senin okuyamadığını onlar yaşıyor

74 19 10
                                    

"Bizi günlerce aç ve susuz bırakırlardı, sonra niye Allâh'ın sana yemek vermiyor diye kahkaha atarlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bizi günlerce aç ve susuz bırakırlardı, sonra niye Allâh'ın sana yemek vermiyor diye kahkaha atarlardı.

Bize işkence ettiler, elektirikli sopalarla dövdüler, yere yığıldığımızda Çinli polisler karınlarımıza ayakları yorulana kadar tekme attılar.

'Allâh var mıdır?' dediler. İçimizden var desekte ses çıkarmaktan korktuk. Sessizce yere bakmamız onları tatmin etmedi, bizi Rabbim Çin'dir diyene kadar dövdüler..

Bir bayan olacağıma bir hayvan olaydım, Çinli polisler toplu tecavüz ettiler.

Sonra duydum ki kapmtaki erkeklere bile toplu tecavüz etmişler.

Ben bir Uygur hanımefendisiydim, Müslüman olmanın bedelini Çinli polislerin toplu tecavüzüyle değil, şehâdetle ödemek isterdim.

Fakat artık yaşamak benim için ölümden daha beterdir.."

Hâlâ mı telefonunun hafızası az olduğu için üzülüyorsun?

Yoksa yeni aldığın elbise üstünde güzel mi durmadı?

Sevdiğin adamın hasreti mi seni bu kadar dertlendiren?

Sen dert nedir biliyor musun ki?

"Bir bayan olacağıma bir hayvan olaydım.."

Böyle diyebilecek bir raddeye geldin mi mesela?
"Bir bayan olacağıma bir hayvan olaydım.."

Zihnin almıyor değil mi okuduklarını bile?
Çünkü sen elini kestiğin için bugün can havliyle çırpınansın.
Hatırlıyor musun ondan öncede parmağın koltukla duvar arasında kalmıştı da, nasıl ağlamıştın?

Sen acı ne demek biliyor musun ki?
Sen dert ne demek biliyor musun ki?

Bazen gerçekten bu dâvâ için vazgeçtiğin bâtıl şeylerden söz ediyorsun ya içimde, sana gülesim geliyor. Sen bu dâvâ için bir şey yapabildiğini mi iddiâ ediyorsun, bu kadının dini için verdiklerinden sonra mı hemde?

Şimdi bile onun hâline düşmemek için Rabbine yalvarıyorsun.

Söylesene bana, ne zaman bırakacaksın kendini düşünmeyi?

Ne zaman kendini ateşten kurtarmak için yaptıklarını dâvân için saymayı bırakacaksın mesela?

Çok affedersin, sen kendini ateşten bile kurtaramıyorsun ki.

Ne olacak böyle nefsim?

Devam mı edeceksin samimi rolü yapmaya.

Samimiyetini ölçebileceğin bir imtihanın var mı hiç, kazanabildiğin?

Sende işte ne bileyim, hâlâ kerâhat vakitlerinde uyukla, teheccütü kılmamak için binbir dereden su getir, bir şeylere sabretmekte zorlan falan.

Kerâhâtte ayık durmayı cihattan sayıyordun değil mi?

Bunu o kadın duysa nasıl yerin dibine girersin acaba.

Biliyor musun, senin okumakta zorlandığın o cümleleri kardeşim dediğin bir kız, bir kadın, bir çocuk, bir anne gerçekten Doğu Türkistanda, saçma sapan haritalarda işgâlin kabulü gibi isrâil yazılmış olan Filistinde yaşıyor.

Zihninin almadığı mücâdelerle onlar savaşıyor.

İşte.. bu kadar âciz ve güçsüzsün.

- Kudüs

Kül KuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin