3. Bölüm

83 7 0
                                    

5 yıl sonra;

- Wu Jisoo hemen buraya gelip bavulunu  toplamama yardım etmezsen seni götürmeyeceğim!

- Baba hemen geleceğim sadece saçımı örmeyi beceremiyorum...

     Kalkıp salonda saçları ile uğraşan minik kızımın yanına gittim. Elindeki tarağı alıp örmeye çalışırken karıştırdığı saçlarını taradım ve saçlarını ördüm.

- Baba düğüne gidiyoruz değil mi?

- Jongin amcanın düğününe elbette gidiyoruz bebeğim.

- Kyungsoo amcam da evleniyor ama.

- Biliyorum tatlım zaten o ikisi birbiri ile evleniyor.

- Ama onlar senin kardeşlerinse nasıl evlenecekler?

- Biri babamın diğeri annemin başka insanlardan olma oğulları onlar bebeğim. Benim kardeşlerim ama birbirleri ile kardeş değiller onlar.

- Üzgünüm babacım hala tuhaf geliyor.

- Merak etme tatlım hala çok küçüksün büyüyünce anlayacaksın. Şimdi kafanı yorma. Zaten biz bir gün kalıp geri döneceğiz.

- Peki Taehyung ve Jimin amca ne zaman geliyorlar?

- Şimdi gelecekler. Hep beraber birazdan  yola çıkıp Seul'e gideceğiz.

- Bitti mi saçım baba?

- Bitti tabi. Hemde çok güzel bir kız oldun! Sevimli kızım benim.

     Jisoo bana sarıldı ve yanağımı öptü. 11 yaşına çok sevimli bir kızdı. Busan'a döndükten bir yıl sonra kendi evime taşındığım gün sokakta tanıştık. Anne ve babası yoktu. Sokaklarda büyümüştü. 4 yıl boyunca benimle yaşadı. İki yıl önce ise resmen kızım oldu. Jisoo beni hayata geri döndürmüştü. Onunla tanıştığım sırada Taehyung ile yeniden iletişim kurmuştum ve o aralarda her zamankinden daha da yakın olduğum Jimin Taehyung'un beni ziyarete geldiği bir günde yanıma geldi ve tanıştılar. Ruh eşi gibi ilk dakikadan itibaren çok iyi anlaşan yakın arkadaşlarım birbirlerini o kadar sevdiler ki sevgili olmaları yaklaşık bir hafta sürdü. Tabi Jimin benim gibi Busan'da çalıştığı için Tae de Busan'a taşınma kararı aldı ve biz de hep beraber eve çıktık.

    Düğüne nasıl gitmeye karar verdiğine gelirsek... Jongin telefonda beni arayıp ağladığı için gelmeyi kabul ettim. 30 yaşına gelmiştim ve çoğu şeyi de atlatmıştım. Kimseye bir dargınlığım kalmamış yaralarımızı Jisoo ile beraber sarmıştık. Onu kırmak istemedim ve geleceğimi söyledim. Zaten Taehyung kendisi davetliydi ve Jimin'de onun sevgilisi vasfı ile yanında gidiyordu.

- Luhan biz geldik. Takımları ve elbiseyi aldım. Artık çıkalım mı?

- Jisoo'nun bavulunu alıp geliyorum benimki kapının önünde onu ve Jisoo'yu alıp arabaya geçin hemen geleceğim.

     Beynimde oluşan uğultu yüzünden başım ağrıyordu. Kendimi tuhaf ve yorgun hissediyordum. Ayaklarım geri geri gidiyor sessizleşiyordum. Düğüne gitme kararı alsam da ebeveynlerime karşı oldukça kızgındım ve onları görecek olduğum düşüncesi beni isteksizleştiriyordu. Bavulu toplamam uzun sürmese bile bana uzun bir zaman gibi gelmişti.

     Arabaya bindim ve Tae hiç konuşmadan yolculuğumuzu başlattı. Hava alanına varana kadar kimse konuşmadı. Ben dışarıyı izlerken Jisoo benim telefonumdan belgeseller izliyordu. Tae ve Jimin ise ön tarafta flörtleşme peşindeydiler. Keza uçakta da kimse konuşmamışdı ancak o kimse konuşmak istemediğinden değil herkes uyuduğu içindi. Seul'e süren yolculuk boyunca uyuduğumuz için varınca hepimiz sersemlemiş bir şekilde indik uçaktan. Sevgili kardeşim Jongin ben ve Jisoo'yu  Yoongi Hyung ise Tae ve Jimin'i almaya gelmişti. Düğünde buluşacaktık. O zamana kadar ise Tae Jimin'i ailesine tanıştırma şerefine nail olacaktı.

Gönül Gözü  (Minific)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin