Kendine geldiğinde bir yatakta yatıyordu. Onu her yerinden bağlamışlar vücudu üzerinde bir şeyler yapıyorlardı. Var gücüyle bedenini sıkan kemerlerden kurtulmak için çırpındı. Ama kendisini bağlayan kemerlerden kurtulması imkansızdı. Bir taraftan alnına ve kulak arkasına bir şeyler yapıştırıyorlardı. Belki cebindeki çağrı cihazına ulaşırsa gemiye sinyal gönderebilirdi. Usulca parmaklarını cebine soktu. Parmak uçlarında cihazı hissedebiliyordu. Çevresindeki beyaz yaratıklar, çağrı cihazını cebinden çıkarır çıkarmaz fark ettiler. Hemen cihazı elinden aldılar.
"Bu da ne?"
"Bir kart."
"İlk enjeksiyonu yaptınız mı?"
"Evet şimdi miyorölaksanı yapacağız."
Aniden bastıran uykuya engel olamıyordu. Göz kapakları ağırlaştı. Bitmesinden korktuğu zorunlu bir uykuya daldı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Her yıldızın bir ömrü vardır. Her yıldız ömürlerini büyüyerek devam ettirir. Ve sonunda dış çevrelerindeki gazlar uzay boşluğuna savrulur. Nebulalar çoğunlukla bu gazlardan oluşur. Büyük boyuttaki yıldızlar süper devlere dönüşür. Ve ömürlerinin sonuna geldiklerinde içine bir çöküş meydana gelir ve kara delik oluştururlar. Küçük ve orta büyüklükteki yıldızlar ise büyüyerek kırmızı dev olurlar. Ve sonra tüm gazları çekiminden çıkınca da beyaz cüce olurlar. Güneş de şu an kırmızı dev olma aşamasında. Bir süre sonra Merkür, Venüs ve nihayetinde Dünya'yı içine alacak. Ama merak etme zaten Dünya'yı içine alana kadar, Dünya'daki tüm buz kütleleri çözünmüş olacak ve korkunç kurak bir gezegen olacağız. Birçok şehir sular altında kalacak. İçme suyu bitecek. Zaten bu kadar yoklukta birbirimizi yemiş oluruz çoktan."
Hakan'ın karşısındaki eleman boş boş bakmaktaydı.
"Anlamıyor musun? Bunların olacağını bilecek teknolojimiz var. Bu durumdan kurtulabiliriz. Mars'a oksijen üreten canlılar gönderildi. Neden? Orada bir atmosfer üretiliyor. Başka gezegenlerde yaşayabileceğimiz bir ortam yaratabiliriz. İnsanoğlu hayatını devam ettirebilir."
"Tamam da abi. Bence artık işe dönmeliyiz. Yoksa patron kızacak yine."
Hakan insanların yaşantısına anlam veremiyordu. Sabah erken kalk çalış çalış çalış... Başka şey düşünme, patronun ne düşüneceğine kafa yor. Sanki insanlar neden yaşadığını bile bilmiyor gibiydi. Birgün kendisi gibi düşünen birilerini bulacağını umuyordu. Bazen işe ara verdiği zamanlar internetten araştırmalar yapıyordu. İşte o gün de patron bilgisayarın hemen yanına damladığında, Dünya'ya alternatif gezegen araştırıyordu. Patronun varlığını hissettiğinde öylece donup kaldı. Zaten o hiçbir şey diyemeden patron çoktan konuşmaya başlamıştı bile.
"Senin ihtiyacın olan profesyonel bir grup. Tabi burada seni anlamıyoruz. Ama benim bağlantılarım var. Biraz kafayı çalıştırır da bu gruba katılırsan senin için en sağlıklısı olacak. Buyur masana bırakıyorum."
Hakan masaya eğilip baktığında incecik bir cihaz gördü. Küçük elektrikli aletlerin küçük uzaktan kumandasına benziyordu. Tam ortasındaki şey tıpkı bir gezegene benziyordu. Kenarında küçük harflerle yazılmış yazıya baktı. Europa yazıyordu. Tabi ya! Jüpiter'in uydusu olan Europa bu. Hemen internetten grubu araştırmaya koyuldu. Basit bir astronomi kulübü değildi bu. Belki de halktan gizledikleri bir şeyler vardı. Hemen adresini alıp o gece oraya gidecekti.
Hakan tesise ulaşıp ismini verdiğinde onu direk içeriye buyur ettiler. Patronu bağlantıları olduğunu söylemişti. Acaba kendisinin geleceğini haber vermiş miydi? Karşısındaki kadın kendisini bir süre konuk edeceklerini ve herkesin burada önemli bir amaç için toplandığını söylüyordu.
Özel odalardan birine yerleştirildi. Odası gayet konforlu görünüyordu. Her yer anlayamadığı teknolojik cihazlarla doluydu. Yemeğe çıktığında tesiste 50'ye yakın insan olduğunu gördü. Herkes çok samimi görünüyordu. Hayatlarında bir amaç olan insanlardı tabi. Popüler kültürün yozlaşmış toplumundan değildi kimse. Arkadaş edinmek için can atıyordu. Yanına ilk oturduğu adama selam verdi. Hemen tanışıp kaynaştılar.
"Evet buraya herkesi almıyorlar. Anlarsın ya seçilmiş kişileriz biz."
İlk defa bir anons duydu. Herkesi yemekten sonra toplantı salonuna davet ediyorlardı.
Toplantı salonunun önünde çay, kahve ikramı vardı. Kesinlikle buradan hoşlanmıştı. İşe gitmeyişini patronun anlamasını diledi. Ancak kendisini buraya yönlendiren de patronuydu. Belki de patronunun haberi vardı.
Işıklar söndü. Europa ve Jüpiter fotoğraflarının slaytları geçmeye başladı. Arkadan hoş bir klasik müzik geliyordu. Gözlüklü, orta yaşlı, oldukça aristokrat görünüşlü bir adam kürsüye çıktı.
"Merhaba. Eminim bir çoğumuzun gezegende gelecekte karşılaşacağımız ciddi sorunlardan haberi vardır. Birçok kişi bunu umursamazken sizler her daim bilinçli bireyler oldunuz. Ancak çok değerli arkadaşlarım, yıllarca insanlara anlattık. Fakat onlar tüketmeye devam ettiler. Yarın bu gezegenin tükeneceğini bile bile, kat be kat üremeye devam ediyoruz. Peki sizce de insan ırkı kurtarılmaya değmez mi? Sizler insanlığın kurtarıcıları olacaksınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Europa
Science FictionYaşadığı gezegenin bir son kullanma tarihi olduğunu bilen ve ölmeye hiç niyeti olmayan bir grup insan... Hem kendi hayatlarını kurtarmak istiyorlar hem de insanlığın evrenden silinmesine engel olmak istiyorlar. Ancak bilmedikleri koca bir evrende ka...