Aşağı inince Taeyong'u babamın yanına gönderip lavaboya gitmiştim.
Kolumdan hâlâ oluk oluk kanlar akıyordu.Lavabo dolabından krem ve sargı bezi çıkardım. Kolumda ki kurumuş ve hâlâ akmaya devam eden kanları güzelce temizledim ve krem sürüp sardım.
Tek elimle yaptığım için düzgün olmamıştı ama en azından mikrop kapmazdı.
Yaklaşık yarım saatimi lavaboda geçirmiştim. Onlar gittikten sonra çıkmayı düşünüyordum.
Bir süre sonra kalabalığın sesini duyduğumda gideceklerini anlamıştım.
Ailelerimiz küçüklüğümüzden beri tanışıyordu. Aslında küçüklükten beri arkadaş olabilirdik ama iyi ki de olmamışız. Onlar gibi kötü olmak istemiyordum.
Gürültü sesi bitip kapı kapanma sesi gelince gittiklerini anlamıştım. Tuvaletin kapısını sessizce açıp çıkmış ve odama gitmek için merdivenlere yönelmiştim.
Merdivenin ilk basamağına ayağımı atacakken tam arkamdan annemin sesini duymuştum.
Lisa'nın Annesi: Nereye gidiyorsun küçük hanım? Kopya çekmenin bir cezası olacaktı elbette değil mi?! Yürü çabuk!
Annem sargılı kolumdan sıkıca tutup beni bodrum katında ki depoya sürüklerken neler olacağını tahmin edebiliyordum.
Yine karanlıktan dolayı travma geçirecek ve astım krizim tutacaktı.
Depoya geldiğimizde annem hızlıca beni içeri fırlatıp kapıyı kilitlemiş ve gitmişti.
İçerisi oldukça karanlık ve havasızdı. Yavaş yavaş nefesim gitmeye başlıyordu.
Üst kattan bağrışma sesleri geliyordu. Annem ve babam kavga ediyordu büyük ihtimalle.
Yere oturup gözlerimi kapatmış hayal kurarken bu lanet depoda olduğumu unutmaya çalışıyordum.
Titremeye başladığımda hızlıca ayağa kalkıp deponun kapısına vurmaya çalıştım.
Üst katta ki sesler kesilirken benim de tiremem iyice artmıştı ve artık nefes alamıyordum.
Kapıya vuracak gücüm kalmadığında yere dizlerimin üstüne düştüm ve tırnaklarımı boğazıma geçirmeye başladım.
Boynumda , geçen gün geçirdiğim travmadan kalan izler hâlâ vardı ve tırnaklarımı bastırdığım için şuan canım aşırı acıyordu ama elimde olan bir şey değildi.
Merdivenlerden gelen ayak seslerini duyduğumda gözlerim kapanmak üzereydi. Hareketsizce yerde yatıyordum.
Kapının önünde biri veya birileri vardı ve kapıyı açmaya çalışıyordu. Bir süre denedi ve bıraktı.
Gideceğini düşünmüştüm ama aksine son gücüyle kapıya vurmaya başlayınca kapıyı kıracağını anlayıp olduğum yerden kaymaya çalıştım.
Zorda olsa biraz yana kaydığımda artık kapının önünde değildim. Duvara yaslandım ve gözlerimi açık tutmaya çalıştım.
Kapı kırıldığında artık gözlerim de kapanmıştı. Son duyduğum şey Yoongi'nin 'Lisa!' diye bağırmasıydı.
●●●●●●
-Yoongi'den-
Lisa'nın kolunu o halde görünce içim acımıştı. Nedense şu günlerde kendimi Lisa'ya karşı yakın hissediyordum.
Ben kanamasını durdurmak için bez ararken o Taeyong'la birlikte odadan çıkmıştı.
Arkasından gitmek için kapıya doğru yürüdüğümde Namjoon kolumdan tutmuş ve gitmeme izin vermemişti.