Hayata merhaba dediğim tarih...Ah Tanrım kendimle ilgili hiçbir şeyi aklımda tutmam ki.03.08.1997. Ne ara 18 oldum ki ben? Bu kadar hızla geçen zaman,beni bu genç yaşta bu hale getirenlere,yaşadıklarıma küfür edemeyecek kadar bıkmıştım. Neden böyleydi ki? Kalbim taş gibi,ruhum buz tutmuştu. Son zamanlarda ağlayamıyordum bile. Tek yaptığım insanların yüzüne alay ederek bakmak ve gülmekti."Sen erkek olmalıymışsın." diyenlere acıyordum. Zavallıydı bir çoğu. Bencillikleri, yalanları, samimiyetsizlikleri içimi kaldırıyordu. Öfkemi kusmak, içimden atmak istiyordum. Bunları düşünürken adımlarımın birbirine karıştığını hissettim.
- Önüne baksana ya!
-Dikkat etmeyen sizsiniz bayım! bu küstah herifte kimdi? Onu tanıyor muydum? Bana çarpmasının etkisiyle düştüğüm karın üzerinden bana küstahla bakan suratına tekmeyi basmamak için zor duruyordum. Elini uzatıp kalkmama yardım etti.
-Üzgünüm, ben Türkalp. diyerek bana samimi bir gülüş attığında
-Güzel isim, diyerek bana attığı küstah gülüşle orantılı olarak alaylı gülüşümü atıp arkamı döndüm ve kaldığım yerden düşünmeye devam ettim. Evet ne diyordum? Beni bu hala getiren kimdi,neydi? Ah Tanrım! Yanlış yöne gidiyordum. Hızla arkama dönmemle kafamın birinin göğsüne çarpması bir oldu.
-Yine mi sen ya!? diye bağırdığımda iyice kızdığımı hissettim. Kimdi bu? Tanıyor muydum?
-Bunu düşürdüğünü, hatta arkandan bağırdığımı fark edemeyecek kadar dalgınsın, diyerek yüzüne yine o küstah gülüşü taktı. Hızla defteri alarak yoluma devam ettim.
-Önemli değil! diye bağırdığı esnada yine düşüncelerime dalmıştım. Hızlı adımlarla her zaman gitmeyi sevdiğim botanik bahçeye gittim. Bahçenin ortasındaki gölet buz tutmuştu. Zaten bu göletten başka özelliği olduğunu sanmıyorum. Ama benim için değeri büyüktü. Bir banka oturup defteri açtım. Onu neden almıstım ki? Onun yeri evde güvenli bir yerdi. İçine göz attım. Bir fotoğrafın eksik olduğunu fark ettim. Bu 'o'nunla tek fotografımızdı. Onu nasıl kaybedebilirdim. Aptal kafam onu neden yanıma aldım ki. Sinirim bütün vücudumu sarmıştı. Israrla çalan telefonu cebimden çıkardığım da onu parçalamamk için zor duruyordum. Aysu.. Tabi ondan başka kim arayabilirdi ki.
-Nerdesin? Okula yeni biri gelmiş.
-Birazdan gelicem,öptüm. Okula yeni biri mi gelmiş? İyi de bana ne? Bugün iki kat huysuz olduğumun farkındaydım. Ve sinirliydim. Huysuz bir yüz ifadesiyle yerimden kalkttım hızla kendimi yola attım. Okula gitmenin verdiği huzursuzlukla iki kat sinir olarak yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın Ortası
Fiksi RemajaNeden böyleydi? Yüzüme çarpan yağmur taneleri bile hızla buharlaşıp beni yalnız bırakma derdindeydi...