Gözlerimi açmadan ve tam olarak uyanmadan başladığım bir okul gününe daha merhaba. Off. Her zaman aynı rutin.Okula git, eve gel, uyu. Robot gibiydik resmen.Saatlerimiz ayarlanmıştı.
Küfür ederek hazırlandım ve sabahın köründe kimseye rahatsızlık vermemek adına sessizce evden çıktım.Önüme köpek çıkar korkusu ile insanların olduğu yerlerden geçtim.Köpeklerden korkuyorum, evet.
‘Hey Eun!’
Birinin adımı seslenmesiyle arkamı döndüm. Hyori bana beş metre uzaktan el sallıyor ve yanıma koşuyordu.
‘Nasıl bu kadar hızlı yürüyebilirsin?Tanrım… ‘ Nefes nefese kalbini tuttu.Güldüm.Oysa ki Kris bana hep yavaş olduğumu söylerdi.Sakin bir suratımın olması onu sinir ederdi.Yavaş yavaş okula doğru yürümeye başladık.
‘Söylentileri duydun mu?’Hyori temkinli bir sesle söyledi.Sesindeki ton ‘Kris’le ilgili bir şeyler olmuş’ tonuydu ve hemen meraklanmıştım.
‘Ne söylentisi?’
‘Kris’le Yoona tekrar ayrılmışlar.Yalama oldu resmen.’ Hyori onaylamaz biçimde kafasını iki yana salladı.Dudaklarımı ısırdım.Neredeyse sevinç çığlığı atacaktım.O zaman Kris bir süre tekrar benim demekti.
‘Cidden mi? Bu sefer neden?’ Umursamaz olduğunu umduğum bir sesle konuştum.
‘Sanırım Kris onu tekrar aldatmış.’
Kafamı bilmiş bilmiş salladım.Tabii ki aldatacaktı.Kris’ti bu.Kime sadık kalmıştı ki?Ama biliyordum.Sonra tekrar Yoona’yı isteyecekti.
*-*-*-*--*-*-*-*-*-*-*-**
‘Hey! Yeni gelen çocuğu gördünüz mü?’
Hyori heyecanla yeni gelen çocuğu anlatıyordu.Açıkçası umurumda değildi.Ben çoktan birine ait olmuştum.Ondan başkası beni ilgilendirmezdi.Jessica gözlerini devirdi.Jessica kısmen benim gibiydi.Yani o benim birine aşık olmamış halim gibiydi.Jessica kimseye aşık değildi ya da daha önce olmamıştı.Ama benim aşık halim gibi, kimseyle ilgilenmezdi.Nedenini merak ediyordum ama sormaya çekiniyordum.Hyori ile daha yakındık nedense.Belki de Hyori daha deli dolu olduğundandı.Çünkü ben genelde utangaç biriyimdir.Neşeli insanların yanında açılırım.
‘Çocuk süper yakışıklı bir şey!’ Hyori heyecanla anlatmasına devam ediyordu.’Teni bembeyaz dostum.Nasıl bu kadar güzel bir teni olabilir?’
‘Hyori biraz sakin ol.Yalnızlık başına vurdu heralde.Kendi hayalinde adamlar yaratıyorsun.’ Ona baktım ve söyledim.Eğer birileri bu ufaklığı durdurmazsa asla durmazdı çünkü.Hyori olumsuz anlamda başını iki yana salladı.Hyori çapkındı.Yani elinden geldiğince.Oğlanlarla sıkı fıkıydı ve sürekli espri yapan gülen bir bir kızdı.Hatta lisenin ilk senesinde Kris’in bile dikkatini çekmişti.Hocanın sınıfa girmesiyle Hyori sustu.Derste tam bir örnek öğrenciydi.Hem zeki hem güzel hem espri olmayı nasıl başarıyordu? Bu çok sinir bozucuydu.
‘Arkadaşlar sınıfımıza yeni bir öğrenci geldi.Kendini tanıtabilirsin canım.’
Hocanın sevimli ve kur yapan türden sesi kulaklarımı rahatsız etmişti.Bu kadın tam bir sürtüktü.Kris’le elleştiklerine kaç kere şahit olmuştum.Yakışıklı çocuk sınıfa döndü ve gülümsedi.Hyori kolumu dürtükledi.
‘İşte o!’
Gözlerimi devirdim.
‘Merhaba ben Sehun.Umarım iyi anlaşırız.’ Çocuk eğilerek selam verdi ve arkama geçip Jessica’nın yanına oturdu.Jessica dönüp bakmamıştı bile.Çocuk yakına gelince daha iyi fark edebilmiştim.Yakışıklıydı.Ama Kris kadar değil.Çocuk arkamıza oturunca Hyori’de kıpırdanmalar başlamıştı.Birazdan arkasını dönüp çocuğa kur yapmaya başlayacaktı.3… 2….
‘Merhaba!Ben Hyori’ Hyori elini çocuğa uzattı ve tatlı tatlı gülümsedi.Çocuk utangaç bir şekilde gülümsedi ve Hyori’nin eline sıktı.Anlaşılan çocuk görüntüsünün aksine ürkek bir ceylandı.Sonra bana döndü ve elini uzattı.Hyori gözlerini genişçe açtı ve çocuğun havada kalan elini sıkmam için beni dürtükledi.Elini sıkmadım.Kris’den başkasına değmekten hoşlanmıyordum.Her ne kadar bu o ona yeterli gelmesede…
Çocuk bozularak elini indirdi.
‘Merhaba, ben So Eun.’ Başımla hafifçe selam verdim ve önüme döndüm.Uzuun, sıkıcı bir ders saati vardı önümde.Tabi ki yine uyuyacaktım.
*-*-*-*-*-*-*--*-*-**-*
Yine koşarak bu gereksiz okuldan çıktım.Kulaklıklarımı çıkardım ve karmakarışık olmuş kulaklığı çözmeden yürümeye başlamadım.Bu müzik dinleme vaktimden azalıcaktı yoksa.
‘Üff bu ne bokum bir şey!’ Kendi kendime küfür etmeye başlamıştım ki, uzun parmaklar elimden kulaklığı aldı.Kafamı çevirip baktım.Kris!
‘Küfür ettiğini bilmiyordum.’ Kris tek kaşını kaldırarak söyledi.Elindeki kulaklığı hemencecik çözü vermişti.Bunu nasıl yaptığını merak ettim.Sanırım benden daha zekiydi.Pof. Aramıza giren bir engel daha.
‘B-ben küfür etmedim.’ Kafamı eğdim ve kekeleyerek kızardım.Kıkırdadı.Sesi kulağıma hoş bir melodi gibi doldu.
‘Tabii tabii.’
Onun kendine özgü laflarından biri daha.Boğazımı temizledim ve ona sırtımı dönüp yürümeye başladım.Yoona’la ayrılmış olduklarını bilmiyormuş gibi davranıyordum.Bana kendisi gelmeliydi.En azından elimde kalan son gurur parçam için.Yanıma ulaştı ve elini omzuma attı.Gözlerimi genişleterek ona baktım.Fiziksel temastan hoşlanmıyordum. Kris bir kere başlayınca devamınıda getiren birisiydi.
‘Ne yapıyorsun Kris? Etrafta insanlar var.’ Omzumdaki elini ittim.Bu şekilde davrandığımda iyi hissediyordum.Sanki üstün taraf benmişim gibi.Kris’i üzen benmişim gibi. Keşke onu benim için ağlatabilseydim.
‘Etraftaki insanlar senin benim olduğunu bilmeli.’
Yine utanarak kızardım.İşte, bu kadardı.Tekrar kalbimi çalmıştı.Kalan son gurur parçamı da harcamış, ona teslim olmuştum.
‘Bu gece dışarı çıkabilir misin?’
Şaşkınlıkla ona baktım.Tekrar mı sapık olacaktı?
‘Neden?’ Kaşlarımı çatarak sordum.Daha doğrusu çatmaya çalışarak.Onun kolunun hemen altındayken beynim düzgün çalışmıyordu.
‘Parti vereceğim.Kavalyem ol.’ Sırıttı.
Hah! Kavalyeymiş.O partilerdeki kavalyeleri çok iyi biliyordum.Beni asla kandıramayacaktı!
‘Seni yanımda istiyorum.’
Kandırmıştı.
‘P-peki.’ Kısık bir sesle cevap verdim.
‘Akşam seni almaya geleceğim.Yedide hazır ol.’
Kafa salladım.Hayır diyemeyeceğimi zaten biliyordu.Asıl sorun şuydu;partide ne giyecektim?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ KIZ
RomanceHer hikayede bir asıl kız ve asıl oğlan olur. Ama ben hep ikinci kız ve ikinci erkeğin hikayesini merak etmişimdir. Esas karakterler zaten birbirlerinde aşkı bulup mutlu olurlar. Peki ya sevilmeyen ve terkedilen, arkada bırakılan ne yapar? *-*-*-**...