Bölüm 52 II

16.9K 940 180
                                    

"Yattığın herkesi kovduğunu söylemiştin?"

"Düzeltmem gerek o zaman. Claire dışında yattığım herkesi kovdum."

Masaya yemekleri koydum. "Tamam da neden?"

Harry'nin dudakları sıcacık bir şekilde köprücük kemiklerimin üstüne bastırılınca fark ettim onun yanımda olduğunu. Nefesi o hareket ederken tenimde dolanıyordu, tembelce öpücüklerini omzuma boynuma kaydırdı daha sonra kulağımın arkasındaki küçük boşluğa geldi.

"Hey."  diyerek nefesini verdi sonra hızlıca çenemi öptü. "Çünkü o işimin başarılı olmasına yardımcı oluyor başka bir şey?"

"Sanırım yok." diyerek mırıldandım. "Sushi?"

Dudakları tenimde durdu sıcaktılar ve ayrılmışlardı. "Evet, lütfen açlıktan ölüyorum."

Bir başka tembel öpücükten sonra Harry geri çekildi, artık orada olmayan dokunuşlarına doğru eğildim. Sandalyesine çökerken kıkırdıyordu çantanın içinden bir kaç paket aldı.

Yanına oturdum anında ayak bileklerimizi birbirine bağladı, sanki bu yeterince tatlı değilmiş gibi birde tatlı bir şekilde bana dilini çıkardı ve sushilerimden birini çubukları ile önüne aldı, bir kaşını kaldırdı meydan okuyordu.

Boş bacağımla onu tekmeledim çaresizcce. "Bana seninkilerden bir tane vermek zorundasın."

"Öyle miyim?"

"Evet." diyerek ofladım. Eğilim bir tane çaldım. "Günün nasıldı?"

Yemeğini çiğnerken omuz silkti. "Güzeldi. Toplantılar iyi gitti büyük yatırımlar aksamadı, Niall golf  için henüz beni aramadı. Güzel bir gün olarak kabul edilebilir seninki nasıldı?"

"Sıkıcı, streslli. Basım günlerinden nefret ediyorum Victoria sürtükleşiyor, Aaron deliriyor ve kahve makinasını tekrardan kırdım." Durdum ve gözlerimi tabağa diktim farkında olmadan bir parça sushi ile oynuyordum. "Veseniözledimayrıcadüngecehakkındaseninlekonuşmakistiyorum."

Harry gözlerini devirdi. "Anlamadım ne dediğini."

"Seni özledim?"

"Sonra"

"Seninle konuşmak istiyorum?"

Gözlerini kıstı. "Norah. Ve sakın o bir parça sushiyi yemeğe cesaret edeyim-- Norah!"

Yüzünde oluşan sinir ifadeyi ve eğlenmesini izlerken neredeyse boğuluyordum Ben etrafındayken Harry'de çokça gördüğüm bir ifadeydi bu. Belki de içinde biraz sevgi barındırıyor olabilirdi, sırıtışının kenarlarında ve orman yeşili gözlerinin parıltılarında.

Bana sabit ifadeyle bakmaya devam etti, çubukları dudaklarının biraz ötesinde durmuştu ve sushi sallanıyordu, ifadesi her saniye biraz daha büyüyordu.  Yemeğimi çiğneyerek oyalandım ve ne bok yiyeceğimi, söyleyeceğimi düşünmeye başladım.

Uzun bir dakika sonra büyük balık parçasını hala çiğniyormuş gibiydim bir dakika sonra Harry'nin ifadesi boş boş bana bakarken gerginlikten parmaklarım titriyordu, Harry ofladı ve eğilip elini dizime yerleştirdi. "Konudan uzaklaşman bitti mi?"

Sertçe yutkundum. "Başka şansım var mı?"

"Masamda birbirimizi becerebiliriz," Harry sırıttı. "Tekrar. Sana bağlı."

Cevabına karşılık ayaklarım titredi, Harry alt dudağını bir gülümseme ile ısırdı. "Tehdit ediyorsun" diyerek homurdandum bacaklarımızı tekrar birleştirirken. "Değil mi?"

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin