iyi okumalar💖
kalbimin kaburgamı kıracak şekilde hızla atmasını durdurulamıyordum. taehyung benimle yemek yemek istemişti. o kadar mutlu olmuştum ki soobin'e gün boyu kızmamış. her dediğine evet demiştim. gideceğimiz yeri bana konum atmış ve sonuna da güler yüzlü emoji atmasına sırıtmış ve telefonu yatağıma koydum. bu akşam yemek yiyecektik ve ona güzel gözükmem gerekiyordu.
taehyung'un başından beri ciddiyetsiz tavırlarına aldanıp, umutlanmamam gerektiğini kendime binlerce kez anlatsam da ona bianda kendimi aşık bulmuştum. çok garip ki o da bana karşı bir şeyler hissediyor gibiydi ama sürekli geri adım atıyordu. jimin bana bazı şeylerden bahsetmişti. korkuyor demişti. geçmiş dedi. tüm bu anahtar kelimeleri bir ataya getirdiğimde taehyung'un geçmişte birini kaybettiği çıkıyordu hatta çokta değer verdiği biri.
şimdi ise bana karşı bu hisleri besliyordu. korkuyordu ondan gitmemden. bunu anlamıştım artık. boş yere umutlanmıştım ama onun da üzüldüğünü biliyorum. şimdi ise bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu. buna izin veriyordum. sonuçta izin vermesem o durmazdı. yemeğe geç kalmamak için kafamdaki soru işaretlerini yok etmiş ve hızla üzerimi çıkarttım. dolabımdan saten siyah gömleğin altına kar beyazı olan pantolonu geçirdim. gömleğin iki düğmesini iliklemeyip öylece bıraktım. pantolonuma da incecik bir kemer taktım hemen. bu giysiye klas duracak bir ayakkabı olması gerekti.
onun içinde dolabın alt bölmesinden ayakkabılarımla dolu olan çekmeceyi açtım. kahve tonlarında yereden biraz yukarda, topuklu olan parlak ayakkabılarımı geçirdim ayaklarıma. daha sonra aynalı komidine oturdum. normalde makyaj yapmazdım. yaşım iyice geçmişti bu tür şeyler için. ama yüzüme ferahlık katması için renksiz lipbalmımı hafiften sürdüm. daha sonra en sevdiğim parfümden iki fıs sıktım. şimdi tam hazır olmuştum. kapının aralık kalmasını yeni farkederek sandalyeden ayaklandım.
tahminim gibi soobin beni izliyordu. "baba! çok güzel ve genç duruyorsun!" genç demesine karşılık kaşımı yalandan çattım. "ben zaten gencim oğlum." dememle kıkırdadı. yanıma kadar gelmiş, vücudumu döndürerek tam anlamıyla bana baktı. "baba gerçekten çok güzelsin. kıskandım." dudaklarını büzüp bana baktı. "sen daha güzelsin bir tanem." dedim ince, ipek saçlarını okşayarak. dışarıdan korna sesi işitmemle biraz irkildim. "geldiler!" heyecanla yanımdan ayrılıp onları karşılamaya gitti. ben de ayna da kendime son kez bakıp telefonumu, ceketimi alarak yanlarına indim.
kapıya kadar ulaştığımda kolu aşağı indirmeden önce duraksadım. nefesimi düzene sokunca kapıyı açtım. kahveleri kahvelerime değince vücudumu saran fena his ile sendeler gibi oldum. daha sonra toparladım. bana farklı bakıyordu. bu öncekiler gibi değildi. uzaktan onun vücudunu süzme fırsatı elde ettim. siyah yerden biraz yukarıda olan kabanının içinden gözüken kırmızı gömleği ve ikinci bie deri görevi gören pantolonun ortaya çıkardığı uylukları, kıvrımları.. çok güzeldi.
"siz bakışmaya devam edin biz gidiyoruzz!" soobin'in elini kavrayayıp koşarak bizim eve gittiler ikisi. biz ise taehyung ile ayakta dikiliyor, sürekli gözlerimizi kaçırıyorduk birbirimizden. "çok güzelsin." kulaklarıma sevimli bir tınıyla söyledi. tebessüm ile kahvelerine baktım. "sen de fena değilsin." dedim ellerimi kenetleyerek yerimde sallanırken. "ee daha fazla durmayalım." dedi ve son derece iyi gözüken arabasının ön koltuğunun kapısını açtı.
kendimi sakin tutmak adına dudaklarımı yalayıp, elimi kapının ucuna yerleştirdim. kısa bir süreliğine gözlerimi onunkine değdirmiş ve takılı kalmıştım. sokak lambaların ortalığa saçtığı loş ışık altında bile parıl parıl parlıyordu. gözlerinin içi ay parçası gibiydi. en derinlerinde görüyordum kendimi. daha fazla oyalanmayıp koltuğa yerleştirdim kendimi. onun da şoför koltuğuna gidişini izlerken kalbimin çok hızlı attığını yeni yeni kavrıyordum. kim taehyung beni heyecanlandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two daddy
Fanfictionkendinden emin olduğunda sana kalbimi açacağım. ☆|semetae ☆|text ☆|tamamlandı ! ilk ficim olduğu için mantıklı hatası ve çoook saçma olaylar var onu bilerek başlayın 🥺