Hyunjin:
İş çıkışı beni bekler misin?Jisung:
Neden?Hyunjin:
Yürürüz biraz
Şey
Seni de evine bırakırım
Yani istersenJisung:
Pekâlâ***
Jisung, Hyunjin'den önce çıkarak onu beklemeye başladı. Yüzüne bakabileceğinden emin değildi. Onu bir kere izinsiz öpmüştü ve kısa bir süre önce de tekrar öpmüştü. Ondan etkilendiğinin farkındaydı ama onu öpecek kadar güçlü bir etki altında olduğunun farkında değildi. Hyunjin içine doluşan sıkıntıyla birlikte nefesini dışarı üfledikten sonra kafenin kapısını kilitledi ve onu bekleyen bedenin yanına adımladı. Jisung yüzüne bile bakmıyordu ona nasıl hislerini açıklayabilecekti ki. Chris belki de yanılıyordur diye düşünmeden edemiyordu. Sessizce yürüyen iki beden de ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemez haldeydi. Hyunjin arada ona kaçamak bakışlar atan Jisung'un farkındaydı ve bu ona çok tatlı geliyordu. Jisung kalbinin bu kadar hızlı atmasına sinirleniyordu çünkü yine hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyordu. Ne yani Hyunjin onu sevip sonra bir de onunla mı olacaktı sanki.
"Nasılsın?"
Hyunjin en sonunda konuşmayı başlattı. Jisung birkaç kez gözlerini kırptı ardından Hyunjin'e döndü.
"İyiyim sanırım, ya sen?"
Hyunjin gülümsedi.
"Daha iyi olacağım."
Jisung başını salladı usulca. Yan yana yürüyen iki bedenin elleri ara sıra birbirine çarpıyordu. Elleri her çarpıştığında iki bedende şok etkisi yaratıyordu. Dışarıdan birisi onları izlese bu hallerine gülmeden duramazdı. Tekrar çarpan ellerine baktı Hyunjin ardından sesli bir şekilde nefes verdi ve Jisung'un elini tuttu. Jisung bir ellerine bir de ona göre biraz daha ileride yürüyen bedene baktı. Hyunjin'in yüzünde oluşan tebessümü görünce o da gülümsedi. Elini tutan genç adam onu güvende hissettirmişti. Hyunjin'in elini daha sıkıca kavradı.
Uzun bir süre el ele yürüdüler. Eski anılarını anlattı iki genç adam birbirlerine. Geçtikleri her sokakta kahkahalarını bıraktılar sessiz akşama. Hyunjin, Jisung'u evine kadar getirmişti. Birbirlerine bakarken bir anda içinde bulundukları duruma gülmeye başladılar. Hyunjin, Jisung'un gülüşünü hoş bir tebessümle izlerken biraz Jisung'a yaklaştı.
Bir eli karşısındaki genç adamın yanağına yerleştiğinde Jisung gülmeyi bırakmış Hyunjin'in gözlerinde kaybolmuştu."Biliyorum bir sürü düşünceyle başa çıkmaya çalışıyorsun, güvenemiyorsun. Kaçmanın bir çözüm yolu olduğunu düşünüyorsun ama değil. İnan bana tüm şeffaflığımla seni seviyorum."
Jisung ne diyeceğini bilememişti bu yüzden gözlerini etrafta gezdirdi. Hyunjin onu anlayışla karşıladı.
"Bir şey söylemene gerek yok. Sadece benim düşüncelerimi bilmeni istiyorum. Benden kaçma ve iyi olalım, olur mu?"
Jisung başını salladı usulca ve gülümsedi. Hyunjin gerçekten çok hoş biriydi ve Jisung bunu hissediyordu. Fakat bir şeyleri kesinleştirmeden hareket etmemesi gerektiğini ve dikkatli olması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden her şeyi zamana bırakmayı tercih etti. Hyunjin ile vedalaştıktan sonra evine doğru ilerledi, ardından onu izleyen Hyunjin'i düşünerek.
***
Açık konuşmak gerekirse yazdıkça batırdığımı düşünüyorum. Hayal ettiğim gibi ilerletemiyorum kurguyu. Yine de umuyorum ki hoşunuza giden bir şekilde ilerliyordur her şey.
Kendinize çok iyi bakın. Görüşmek üzere.