🇴  🇳  🇪 

83 8 0
                                    

Şükür! Sonunda okul bitti! Malibuda yazın okula gitmek tam bir eziyet! Kaykayımı alıp okul kapısına doğru ilerledim. Sırtımda çantam, sağ elimde notlar ve kitaplarım var. Sol elimde de kaykayımı tutuyorum. Kapıdan dışarı adım atar atmaz elimizdeki notları ve defterleri fırlattık. Kaykayımı daha sıkı tutup bir kaç adım attıktan sonra kaymaya başladım. Çaktırmayın okul bahçesinde kaykay yasak! Biraz daha ilerledim ve "okul bahçesinde kaykay kaymak yasak!" diyen Joseph önüme çıktı. Kitaplarını önüme fırlattı ve takılıp düştüm. Şerif Jossie tam karşımda dikilmiş ciddi bir şekilde bana bakıyordu. "Benim bi suçum yok! Ya yaralansaydım!" dedim. "Okul bahçesinde kaykay kaymak yasak!" diyince baya bi sinirlendim. Özür dileyip oradan ayrıldım. Joseph'e çok sinirlenmiştim! Tabi ki intikam alacaktım.

Arabasına binmiş kolasını içen Joseph çok masum gözüküyordu. Ama kimse bilmiyordu ki çantamda hep Mentos taşırım. Yanına gittim. "Araban çok güzelmiş ama yan koltukta ki leke berbat gözüküyor!" dedim. Diğer tarafa bakınca kolasına mentosu attım. Tahmin ettiğiniz gibi kola yüzüne fışkırdı. Gülmekten öldüm. Kaykayıma binerek hızla ilerledim. Arabası ile beni takip etti. Arkama bakmaya çalışırken önümde ki arabaya çarptım. Bu sefer çok kötü oldu. Okul bitmemiş olsaydı disipline gidecektim. Abartma falan demeyin çünkü çarptığım araba şerifindi. Kaykayımı elimden aldı ve beni evime kadar takip etti.

Kapıyı üvey kız kardeşim açtı. Şerif ile beraber içeri geçtik. Kız kardeşimi üst kata odasına yolladık. Şerif olanları annem ve üvey babama anlattı. Şerif gidince bana çok kızdılar. Üvey babam ceza vermek istedi ve annemde kabul etti. Haklı olabilirlerdi. Şerif onlara çöp toplama cezasını önermiş ama üvey babam kabul etti ve genç cankurtaranlara kayıt olmamı önerdi. Annem çok mantıklı olduğunu söyledi. Kız kardeşim bunu duyunca çıldırdı. Çünkü orada yatıp denize gireceğimi sanıyordu. Baya yanılmıştı.

Saat 7.30'du alarm çalıyordu. Hazırlandım ve otobüsün gelmesini bekledim. Bindim ve diğer üyeleri almaya gittik. 5 kişi olacağımız söylenmişti ama 4 kişiydik. Herkes ile tanıştık. Kızıl saçlı kızın adı Sadie'ymiş. Kahverengi saçlı çocuğun adı ise Noah'mış. Kimseye yüz vermeyen kendi halinde takılan kızın adı ise Camila'ymış. Herkes adını söyledikten sonra "bende Finn memnun oldum ama bir kişi eksiğiz herhalde?" dedim. "Evet bir kişi yok!" diye yanıt verdi Noah denen çocuk. Buradaki tek erkek ben ve oyduk. 3 tane kız vardı. 2'si ile tanıştım ama 3. yoktu. Sahile vardık ama onu almaya uğramamdık. Hiç bir şey anlamamıştım.

"Ahhh ben iyiyim! Sorun yok, düzeltiyorum!" diye bağırdı bi kız. Motosikleti ile çöp kutusuna çarpmıştı. Yanına gidip kalkmasına yardım ettik. Topladıktan sonra kız bi anda ortadan kayboldu.

Bizi çağırmışlardı. Daha doğrusu Aidan denen çocuk "VELETLER TOPLANIN!" diye bağırmıştı. Çevredeki en küçükler olduğumuz için bir kaç kişi dahil o tarafa toplandık.

Plastik bi top fırlattılar. Elime aldım ve sahibinin gelip almasını bekledim. Kimse gelmedi. Noah'a bunu ne yapacağım diye fısıldadım. "Böyle yapacaksın!" dedi aidan. Topu elimden aldı ve patlatmaya çalıştı. Komik olan şey ise beceremedi. Gülmeye başlayınca üstüme doğru yürüdü. Noah hemen Aidan'ın önüne geçip "selam ben Noah" dedi telaşla. Buna daha çok güldüm. Aidan sakinleşince motosikletçi kız ve bir kaç kişiyi daha yanına aldı. "Bunlar takım kaptanları, onlara saygılı olun." dedi ve arkadaşına bakmadan gitti. Acaba bizim kaptan kimdi.

"Selam. Ben Millie. Mills diyebilirsiniz. Yeni takım kaptanınız benim. Umarın iyi anlaşırız. Baştan söyleyeyim azıcık sakarım. Neyse konumuz bu değil! 2. Kulübeye gidin ve beni bekleyin geliyorum!" dedi. Dediği kulübeyi bulduk ve merdivenlerden çıkıp içeri girdik. Daha çok ağaç ev gibiydi ama ağacın üstünde değildi.

Life Story  ♥︎|| Fillie ||♥︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin