Buyur Kardaş Burdan Yak!

0 0 0
                                        

"Yaşam, geri alınması imkansız bir yanılsamayken; varacağı noktada beklenmedik bir şeyi, olabildiğince doğal bir gerçek olarak, inanılabilir en gerçek şey olarak sunabilir."

  Son anda hatırlayıp yanına aldığı sigara paketine düşünerek 3 saniye baktıktan sonra gemileri yakar gibi bir sigara yaktı Muhsin. Kahvaltıdan sonra içmeyecekse bırakmalı zaten direk diye düşündü. Bıraksa da fena olmazdı ama... Gittiği yere kadar işte. Sadece biraz azaltması gerekiyordu ona göre. Bunun sebebi de sağlığına değil cebine verilen zarardı. Nasıl olur da dedesini sigaraya başlatan hastane şimdi bırakmasını söylerdi ki? Büyük devletlerin pervanesinde al denileni almaktan, bırak denileni bırakmaktan başka bir etkinliği olamazmış gibi. Pet atıkların Doha'da kaybolmadığını reklam yapıp üretimlerine vergi indirimi yapılması gibi. Demokrasiyi, eşitliği, kardeşliği ve şu Esma'yı göremediği gibi. Bunlar teker teker ve hatta üçer beşer aklından geçerken, hani bir polis aklını okusa, sigaraya bakıp gülümsemesine ve bir fırt daha çekmesine anarşist bir eylem diyerek onu içeri alabilirdi. Oysa polisler onun sigarasının çalınmasını önlemeliydi, her pakette en az 14 dal çalınan sigarası ile yapılan yolların ücretini ülkesine götüren sömürgecilere hesap sormalıydı. Muhsin sigara içerek işine giden bir adam altı üstü. Sahibini ve sahibinin ailesini zenginleştirmek, olası bir savaşta onların güvenliğini sağlamak ve ölmeyecek kadar yemek ve içmek ile görevli. Bi de sıfata içiyordu ki...

Cebindeki kablosu karışmış kulaklığı ayırmayı başardıktan sonra kasları gevşedi ve telefonuna bağladı. Hayatta en sevdiği şeylerden biri olan müzik, biri önünde yürüyen Esma, biri de elindeki sigarasıydı. Sigarayı seviyordu, Esma'yı da ama gözlerini kapatıp kulaklığını takarak sanki başka bir dünyaya gidiyordu. Her şeyin güzel olduğu Esma'yı bağışlayan, sigarasına karışmayan ve hatta gülümseyen, ailesini hiç değilse erken yaşta bozguna uğratmayan bir dünya. Babasıyla dinlediği oyun havalarıyla geri geliyordu sanki babası. Eskide kalan bütün güzellikleri belli notalarla bilinçaltına mıhlamıştı ve o notalara dokundukça o güzellikler yeniden var oluyordu. Bunu bir koku da hissettirebiliyordu ama klişe bir tümleçle "nerde o eski kokular"dan öteye gidilemez. Muhsin'in büyüdüğü evdeki kayısı ağaçlarının çiçekleri yok çünkü artık. Çünkü artık öyle bir ağaç da yok, ev de yok. Zeytin yağlı yeşil sabun kullanan bir kız yok, ilk askini hatırlatacak bir koku yok. Okulunun bahçesinden atlarken kıçına batan dikenli, isimsiz ağaçlar yok. O eski okulda artık daha fazla beton, çocukların birbirine şehvet duyabileceğini sanan idareciler ve dolayısıyla yalnızca oğlan çocukları okutan bir imam hatip var. Çok şey var şu yürüdüğü, yerlisi olduğu ve ölmek, gömülmek istediği semtte, yabancı pek çok şey var. İnsanın yabancılarla arası iyi olsa da yabancı görülmeyle arası yok. Bir Ensar vakarıyla semtini açtığı insanların tepeden bakmasına, emirler yağdırmasına... Derken bugün de yeni tepeden bakma vakalarına maruz kalacağı iş yerine gelmişti. Esma'nın köşeden dönmesine yetecek süre boyunca yavaşlayıp o köşeyi dönerken Muhsin de 8-4 hapishanesine hatta daha doğrusu "giriş 8, çıkışı Allah bilir. O ki en iyisini bilir" hapishanesine girmişti.

Diplomasının aksine Sütçü Hatice'nin yardımıyla bulmuştu bu işi. 16 sene boyunca okuduğu okulun bir ise yaramamasına mı içi kalksın, Sütçü Hatice'nin bu müdürle iş pişirdiğini öğrenmesine mi ama iş işte. Daha iyisini de bulamadı zaten ve bulamazdı da. Başka bir süpermarkette yine aynı ise başlasa orada da şartlar aynı olacaktı. Çünkü piyasada hak bilen ve Hakk'ı tanıyan insanlar hep bir haksızlığa maruz kalmış ve daha sonra dükkanını kapatmak zorunda bırakılmıştı. İlk hafta biten asgari ücreti, olmayan yol ücreti yada servisi, zorla 1 yıl sonra yapılan müthiş sigortasi ve tabi ki tabldot yemekleri ile ortalama bir işti. Bu yine iyi görülüyordu çünkü kurumsal bir yerde sözde yükselme imkanı vardı ve Müdür Bey'le yalakası Reyon Şefi'nin dediğine göre dışarda ekmek bile vermeyen yerler vardı. Terfi imkanı başlı başına bir yalandan ibaret olsa da Müdür biraz haklıydı ne yazık ki. Daha önce yapmak zorunda kaldığı pazar tezgahtarlığı ve marangozluktan dolayı bu konuya vakıftı. Ve bulacağı yeni bir iş Esma'ya bu kadar yakın olmayabilirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin