Bu kitapta burda biter.
Artık ilhamın bana gelmeye niyeti olmadığına kati suretle ikna oldum.ve cümlelerimin cümlesine burada son vermeye kara verdim.
Bir daha da yok kitap yazmakmış,yok hayal gücüymüş,yok katil uşak mıymış,falan böyle boynumdan büyük işlere kalkışmaya çalışarak haddimi aşmıyacağıma ant içiyorum.Hatta üstüne bir bardakda soğuk su içiyorum.Hadi bana geçmiş olsun.
Yıllardır niyetlenip niyetlenip bir türlü yazmayı başaramadığı kitap yazma tırmalamaları,hafif bir kayış kopması sonucu nihayet son nefesini vermişti.Fakat tam o sırada...
Zırrrrrrrr!!
Hüfffffffff!!
Fakat tam o sırada...
Tak...Tak...Taktakatakaakakk!!
Fakkkaat tam ooo sıradaaaa!!
Zörrrrrrr!!Ya n'oluyor.Gene n'oluyor.Kitap yazmaya karar veren ama bunu bir türlü başaramayan kronik emekli suphi bey'in hikayesini konu edindiğim kitaba ne zama iki cümle katmaya kalksam,bu pişik kapı sanki sanki bunu hissediyor ve "Gell benim zilime bas,gel benim tokmağımı vur,gel bana bi omuz at " diye mileti başına topluyordu.
Hani öyle bir inanış vardır;bir işe başlandığında işin üstüne ağır,hımbıl biri gelirse alıp başını gidermiş de Cart curt.