Ben erkeğim lan!

792 27 3
                                    

Multide Emir var.

Şu an boşlukta gibiydim. Ne yapacağımı, ya da ne yapmak istediğimi, nerede olmak istediğimi, ne yemek istediğimi belki de ne giymek istediğimi bilmiyordum. Ama bildiğim tek bir şey vardı. O da kiminle olmak istediğimdi. Evet bunun cevabını çok iyi biliyordum. Berk'ti. İstediğim kişi oydu. Bir başkası asla onun yerine geçemezdi. Kimse onun yerini tutamazdı. Çünkü yıllardır hiç bir erkeğin dolduramadığı o içimdeki şeyi p doldurmuştu. Onun yanında olduğum her an bunu yeniden hissediyordum. Tekrardan farkına varıyordum. O benim içimdeki bilmediğim şeyi tamamlıyordu. Ben onun yanında kendimi tam hissediyordum. O an anlıyorum ki yıllardır yarım bir şekilde yaşıyormuşum.

Evet onu seviyorum. Bunu inkar etmiyorum. Zaten inkar etmekte istemiyorum. Hoşuma gidiyor benim yanımda olması benimle uğraşması. Benim asıl istediğim de bu zaten. Ben hiçbir zaman öyle bana çiçekler böcekler alan bir sevgili istemedim. Ve asla istemiyicem. Ama o öyle değil. Olmasında zaten. Ben ona böyle aşık olmuştum. Böyle kabullenmiştim.

Ben Emir'i ne kadar uğraşırsam uğraşiyim sevmiyecektim. Çünkü o öyle değildi. Emir benim için herşeyinden vazgeçerdi ama ben bunu istemiyordum ki. Ben onu hep arkadaşım bazen de bana yardımcı olan bir kardeşim bir abim olarak görmek istiyordum. Ama o bunu anlamıyordu. Ne dersem diyim. Ne yaparsam yapıyım anlamıyordu. Çünkü anlamak istemiyordu. Ama bunu bir an önce Emir ile konuşmam gerekiyordu. Onun daha fazla kalbini kırmaya onu ümitlendirmeye hakkım yoktu. O çok iyi biriydi ve güzel bir hayatı hak ediyordu. Ve ben ona istediği sevgiyi veremezdim. Asla. Ancak yapmacık bir gülümseme ve gerçek olmayan bir aşk olurdu bizimki. Ama bu onu ne kadar mutlu ederdi ki?

Hiç.

Bugün bu konuyu konuşup daha fazla uzatmam gerekiyordu. Bu onu üzer mi? Kırar mı? bilmiyordum ama eğer şimdi yapmassam ilerde daha çok üzülecekti ve ben buna göz yumamazdım. Ben kardeşimi üzemezdim. Biz ne olursa olsun kardeştik benim gözümde. Daha ilerisi olamazdı.

Yavaşça yatağımdan kalkıp banyoya gittim. Rutin işlerimi yapıp odama geri döndüm. Dolaptan kısa kot şortumu ve koyu yeşil uzun kollu badimi alıp üzerime geçirdim. Saçlarımı yarayıp açık bıraktım. Her zamanki gibi portakallı dudak parlatıcımı ve rimelimi sürdüm. Benim şeker kokumu daha da arttıran şeker kokulu parfümümü sıktım. Üzerime ince bir hırka ve kırmızı sırt çantamı alıp mutfağa gittim. Yine kimse uyanmamıştı. İnsan bir uyanırda kızıma kahvaltı hazırlıyım derdi demi yani. Hiç beni düşünen yok ki. Yazarda her gün okula giderken içinden bunları geçiriyor ve güne iğrenç sinirli bir şekilde başlıyor.

Evin kapısını kapatıp asansöre bindim. Sıfıra bastıktan sonra aynanın karşısına geçtim ve kendimi süzdüm. Çok güzel bir kız değildim. Sadece benim mini mini minnoş hallerim insanların dikkatini çekiyordu. Diger kızlar gibi çok güzel vücutlu ve seksi bir dış görünüşüm yoktu. İçimin zaten çocuklardan bir farkı yoktu.

Ben onların aksine küçük göğüslüydüm. Ne olmuş yani yaşıtlarım seksen takarken ben daha az takıyorsam. Kaç olduğunu söyleyipte kendimi rezil etmek istemiyorum ama seksen takmıyorum yani. Ama benimkilerde şişkindi. Küçük ama dolgunlardı.

Asansörün kapısı açılınca dışarı çıktım. Apartmanın kapısını açınca karşımda Berk'i gördüm. Beni mi bekliyordu o orada?

Ya ama be. sni yerim salaak!

Tamam Damla kendine gel.

Kapıyı kapatıp yanına gittim. Uykusuz görünüyordu. Üzerine her hangi bir mavi tişört ve kot pantolon geçirmişti. Saçları dağınıktı ama bu onu daha yakışıklı ve dikkat çekici gösteriyordu.

MİNİBÜSTEKİ YAKIŞIKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin