafası yere eğik, ellerini yumruk yapmış bir şekilde dikiliyordu. Derin bir nefes aldım.

"Orada ejderha yumurtası görmüş dilenci gibi bakıp durmasanıza." dedim sinirim sesime yansırken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

crown of hwarangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin