Yemek tamda beklediğim gibi mükemmeldi. Harry ben yemeğimi yerken yoğun bakışları ve eğlenir bir şekilde beni izliyor ve yeteri kadar yediğimden emin oluyordu (ki yeteri kadar yemiştim koca bir tabak yemeği silip süpürmüş üstüne dört kurabiye bitirmiştim."
"Patlayacağım." dedim mutlu bir şekilde.
Harry sandalyesine yaslandı. "Bundan pek hoşlanmazdım sanırım."
"Aynen." diyerek ona katıldım. "Şimdi ne yapıyoruz?"
"Bu rahatlama olaylarına fazla meraklısın biliyorum." dedi Harry beni göstererek sanki onu buraya hafta sonu için sürükleyen bendim ve ona çıkış yolu sunmuyordum. "Filmlerim var, küvetim ve arka bahçemde sahilim var yani ne istersen yapabiliriz."
Düşünüyormuş gibi yapıp çenemi ellerime yerleştirdim. Bunların hepsi kulağa hoş geliyordu ama Harry'nin asıl istediği bu değildi. "Hm, rahatlama, sıcak küvet, sahil. Eğlenceli geliyor. Tabii seks."
Bir kaşını kaldırdı. "Sansürlenmen gerekiyor. Ağzın yasa dışı olmalı."
"Dalga mı geçiyorsun? Hayatında hiç değidiğin şeyleri dinledi mi sen?" diyerek ona kaşlarımı çattım. "En kötüsü ne biliyor musun o İngiliz aksanın, patronluk taslaman.. Sansürlenmesi gereken sensin."
"Çekici." dedi Harry ruhsuz bir ekilde. Gözlerini devirip kollarnı boynuma doladı ve bir öpücük için beni kendisine çekti. Onu aç bir şekilde geri öptüm, dili dudaklarının arasından çıkıp benimkin bulunca onu daha çok kendime yaklaştırdım.
Başımın arkasını tutunca inlememe engel olamadım iç güdülerim beni devralmıştı. Elleri omuzlarımdan belimde düştü, uyluklarımdan kaldırdı. Nefes nefese bacaklarımı ona kenetledim.
Harry beni öpmeyi kesmeden mutfak masasından kaldırdı ve beni duvara yasladı ağzı sıcak ve çılgındı. Kapının pervazıa yaslandığımda kalçalarını bana yasladı. "Siktir." dedi ttıslayarak ağzı çenemde oyalanıyordu daha sonra kulağıma çıktı "nereye?"
"Yatağa, yatağa gidelim."
Tekrar inleyip dişlerini tenime geçirdi ve saçını biraz sert çekince lanet okudu. Harry'nin böyle mırıldanması mükemmel bir şeydi kendimde olsam bunu durdurabilirdim ama kendimde değildim.
Başım yara alacak kadar sert bir şekilde kapıya çarptı. "Bowling alanın olmadığı için seni affetmeliyim bilmiyorum." dedim kendimi ona dolarken.
Harry başını boynuma gömdü. "İyi bende seni düşürmeden tutabilir miyim bilmiyorum."
"Bugün çok şımarıksın."
"Sende bugün çok zahmetlisin."
"Yatak, lütfen." dedim dudaklarımı büzerek.
Bu, iyiydi. Bazı şeyler aklımda takla atmaya başlamıştı bile, buları sorgulamanın zamanı değildi çünkü Harry dönüp beni duvardan çekmişti, tökezleyerek evin arkasında bulunan yatak odasına götürüyordu.
Beni yatağın köşesine bıraktığı zaman tişörtüm başımdan yukarı çıkan yolu yarılamıştı bile. Ben olayı anlayana kadar Harry onu gergin bir hırıltı ile çıkardı. Dudaklarımız sadece benim tişörtü çıkarana kadar ayrı kalmıştı, tişörtü fırlatırken tekrar dudaklarımız buşuştu.
Elleri göğüslerimin üzerinde dolanıyordu daha sonra boynumu ve köprücük kemiklerimin üstünü öpmeye başladı, sıklıkla yumuşak bir ısırık ve iz bırakmak için duruyordu. Boynuna doğru inlediğimde siyah tişörtünü çekiştiriyordum. "Sende çıkar, sende." diyerek mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)
Фанфик© xcalliex all rights reserved. Tüm hakları @xcalliex 'e aittir. Bu hesap dışında başka hiçbir yerde yayınlanmaz. Harry Styles, 24 yaşında, CEO, milyoner. Kendisi New York'un en tanınmış bekarı. 100 metre öteden bile adını duyan her kadın ve erkek o...