Perde 1 | Sahne 2

279 23 9
                                    

(Prospero'nun mağarasının önü. Prospero'yla Miranda girer.)

Miranda — Bu vahşi sular senin marifetinle kükrüyor olmasın böyle!

Eğer öyleyse, bırak artık durulsunlar sevgili babacığım.

Deniz göğe uzanıp yanaklarındaki ateşi söndürmese,

Pis kokulu zift yağacak yukardan neredeyse.

Ah, o acı çeken insanları gördükçe,

Ben de acı çektim onlarla birlikte. Harika bir tekne

(Ki kuşkusuz soylu kişiler taşıyordu içinde)

Paramparça olmuştu. Ah, her çığlık,

Gelip şu yüreğime çarpıyordu!

Zavallı insanlar, hepsi öldü!

Eğer bende bir tanrı gücü olsaydı,

O güzelim gemiyi ve içindeki insan yükünü

Yutmasına izin vermektense,

Denizin kendisini dünyaya batırır yok ederdim.

Prospero — Sakin ol. Üzme o kadar kendini.

Söyle o yufka yüreğine, kimseye bir şey olmadı.

Miranda — Ah, ne korkunçtu!

Prospero — Bir şey olmadı.

Ne yaptımsa senin için yaptım;

Senin için sevgili kızım, senin için yavrum.

Sen ki, daha kim olduğunu bile bilmiyorsun,

Ne de benim soyum sopumdan haberin var.

Şu zavallı mağaranın efendisi

Ve senin naçiz baban olan Prospero'dan

Biraz üstün olduğumun da farkında değilsin.

Miranda — Bilmem; fazlasını sormak hiç aklıma gelmemişti.

Prospero — Sana biraz daha bilgi vermenin zamanı geldi.

Yardım et de şu tılsımlı giysiyi çıkarayım.

İşte oldu. Sen kal orada, sanatım.

Sil gözlerini kızım; merak etme.

Geminin böyle korkunç bir şekilde parçalanması,

Seni çok etkilemiş ve sarsmış anlaşılan.

Oysa ben hünerimle öyle ayarladım ki her şeyi,

Battığını gördüğün o teknede

Çığlıklarını duyduğun insanlardan

Birine bile bir şey olmuş değil;

Kimsenin kılı incinmedi.

Şimdi otur da her şeyi anlatayım sana.

Miranda — Daha önce de sık sık,

Kim olduğumu anlatmaya başlamıştın bana;

Ama her defasında yarıda kesip,

"Dur bakalım, henüz sırası gelmedi,"

Diye cevapsız bırakmıştın sorularımı.

Prospero — Şimdi saati geldi;

Hatta dakikası bile geldi de,

Kulağını aç diyor sana.

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin