Hyunjin her şeyden habersiz, Chris ile birlikte kafeyle ilgilenirken, Jisung ve diğer çocuklar Hyunjin'in doğum günü için hazırlıklara başlamışlardı.
Chris ve Hyunjin başka şehirlerde aynı adın altında kafeler açmaya başladıklarından günleri fazlasıyla yoğun ve stresli geçiyordu. Yoğun geçen günlerinden dolayı Jisung ile fazla görüşemeyen Hyunjin, günün bir an önce bitmesini ve Jisung ile görüşmeyi istiyordu. Kendi doğum günü aklında bile değildi.Hyunjin ve Chris bir yanda dursun evdeki hazırlıklar... Pek planlandığı gibi gitmiyordu.
Balonları şişirirken Changbin ve Minho bayılacak kıvama gelmişlerdi.
Seungmin balonları asarken Jeongin'in üzerine düşmüştü."Aa! Belim kırıldı!"
Diğerleri onlara gülerken Seungmin, Jeongin'in omzuna vurmaya başladı.
"Ne demek istiyorsun kilolu muyum ben!"
"Sen kafanda kurmuşsun zaten kızım! Hem üzerime düşen sensin dayağı niye ben yiyorum!"
Jisung kulaklarını kapatarak etrafı izlerken akşama kadar her şeyi yetiştiremeyeceklerine emin olmuştu.
Felix, Jisung'u rahatlatmak adına omzunu sıkmış ve her şeyin yolunda gideceğini söylemişti. Changbin ise... Buna bir yarım saat gülmüştü.
Neyse ki uzun süren bir takım çalışmasının ardından her şey tamamlanmıştı ve çocuklar birbirlerini tebrik etmeye başlamıştı."Sayın Seo, boyunuzdan büyük iş başardınız sizi tebrik ediyorum!"
Changbin, Minho'yu omzundan ittiğinde herkes gülmeye başladı.
Bu sırada Hyunjin ve Chris kafeyi kapatmış Jisung'un evine doğru yola çıkmışlardı. Jisung, Hyunjin'e Chris'i de getirmesini söylediğinde Hyunjin ısrarla reddetmesine rağmen sonunda kazanan Jisung olmuştu. Chris'in her şeyden haberi olduğunu bilmeyen Hyunjin keyfi kaçık bir şekilde söylenerek yürüyordu. Oysa Jisung ile yalnız kalmak istemişti. Zaten haftalardır Chris'in yüzünü görmekten sıkılmıştı. Chris gülerek önünde ilerleyen çocuğa bakıyordu.
Sonunda eve gelmiş ve zile basmışlardı. Çocuklar sessizce yerlerine geçtiler ve Jisung kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açıp Chris ve Hyunjin'i içeri aldıktan sonra... Felix her şeyin yolunda gideceğini söylemişti değil mi?Çocuklar yerlerinden fırlayıp doğum günü şarkısı söylerken bir yandan dans ediyorlardı ve hepsinin hesaba katmadığı bir şey olmuştu. Işıkların arasındaki balonlar patlamaya başlamış tüm süsler yerle bir olmuştu.
Çıkan seslerden ürken Felix geriye sıçrarken dengesini kaybetmişti ve yanlışlıkla elini pastaya sokmuştu.
Jisung gözlerinin dolmasına engel olamadan etrafı izlerken diğerleri de sessiz ve üzgün bir şekilde Jisung'u izliyordu. Jisung kendini toparlayıp gözlerini sildikten sonra Hyunjin'e döndü ve gülerek konuşmaya başladı."Doğum günün kutlu olsun."
Hyunjin dolu gözlerle karşısında duran genci kollarının arasına almış diğer çocuklar da bağırarak doğum günü şarkısına devam etmişlerdi. Hyunjin sıkı sıkı sarılırken bir yandan da Jisung'un belini okşuyordu.
"Hâlâ sevgilin olmamı istiyor musun?"
Jisung fısıldayarak ona sarılan Hyunjin'e sorduğunda Hyunjin ezilen pastanın kremasını Jisung'un yanağına sürüp onu cevaplamıştı.
"Yes sir."
***
Yes Sir veda vakti...
Yazarken çoğunlukla içime sinmeyen bir fic olmasına rağmen fazlasıyla sevgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim!
Umarım daha güzel ficlerde tekrar karşılaşırız!-red