Ariana sabah uyandığında kafası hala karışıktı.''artık buna bir son vermeliyim ''diye mırıldanarak kendince bir karar verdi.Çabucak şeçtiği kıyafetlerini giyerek babasının yanına kahvaltı için indi.Mutfaktan her zamanki kahvaltı kokuları gelmiyordu.Dahası babası mutfakta bile değildi.Merakla babasını ararken onun elinde bir kutu ile bahçe kapısından içeri girerken gördü.''ah ariana tatlım uyandın mı?''diye sordu babası elindeki ahşap kutuyu arkasında saklamaya çalışarak.Ariana farkettiki babasının gözleri kızarmıştı sanki az önce ağlamışta gözyaşlarını silip içeriye girmiş gibi.''baba sen ağladın mı''diye sordu Ariana tereddütle çünkü daha önce babasını ağlarken hiç görmemişti.''hayır tatlım dışarıda bir rüzgar çıktıda o yüzden alerjik bir reaksiyon olsa gerek''diye yanıtladı ve elindeki ahşap kutu ile Ariana'nın yanından sıyrılıp merdivenlere yöneldi.''o elindeki kutuda ne var baba''diye seslendi Ariana merakla kutunun içindekileri görmek için can atıyordu.Babasının yanından geçtiği saniyelerde dikkatle kutuyu incelemişti,üzerindeki yeşil taşlar değerli gibi duruyordu oysa kutunun ahşabı cilalanmamış basit bir malzemedendi.''ah canım sadece birkaç değerli evrak iş hakkında''diyerek geçiştirdi babası ve odasına çıktı.Ariana babasının odasına çıkma sebebini biliyordu,ya o kutuda cidden iş için özel olan belgeler vardı yada Ariana'dan gizlemek istediği şeyler belki doğum belgesi belki annesinin ölüm kağıtları belki başka gizli birşey ve babası onu odasındaki gizli kasasına koyacaktı.Ariana buna emindi ve o kutunun içinde ne olduğunu asla öğrenemeyeceğini çok iyi biliyordu çünkü babasının ona söylemediği diğer şeyler gibi şifreside gizliydi.
Ariana hayal kırıklığına uğramış bir şekilde mutfağa girdi kendine sütle kahvaltılık gevrek hazırladı ve oturup iştahsıza onu bitirdi babasınında ona katılmasını bekledi ama Tom geri gelmedi.Okul otobüsünün kornası evin içinde yankılandığında ''geç kalma tatlım''diye seslenen babasına bir cevap vermeden evden çıktı.Araca bindiğinde meraklı gözler onu izliyordu herkes hala dün olan olayı konuşuyordu ki normalde Ariana'nın okul otobüsüne bindiğini bile farketmeyen gözlerin hepsi bu sabah onun üzerindeydi.Arkadaşı Emilly nin yanına oturan Ariana James'in otobüste olmadığını farketti.''Hey altın çocuk bugün yok mu?''diye sordu fısıltı ile Emilly'ye.Herkesin bir yandan kulak patlatıp onu dinlediğini biliyodu.''bırak şimdi altın çocuğu kızım sen artık okulun en popüler kızısın James'in kankası Luck sabah gelip yanıma ders çalışıp çalışamayacağımızı sordu''diye inledi büyük bir keyifle.Emilly'ninde o çocuğa karşı bir zaafı vardı çocukluğundan beri.''biz ki ben senin sayende okulun diğer popüler kızı oluyorum dostum biz üniversiteli öğrenciler tarafından ilgi gören güzel kızlar olarak görülüyoruz artık,sende kendine başka bir altın çocuk bulmalısın''dedikten sonra göz kırptı.''lanet olsun dayım üniversiteli olabilecek yaşta değil o 37 yaşında''diye mırıldandı Ariana canı sıkılmış bir şekilde ve Emilly'nin ikinci şoku yaşamasını sağladı.''şaka yapıyor olmalısın o taş çatlasın ki kendide bir taş sayılır,en fazla 25 gösteriyor''.Ariana Emilly'nin dayısına duyduğu ilgiden sıkıldı çünkü daha kendisi bile dayısının ne kadar mükemmel yakışıklı mükemmel havalı ve zeki olduğunu algılayabilecek kadar zaman geçirme fırsatı bulamamıştı.Somurtarak Emilly'nin anlattıklarını dinlemeden okul yolu boyunca oturup annesini düşündü.Okula gelip sınıfa girdiklerinde sırasında uyuyan James'i görünce içi biraz olsun rahatladı.Hatta o sırasına oturduğunda James'in kafasını Ariana'nın sırtına daha sıkı bastırdığını bile hissetti.Bugün ki matematik ve coğrafya dersleri sıradan bir şekilde ilerledi.Gün içerisinde James arkadaşlarıyla mutlu görünüyordu.Ariana bunun için biraz olsun sevindi.Ders çıkışı Emill'ye işi olduğunu söyleyip okul otobüsüne binmedi.Okulun arkasındaki boş basket sahasına yöneldi.Okulun hizmetli odasında muhafaza ettiği pankart malzemelerinide alarak kafasını dağıtmak için herzaman herkesten gizli yaptığı şeyi basket takımı için çizdiği pankartları hazırlamaya gitti.O kadar ilgisizdiler o kadar burunları havadaydı ki mükemmel olduklarını sanıp bu pankartları onlara gizli bir sponsorun hazırlattığını sanıyorlardı.Bir sonraki maçları için hazırladığı karikatürvari pankartı neredeyse bitirmişti ki kafasını sıyırıp geçen basket topunun acısıyla tüm dikkati dağıldı ve elindeki boya kutusu bu sabah acele ile giydiği gri kotuna boydan boya döküldü.Lanet ederek yerden kalkmaya çalışan Ariana bunu kimin yaptığını görmek için topun geldiği yöne baktı acı içinde.Kendisini sinirli gözlerle izleyen James i görünce ise şok geçirdi.Bunu neden yaptığına bir anlam verememişti.''Sen burada ne yaptığını sanıyorsun yoksa bu seferde bizim özel pankartlarımıza mı zarar veriyorsun''diye kızgınlıkla sordu James yavaşça Ariana'ya yaklaşarak.Sinirle ayağa kalkan Ariana Dökülen boyaya aldırmadan''sen kendini ne sanıyorsun altın çocuk sana altın dedik diye kendini altından yapılma mı sandın? Kendi pankartlarımı neden mahvedeyimki o kadarda uğraşmışken hemde?''diye bağırdı.Onun bu çıkışıyla ne diyeceğini bilemeyen James tam ağzını açacakken Ariana devam etti''neyi mahvediyormuşum başka ben bence bir şeyi mahveden varsa bu da sensin ,senin sorumsuzluğun yüzünden başka insanları strese sokuyorsun''Buna karşılık ne diyeceğini bilemeyen James Arianaya yaklaşarak yerdeki pankarta baktı.''bunları bu kadar süre boyunca hazırlayan hep sen miydin?''diye sorabildi sadece Ariana'nın yüzüne bakamıyordu sadece az önce tam anlamıyla mahvettiği pankarta bakabiliyordu.''ne sandın altın çocuk sürekli şampiyon olan liseliler olarak kendinizi rock yıldızı mı sandınız?''diye dalga geçti Ariana.Ve eğilim köşesine boya bulaşmış pankartı bez ile silmeye başladı ama başarılı olamamıştı.Ağladı ağlayacak hüzünle haftalardır uğraştığı pankarta bakarak ne yapacağını düşündü.Şimdi hem bunca uğraşı boşa gitmiş hem avm den aldığı özel tasarım kotu mahvolmuş hemde ukala çocuk James'in diline düşmüştü.Bütün okul onunla dalga geçecekti.Zaten müdürede tek bir şartla bunu yapmak istediğini söylemişti ve bu da bunun sadece ikisi arasında kalmasıydı.Göz yaşları pankartın üzerine süzülürken James elinden fırçayı alıp diğer renklere uzandı.Ariana şaşkınlıkla bir yandan ağlayarak bir yandanda onun ne yaptığını izledi.James Sarı rengi kullanarak kırmızıya boyanmış köşeye çiçekler çizmeye başladı.Ariana onun ne yapmaya çalıştığını anlamıştı.''bunu senin bir imzan olarak düşünebilirsin''dedi James sırıtarak Ariana'ya.Ama bu kısmı sen çiziyorsun diye cevap verdi Ariana.Diğer fırçalardan birini alarak mavi boyaya batırdı ve James in çiçek çizdiği kısmı bir çerçeve içine aldı ve en alt kısmınada ''altın çocuk''yazdı.Zaten pankartın çoğunluğnu James in koca kafalı bir karikatürü- potaya 3lük atarken -ve etrafındaki takım arkadaşlarının silüeti vardı.Bitirdiklerinde genel olarak pankart deforme olmuş etkisinden kurtulmuştu.''özür dilerim Ariana ''dedi James yavaşça ayağa kalkarken.Ariana'da doğruldu şimdi James ile yüz yüzeydiler.''hangisi için''diye sordu Ariana hem hala kafası ağrıyordu top yüzünden hemde James gereğinden fazla ağır konuşmuştu.''tamam pankart konusunu anlayabilirim bilmediğin bi durumdu ama neden başka şeyleride mahvetmemden bahsediyorsun ki?''James bir süre Ariana'ya bakarak sustu.''Ariana ben senden çok hoşlanıyordum ,her zaman seni uzaktan izledim,başarılı güzel bir kızdın,her kız gibi basket gibi bir sporda başarılıyım diye bana tav olacağını düşündüm daha çok çalışıp en iyisi oldum ama sen hiç bir zaman başarılarımdan etkilenmedin.Yani tam olarak bende eksik olan ne?Çok mu küçüğüm senin için?Daha olgun erkeklerden mi hoşlanıyorsun?''diye çaresizce Ariana'nın şaşkınlıkla bakan gözlerine yoğunlaştı.Tam Ariana ona herşeyi açıklayacaktı ki ''Leydiiiim''diye bir ses geldi.Ariana bugün kısa sürede çok ani şeyler yaşayıp duruyordu kafası dolup taşmıştı geriye dönüp baktığında dayısının gülen yüzünü gördü.Şaşkınlıkla ''dayı?seni bugün görmeyi beklemiyordum.''diyerek sarılmaya gitti.Ne olduğunu anlayamamış olan James arkalarından bakakaldı.Sirius ,James'e tip tip bakarak ''tatlım nerelerdeydin eve gelmeni bekledim ama gelmedin sen gelmeyince bende okuldan çıkmamış olabileceğini düşündüm burada bu çocuk ile ne yapıyorsun ki?''diye sordu.Dayısını zaten görmeyi bekleyemeyen Ariana bu sahiplenişe çok şaşırdı ve ne diyeceğini bilemedi az önce yıllardır hoşlandığı çocuktan çok önemli şeyler duymuştu sonuçta,uzun süredir beklediği bu anın böyle sonuçlanması onu üzmüştü.''hiç sadece sınıf arkadaşımla bir pankart çalışması yapıyorduk''diye cevap verdi,peki sen niye buradasın seni yarından önce beklemiordum.''diye sordu konuyu değiştirircesine.''ımm canım sadece yarın benimle gelip gelmemeye karar verip vermediğini merak ettim''diye konuştu Sirius belinden tutup Ariana'yı Jamesten olabildiğince uzak bir köşeye taşıyarak''ve birde sana benim ve babanın küçük Cordelia'sı olduğunu söylemeye geldim.''dedi gülümseyerek.Ariana yeniden bir şey anlamamıştı''şifreli mi konuşuyoruz Cordelia da kim?''diye sordu.Sirius inanamayan gözlerle Ariana'ya baktı.''baban sana Cordelia'nın kim olduğunu söylemedi mi?''sordu.Ariana ne diyeceğini bilemez gözlerle bakarken babasının telaşlı sesi uzaktan duyuldu.Orda bulunan herkes dönüp sırada ne gelecek diyerek merakla bekledi.''kızım nerelerdesin saatlerdir evde seni bekliyorum,Sirius sen burada ne yapıyorsun?Ariana sana inanamıyorum sana bu adamla bir daha görüşmemeni söylemedimmi'' diye çıkıştı.''yürü eve gidiyoruz,bundan sonrada seni okula ben bırakacağım ve çıkıştada ben alacağım ve sen Sirius bundan önce yaptığın gibi dünyayı gezmeye devam edebilirsin ,kızımın aklına saçma fikirler sokmaktanda vazgeç...''diyerek Ariana'yı kolundan yakalayarak oradan uzaklaştırdı.Ariana sevdiği çocukla arasına giren problemlere mi yansın yoksa dayısı Sirius ile birdaha görüşme fırsatınımı kaybettiğine üzülsün bilemeden tek kelime etmeden eve kadar babasıyla gitti.Arabadan indiğinde koşarak odasına çıktı ve kapısını kilitleyerek ağlamaya başladı.Son bir ayda değişen hayatına..Bir yanda sevdiği çocukla tam bir şeyler yaşayacakken aile işlerinin karışmasına,yıllarca özlediği kokusunu hatırlamaya çalıştığı annesinin kardeşinin çıkıp gelmesiyle annesi hakkında bilmediği bazı şeyleri öğrenmesi herşey birbirine karışmış durumdaydı.Babası saatlerce yanına gelmedi.Akşam yemeği saati gelince kapısını tıklatan babası iş yemeğine gideceğini ve ona evden çıkmaması gerektiğini söyledi.Kısa süre sonra kapı sesiyle babasının çıktığını duydu.Midesinin guruldadığını duyan Ariana birşeyler yiyebilmek için mutfağa indi.Anlaşılan o ki babası Ariana için pizza siparişi vermişti.Ariana mikrodalgaya koyduğu pizzanın ısınmasını beklerken mutfaktaki ufak kapıdan bir tıkırtı duydu.Dayısı Sirius olduğunu düşünerek heyecanlanan Ariana karşısında James'i görünce dahada şaşkırdı.Kapıyı açıp''James burada ne arıyorsun''diye sordu.''içeri girebilir miyim tabi baban izin verirse''diye sordu james ise tabi Ariana onun saatlerdir dışarıda olduğunu üzerindeki bugün okulda giydiği kıyafetlerden anladı.Ve tabikide babasının evde olmadığını da biliyordu çünkü o yeni gelmiş olsa bile babası ile yolda karşılaşmış olması gerekiyordu.Ariana'nın suskunluğuna bozulan james''tamam kabul beni yakaladın ''dedi ellerini suçlular gibi kaldırarak.Saatlerdir evin etrafında dolanıyorum sen babanla gidince seni merak ettim cesaretimi toplayıp babandan görüşmek için izin isteyecektim ki babanı çıkarken gördüm sanırım özel bir yere gidiyor takım elbise giymişti bende bu boşluğu fırsat bildim ''diye cevap verdi o altın gülüşüyle.Ariana tam ağzını açacakken mikro dalganın sesi duyuldu içeriden bunu fırsat bile James ''ahh yemek mi yiyecektin saatlerdir açım en azından benle yemeğini paylaşamaz mısın ''diye sordu yavru köpek bakışı yaparak buna daha fazla dayanamayan Ariana ''tamam hadi gel içeri''diyerek onu içeri aldı.Evin abartısız ama kaliteden ödün vermeyen hali James'in dikkatini çekmiş olmalı ki '' çok zevkli bir bayan eli değmiş bu eve''diye yersiz bir yorumda bulundu.Biraz bozulan Ariana hiçbirşey demeden ısıtıcıdan çıkarttığı pizzayı dilimlere ayırıp James'e bir tabak uzattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kılıçların Büyüsü
FantasyAren japonca kılıç demektir...Samurayların iki kılıcı olurmuş ve kalkan kullanmazlarmış..Çünkü ihtiyaç duymazlar,bence bazıları hata yaptığında bundan dolayı kaybediyor.Bizim hikayemizde de bir kılıç var ama onun diğerlerinden farkı bir kalkanı olma...