Better Together (Harry Potter AU)

Part 14 : Parti

(-) ile başlayıp (-) ile biten yer kitap alıntısı

**

Harry İksir dersini alamayacağını düşündüğünden, İksir kitabı almamıştı. Ama Slughorn yeni İksir öğretmeni olunca, Beklenenin Üstünde alması bu ders için yeterliydi ve derse girmeye Ron ile birlite hak kazanmışlardı.

Slughorn'un onlara verdiği kitaplardan eski olan Harry'e düşmüştü ve Harry kitabın eski sahibinin talimatlarına uyarak mükemmel bir İksir elde etmişti, karşılığında da Felix Felicis adlı şans iksirini kazanmıştı.

Arkadaşları açısından işler çok da yolunda değildi çünkü Ginny kendi tecrübelerinden sonra Harry bir kitapta yazan talimatlara uydu diye çok öfkeliydi. "Öyle bir şey değil," demişti Hary onu rahatlatmak isterken.

Harry hiçbir İksir kitabını bu kadar hevesle okuduğunu hatırlamıyordu, bu kitabı sürekli yanında gezdirip minik notlara bakıyordu.

Bir yandan Dumbledore'la olan toplantıları oldukça ilgi çekiciydi. Harry tam olarak ne olduğunu anlamasa da Dumbledore'un da tavsiyesi üzerine her akşam Ron ve Hermione'ye yaptıklarını anlatıyordu.

Harry Ginny'e ne kadar vakit ayırmak istese de Ginny'nin S.B.D.'leri, Harry'nin Dumbledore'la toplantıları, üzerine eklenen Severus Snape'in cezası, Quidditch takım kaptanlığı ile onu sadece yemeklerde görebiliyordu. Bu yüzden Ginny'le aralarındaki bu garip durum hala sürüyordu.

Bir yandan da Slughorn'un bitmek bilmeyen yemek davetleri vardı. Harry Slughorn'un yemeklerinden kaçmak için her şeyi yapıyordu, Slughorn Ron'u çağırmamak konusunda ısrarcıydı, onu genelde yok sayıyordu. Harry bunu da örtecek bir formül bulmuştu, yemek davetlerine göre Quidditch antremanı ayarlıyordu. Herkesin önünde nasıl sağ kaldığının anlatılmasına ihtiyacı yoktu.

Snape'in cezası cezaları düzenlemekti, Harry Snape'in kasıtlı yaptığına emindi çünkü hep Sirius ve James'in cezalarını düzenliyordu. Yer yer komik bulsa da, babasının ve Vaftiz babasının yaptığı bu kadar olayı kınadığı anlar da oluyordu. Babasıyla yazın arasında geçen konuşmayı kendine hatırlatmaya çalışıyordu. "Sonuçta pişmanlar." diye düşünüyordu.

Yemekte Ginny, Ron ve Hermione ile masanın en ucunda oturuyorlardı. "Melez Prens hakkında kütüphanede hiçbir şey bulamadım- hiçbir şey!" dedi Hermione. "Belli ki sadece bir Hogwarts öğrencisiydi," dedi Harry.

"Kitaptaki büyüler bir öğrencinin yapabileceği büyüler gibi değil, şu anda nasıl bir yetişkindir düşünsene... ya Ölüm Yiyen'dir ya da..." Hermione sustu, Harry o an ona baktı. "Sirius ve babam gibi biridir."

"Böyle bir şey olabilir mi?" diye sordu Ron şaşkınlıkla. "Sirius ya da James o olabilir mi?"

"İkisi de safkan." dedi Ginny. "Kendilerine Melez Prens mi diyecekler?" Harry ona hak verircesine başını salladı. "Hem onların zaten lakapları var." dedi Ron.

"Babamın ve Sirius'un İksir'de iyi olmadığına da eminim." dedi Harry. "Bu başka biri- ama belki onlar biliyor olabilir."

"Remus'a sormalısın." dedi Hermione, öğretmenler masasında oturan adamı işaret etti. Harry sesini çıkarmadı. "Ah, asla sormayacaksın çünkü kitabı elinden almasından korkuyorsun!" Harry gözlerini yemeğine dikti.

"Bu hafta sonu Hogsmeade gezisi vardı değil mi?" diye sordu Harry. "Ginny, sen de bizimle gelmek ister misin?" Ginny hafifçe gülümsedi ve Ron'a baktı. "Olur- güzel olur." diye yanıtladı.

Hogsmeade gezisi nihayet gelip çattığında Harry'nin pek de beklediği gibi gitmemişti, Hermione'nin birkaç çabasına rağmen asla Ginny ile başbaşa kalamamıştı. Sonradan karşılaştıkları beşinci sınıf öğrencileri bir anda Ginny'i kendi aralarına alıp onlardan uzaklaştırmışlardı.