Bölüm 3 : Hiç Kimseye Güvenme

194 16 8
                                    

Şarkı sözlerinide kendim yazdım. Umarım beğenirsiniz İyi okumalar..


Jess, hastaneye gitmek için arabasına atladı ve hâlâ aklında Ven-Hu vardı. ne yapacağını bilmeden hastaneye doğru yol aldı. Radyo'yu açıp müzik dinlemeye başladı. kendi kendine şarkıyı mırıldanırken arabanın sol aynasından ven-hu'yu görür gibi oldu. birden arabayı durdurdu ve arabadan indi. Aww! bu gerçekten  Ven-Hu diyerek peşinden koştu.
- Hey Ven-Hu, Ven-Hu, Dur!(Jess)
- Sonunda Jess, seni bulamayacağımdan o kadar korktum ki. (Ven-Hu)
-  Senin burada ne işin var?(Jess)
- Seni arıyordum. (Ven-Hu)
- Hemen benimle gelmelisin fazla vaktimiz yok, şimdiye kadar polisler seni aramaya başlamışlardır. (Jess)
- Pekala, bu arada çok tatlı olmuşsun. (Ven-Hu)
- Bırak şakayıda, hadi gidelim. (Jess)

Jess içinden olamaz o da bana mı aşık yoksa? derken Ven-Hu elini tuttu Jess ona baktı ve elini hemen çekti. Geçiştirerek,
- Karnın aç mı? bir yerlere gidelim mi? (Jess)
- Evet, çok açım seni bile yiyebilirim! . (Ven-Hu)
- Çok iyi bir yer biliyorum, seni oraya götüreceğim. (Jess)
- Keşke bende Venüs'de olabilseydimde senide ben bir yere götürebilseydim. (Ven-Hu)
- Jess gülümseyerek, Neden olmasın? hiç birşey imkansız değildir. birgün bizde oraya gideceğiz. umusuzluğa kapılma söz veriyorum sana Venüs'e geri döneceksin. (Jess)
- İyi ki varsın Jess, sen olmasaydın hayatta kalamazdım. . (Ven-Hu)
- Aaa bırak duygusallığı hadi vardık, in bakalım. Sana çok güzel bir yemek ısmarlayacağım! hazır ol! (Jess)
- Pekala, bakalım dünya yemekleri nasılmış. (Ven-Hu)

Jess hâlâ hastaneye gitmemişti. Dr. Peter'ın burnuna kötü kokular geliyordu, kendi kendine nerde kaldı bu kız! diyerek sinirlendi. Ama ben biliyorum bunun nerede olduğunu diyerek polislere Jess'i araması için emir verdi.
Dr. Peter, Henry'nin uyanmasını beklerken Ven-Hu'yu öldürmek için bir deney hazırlıyordu. Artık sinirleri gerçekten bozulmuştu ondan kurtulmak istiyordu. Henry yavaşça parmaklarını oynatmaya başlamıştı, bunu doktor görmüyordu. sonra henry hey doktor o yaratığı hemen öldürün yoksa dünya yok olur! dedi.
- Ne? ne dedin? (Dr. Peter)
- Beni duymayacak kadar sağır mısın be adam! onu hemen öldürmeliyiz! (Henry)
- Bana herşeyi tek tek anlat, neler olduğunu anlayayım.(Dr. Peter)
- Tamam, ama bunlar aramızda kalmalı. (Henry)
- Peki, Peki hadi anlat. (Dr. Peter)

O sırada, Jess ve Ven-Hu olanlardan habersiz yemek yemeye başladı.
- Evetttt , nasıl buldun? (Jess)
- ummm eh , yani. (Ven-Hu)
- Aaa baksen! bundan daha bir yemek mi bulacaktın! (Jess)
- Haha, şaka yapıyorum gerçekten harika! (Ven-Hu)
- Pekala,  eee sesin güzel mi? sizin oralarda şarkı söyler misiniz?(Jess)
- Uzaylı olabiliriz, ama şarkı söylemeyi bizde biliriz yani. (Ven-Hu)
- Hadi ya, bir tane söyler misin? (Jess)
- Şimdi mi? ohh hayır. (Ven-Hu)
- Lütfen, çok kısa. (Jess)
- Tamam ama çok kısa olacak! (Ven-Hu)
- Hadi, Hadi tamam. (Jess)
- Başlıyorum. (Ven-Hu)

Uçurumdan sana bakarken
Bir mükemmellik gördüm
Sanırım ben yaşamıyorum, Ancak böyle Mükemmelliği bir hayalet görebilir
Öyleyse ben bir hayaletim, yaşamıyorum
Gökyüzünde, hâlâ senin peşinden geliyorum

Kalbime öyle süzüldün ki
Yaşamıyorken bile hala kalbim atıyor, atıyor , duruyor
Tekrar yaşayıp ölüyorum
hâlâ senin peşindeysem,
Neden hala o radyo aktif öpücüğünün etkisindeyim?
hâlâ ölüysem, Neden hâlâ o radyo aktif öpücüğünün etkisindeyim?

Jess, Ven-Hu'yu dinlerken gerçekten büyülenmişti. ona daha çok aşık olmaya başlamıştı. onu dinlerken dalmıştı Ven-Hu hey Jess iyimisin? diyerek güldü sonra ;

- Pekala bu kadar yeter. senin ne yeteneğin var? (Ven-Hu)
-  Haha Ben mi? Eğer yetenek sayılıyorsa benim en büyük yeteneğim uyumak. (Jess)
- Bırak dalgayı ve söyle bana. (Ven-Hu)
- Aslında küçükken hep bir oyuncu olmak istemişimdir. seçmelere katılmıştım ama insanların karşısında bir rol oynamak gerçekten beni ürkütüyordu korkum yüzünden. oyunculuk kariyerim başlamadan bitmişti. (Jess)
- Kötü olmuş, ama hayallerinin peşinden koşmalıydın. pes etmemeliydin. (Ven-Hu)
- Artık olan oldu. neyse ya bu kadar duygusallık yeter. biraz gülelim. (Jess)

Dediği anda, restorantı polisler bastı ve Ven-Hu'yu gördüler. Jess bağırarak Ven-Hu hemen kaçmalıyız dedi. kaçmaya vakit kalmadan polisler Ven-Hu'nun ayağından vurdular. Apar topar ikisini kelepçeledikten sonra Polis karakoluna götürdüler.
Jess üzgün bir şekilde Ven-Hu seni koruyamadığım için üzgünüm lütfen beni affet dedi. Ven-Hu bunun seninle hiç bir ilgisi yok bu Dr. Peter'ın işi.
Ven-Hu ve Jess'i ayrı ayrı nezarethaneye attıktan sonra, Dr. Peter geldi. Jess'in yanına gitti.
- Vay, Vay, Vay burada kimler varmış? (Dr. Peter)
-  Ne istiyorsun doktor? (Jess)
- Acele etme, konuşacak çok zamanımız olacak. (Dr. Peter)
- Bana ne istediğini söyle yada defol git! (Jess)
- Sakin ol kızım,  Öncelikle bütün dediklerimi yapacaksın! beni iyi dinle. (Dr. Peter)
- Ne istediğini çabuk söyle ve defol git. (Jess)
- Şimdi,  Ven-Hu'yu kandırıp laboratuvara getireceksin! (Dr. Peter)
- Ne? bunu benden nasıl istersin. bunu asla yapmayacağım. (Jess)
- Eğer dedikerimi yapmazsan kodesi boylarsın! (Dr. Peter)
- Dediklerini yapacağım, ama ona birşey yapmayacaksın. (Jess)
- Tamam, yapmayacağım. (Dr. Peter)

Jess, ağlayarak Ven-Hu'yu çıkarmaya gitti, Ven-Hu aleviyle hapisanenin demirlerini yakmaya çalışırken, Jess Hey ben geldim.
- Seni buradan çıkaracağım. (Jess)
- Ne? nasıl oldu bu? (Ven-Hu)
- Orasını boşver. Hadi gidelim. (Jess)
- Pekala.  (Ven-Hu)
İkisi arabaya bindikten sonra Ven-Hu, Jess'in yüzünde bir mutsuzluğu sezmişti. Jess'e iyi misin? diye sormuştu. O da iyiyim birşeyim yok bana bakma sen bugün yaşadıklarımız fazla geldi. o yüzden biraz yorgunum dedi. Ven-Hu yalan söylediğini anladı ve tekrar sen gerçekten iyimisin diye tekrar sordu. Jess bağırarak ben iyiyim yeter! sus artık dedi.
Ven-Hu yol boyunca sustu, Jess üzgün bir şekilde ;
- Üzgünüm, Sinirlerim gerçekten bozuk sana bağırmak istememiştim. (Jess)
- Sorun değil kalbim bundan daha kötü duyguları hissetti. (Ven-Hu)


Laboratuvara varınca, Jess'e neden buraya geldiklerini sordu, fakat Jess tekrar yalan söyleyerek buraya bir kaç eşyamı almak için geldim dedi.
Hastane kapasından içeri girer girmez kötü şeyler olacağını hissetsede Jess'e çok güveniyordu. Ama artık güvenmeyecekti çünkü Dr. Peter, Ven-Hu'yu tuzağa düşürdü. Jess onu Laboratuvara götürdüğü anda Ven-Hu'nun üzerine Diğer doktorlar atlayarak narkoz iğnesi yaparak onu bayılttılar. gözlerini açtığında karşısında Jess'in ağladığını gördü ve ;
- Neden bunu yaptın? sana güvenmiştim. (Ven-Hu)
- Bunu yapmasaydım ikimizde hapiste olacaktık, lütfen inan bana. (Jess)
- Sana inanmayacağım , bu dünyada kimseye güvenmemeyi öğrendim. bu en sevdiğim kişi olsa bile artık onada güvenmeyeceğim. (Ven-Hu)

Hiç kimseye güvenme, kendinden başka kimsen yok..

Venüs İstilasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin