Hava buz gibi oldu rüzgârın sesini fısıldayan ses cümbüşü aldı. Reyna içinin parçalanmış buzların üstüne dökülen soğuk şurup yani piragua gibi
olduğunu hissetti. Çocukluğunu geçirdiği viejo san juan da sevdiği içecekti.
Bu anının neden ölüm anına o kadar yaklamışken adına geldiğini anlayamadı. Sonra görüşü netleşti. Ayaklarının sert bir zemine bastığını fark etti.
Doğuda gökyüzü aydınlanmaya başlamıştı. Reyna bir an için yeni romaya geri dondugunu sandı bir beyzbol sahası büyüklüğünde sütunlarla çevrili bir avlu gördü tam önünde mozaik fayanslarla kaplı göçük bir çeşmenin ortasında bir faun
duruyordu.
Yakındaki bir bahçede. Oya ağaçları ve gül caliliklari tomurcuklanmıştı palmiye ve çam da göğe yükseliyordu avludan ayrılan çakıl taşlı patikalar bir kaç farklı yone doğru uzanıyordu. Düz iyi roma yollarını yansıtan engebesiz yollar sütunlu verandaları olan alçak taş evlerin geçiyordu.
Reyna arkasına baktı athena partenos arkasında sapasağlam ve dimdik duruyordu ve avluyu inanılmaz büyüklükte bir bahçe süsü gibi egemenliği altına almıştı. Cesmedeki iki bronz faunun iki kolu havaya kalkmıştı ve Athenaya dönüktü bu yüzden de bu yeni gelen misafirin karşısında korkudan sinmiş görünüyordu.
Ufukta Vezuv dağı olanca haşmetiyle yükseliyor bir kaç kilometre boyunca karanlık kambur şekil gibi uzanıyordu.
Pompei' deyiz dedi reyna nerede olduklarını anlayınca.
Aa bu iyi olmadı işte dedi nico ve bunu
söyler söylemez sendeledi.
Dur! Koç hedge onu yere devrilmeden yakaladı satir nico yu athena partenos
un ayaklarının dibine yasladı ve heykele bağlayan donanımı
çözdü.
Reyna dizlerinin boşaldığını hissetti bir tür yan etki meydana gelmesini bekliyordu. Gücünü her paylaştığında hep böyle olurdu.
