21: en başından beri senin için endişeleniyordum.

1.5K 222 69
                                    

-1,5 ay sonra-

"İştahım yok." Önümde Taehyung'un yemem için koyduğu 3 türlü yemekli tepsiyi uzaklaştırmıştım. Canım hiçbir şey çekmiyordu ve o da ısrarla elindeki çatalla yedirmeye çalışıyordu.

"Yemezsen büyüyemezsin." Gülümseyerek elini ittim. "Büyümek istemiyorum." Yemek istemediğim lokmayı kendi yediğinde sadece gülmekle yetinmiştim, gözlerini kısmış tripli bir şekilde bana bakmıştı.

"Benimle evlenmekte istemiyorsun sanırım." Evlenmek kelimesi bile kalbimin ritmini değiştirmesine yetmişti, evlenmek... her sabah hayatını paylaştığın kişiyi görmek... güzel bir duygu olmalıydı.
"Sırf bir yemek yemedim diye hemen vazgeçtiysen tabii bilemem ama ben isterim."

İçten bir şekilde gülümsedi ve elimi okşadı. "Tam şurada teklif etseydim ne cevap verirdin?" Gözlerimi devirdim, okulda evlenme teklifi almak müthiş bir duygu olurdu(!) sanırım. "Muhtemelen hayır derdim ve sana iyi bir trip atardım."

"Sen de ne meraklısın gösterişe, tuvalette bile etsem kabul etmelisin."

"Biliyor musun Taehyung? Ben şuan 17 yaşındayım." Omuz silkti. "Zaten bu yaşta öyle bir şey yapmak erken olur fakat hâlâ ailen bile olmayan insanlarla kalıyorsun, canımı sıkıyor mesela."

Onlarla kalmak zorundaydım, onları ailem olarak görmesem bile iş bir belgeyle bitiyordu. Bunu hiçbir şekilde anlamıyordu veya anlamak istemiyordu. "Onlarla kalmaya mecburum şuanlık, ayrıca bir şeyler için erken değil mi sence de? Çok hızlısın, sanki oyalayacağımdan korkuyor gibisin." Bu cümlemde hiçbir art niyet yoktu mesela, sadece ilişkinin daha başındaydık ve ben ani kararlar vermek istemiyordum, biraz da korkuyordum.

Bir gün ayrılma olasılığından değildi tabii, Taehyung'u çok seviyordum ama hızlı gitmek bana göre değildi. Her anımızı dolu dolu yaşamalıydık, akışına bırakmalıydık ama o illa ki bir şeyleri netleştirmede kararlıydı.

"Ben hızlı değilim sadece seni korumaya çalışıyordum, sevgilinim ben senin tabii ki düşüneceğim. Herkesin sana ve bize zarar vermeye çalışmasından yoruldum artık, birbirimizle olursak yıpranmayacağımızı düşündüm." Elimi bıraktı, sanki boşluğa düşmüş gibiydim.

Ne diyeceğimi şaşırmıştım, yine bir şeyleri düşünemiyordum sanırım ve yine bir şeyleri elime yüzüme bulaştırmıştım. Bir anda ayağı kalktı ve son sözlerini söyledi.
"Ama sen oyalamaktan bahsediyorsun, keşke benim ne söylediğimi anlayabilseydin..."

Biz ne yaşamıştık şimdi?

-

Kaosun olmayacağını söylemiştim ve kaos saymayın bunu, bir şeyleri açıklığa kavuşturmak için yaşanması gerekiyordu bu tartışmanın. İkisi de haklı yani, empati kuramıyorlar sadece.

unadulteratedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin