Lalisa doğayla yaşamayı seven, her saniyesini, tüm enerjisini doğaya harcayabilecek bir kızdı.
Aslında annesine benziyordu sadece. Annesi Bereket Tanrıçası Demeter Dünya'ya yeşilliği veren tanrıçaydı. Kızını da çiçeği gibi görüyordu.
Zeus içinde ki endişeyi bir kenara atıp ormanın derinliklerine parlak kırmızı bir çiçek koydu. Böylece Lalisa bu çiçeği fark edecek ve ona dokunduğu anda yer yarılacaktı. Zeus için ne önemi vardı? Onun tek korkusu Demeterdi.
Hiçbir şeyden haberi olmayan Demeter eğer bunu görür ya da duyarsa yaratacağı kargaşa Zeus'u endişelendiriyordu.
Lalisa ne kadar yanlış olan bir çocuk olsa da Demeter kızına her şeyden daha çok değer veriyor onun için elinden geleni yapıyordu.
Kızını, saf temiz kalpli olarak adlandırıyordu fakat Taehyung bunun çok çok aksini düşünüyordu. Kesinlikle Lalisa'nın içinde büyük bir karamsarlık ve öfke olduğunu düşünüyordu.
Ya da sadece aşıktı...
Aşık olduğu kadını tanrıçası yapmak istiyordu...
Beyni ona onun ruh eşi olduğuna ikna etmek için oyunlar oynuyordu.
Taehyung kötü değildi aslında, sadece kötülüğe, karanlığa terk edildi. Yer altına mecbur bırakıldı.
Lalisa Olimpos'tan ayrılarak yer yüzüne ayak bastı. Ormanın içinde gezerken bir yandan sırayla tüm çiçeklerin kokusunu içine çekiyor onlarla sevgiyle konusuyor ve avuçlarından akan suyla onları besliyordu.
Doğa onu evindeymiş gibi hissettiriyordu. Kollarını açıp kendini çimenlerin üstüne attı ve gülümsedi. Başka hiçbir an ona bunları hissettirmiyordu.
Hayatını sevgiyle, neşeyle yaşıyordu. İyiliğe inanıyordu, saflığa. Gerçek aşkı bulmak bile istiyordu. Saf sevgiyi öğrenmek istiyordu.
Yavaşca çimlerin üzerinden kalkıp ormanın derinliklerine doğru yola koyuldu. Beyaz elbisesinin üstünde ki küçük uğur böceğini fark ettiğinde yavaşca eline alıp üfledi.
"Bugün, uğurlu bir gün..' şarkı söyleyerek yoluna devam etti.
Doğanın kokusunu içine çekip, hoş bir ıslık çalarak yürürken bir kaç adım uzağındaki tek başına duran kırmızı, parlak çiçeğe takıldı gözleri.
Saçını kulağının arkasına alıp yavaşça çiçeğe doğru eğildi. "Çok güzelsin...". Ona sahip olmak istedi, çiçeği tutup çekti.
Lalisa'nın çiçeği koparmasıyla yer yarıldı ve siyahlara bürünmüş atıyla Taehyung yer yüzüne çıktı. Hava karardı, şimşek çaktı, Lalisa doğanın hüznüyle kalbinde bir acı hissetti.
Taehyung'un Lalisa'yı belinden yakalayıp çekmesiyle kızın ağzından büyük bir çığlık kaçtı.
İkisinin yer altına inmesiyle yarılan toprak düzeldi, güneş geri geldi ve doğa sakinleşti. Ama bunu gören sadece Zeus değildi. Güneş tanrısı Helios ve doğada bu olaya tanıklık etmişti.
Lalisa karşılaştığı karanlık, siyaha bürünmüş, kırmızı saçlı tanrıya ağlamaya başladı. O kadar korkuyordu ki...
Yer altı Lalisa'nın neşesi için fazla karanlıktı. Lalisa'nın saf kalbi için çok kirliydi. Taehyung Lalisa'yı kucağına alarak onu kimsenin bulamayacağı bir yere götürmeye karar verdi.
Lalisa sadece direniyordu. "Bırak beni ne olursun!" ağlayarak Taehyung'a vurmaya başladı.
Hades'in kim olduğunu doğru düzgün bilmiyordu aslında. Bildiği tek şey onun tanrı oluşuydu. Kore onun adını ne kadar duysa da onu ilk defa görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hᥲdᥱs • Tᥲᥱᥣιᥴᥱ
FantasíaYer altı tanrısı Hades Zeus ve Demether'in kızı doğaya, çiçeklere aşık Kore'yi tanrıçası yapmak ister... Kim Taehyung & Lalisa Manoban 'Bu kitap kendi yorumumla Hades ve Persephone'un hikayesinden alıntıdır.'