Hyunjin:
Jisung
Servis için bana yardım eder misin acaba?Jisung:
Tabii
Ardınızdan geliyorum***
Hyunjin, Jisung'un yanıtından sonra masadan ayrıldı. Jisung da masadakilere yardıma gideceğini söyleyerek ayaklandı. Kafenin mutfağına girdiğinde tabakları ayarlayan Hyunjin'i izledi bir süre. Yaptığı işe odaklanan Hyunjin'in, Jisung'u farketmemesi işine gelmişti genç adamın. Karşısındaki adam o kadar güzel geldi ki o an gözüne bundan korktu. Hyunjin ona çok tanıdık bir hissi yaşatıyordu ve bu onu korkutuyordu. Yakışıklı adamın bakışları, duruşu çok tanıdıktı. Hyunjin onu farkettiğinde gülümsedi. İlk defa ona gülümsediğini gördü Jisung ve bu içinin kıpır kıpır olmasına neden oldu. Aynı şekilde karşılık verdi ve Hyunjin'in söylediklerine göre ona yardım etmeye başladı. Bu sefer işe odaklanan Jisung'u, Hyunjin kaçamak bakışlarıyla inceledi. İlk defa bu kadar yakın bir şekilde bir aradalardı o akşamdan beri. Hyunjin kendini bir aptal gibi hissediyordu çünkü onu sarhoşken öpen, bir zamanlar adını bile bilmediği birini seviyordu. Ağlarken o kadar masumdu ki asla o anı unutamıyordu. Ama karşısındaki adam onu hatırlamıyordu bile.
Derin bir iç çekti ve o da işine devam etti. En sonunda her şeyi hallettiklerinde memnuniyet dolu bir ses çıkardılar ve birbirlerine gülümsediler. Tabakları götürmek için harekete geçtiklerinde yanlışlıkla birbirlerini çok yakınlarında buldular.
Jisung gözlerini şaşkınlıkla açarken bir yandan da hızla nefes alıp veriyordu ve Hyunjin'in de ondan pek bir farkı yoktu. Jisung ve Hyunjin istem dışı gözlerini birbirlerinin dudaklarına indirdiklerinde artık her şey için çok geçti.
İki genç adam bir barda ilk kez buluşan dudaklarını şimdi bir kafede tekrar buluşturmuştu.