Dethy Sihir Bankası

41 3 0
                                    

Alba Savunucuları ciddiydi. Son söz her halukarda onlarındı. Kendilerinin üstündeki tek güç Büyü Erkanı'ydı. O andan itibaren olan olaylar Luke için, bir insanın ölürken önünden geçen hayatından farksızdı. Kısa ve netdi.

Savuncular Luke'u aldılar ve tek boynuzlu bir atın kullandığı bir at arabasına bindirdiler. Tek boynuzlu at muhteşem ve kusursuzdu. Boynuzu gümüş parçası gibi parlıyordu ve beyaz tüyleri, karanlığa meydan okuyordu. Luke arabaya bindi. Her iki yanınada bir Savunucu oturdu. Karşında ise başka bir savunucu vardı. Luke arabyı kimin kullanıcağını sormaya fırsat kalmadan araba yükselmeye başladı. Hadi ama! Dalga mı geçiyorsunuz siz? Yo, yo! Hayır dalga geçmiyorlardı. Araba yukarı yükseliyordu. Son derece hızlı bir şekilde yol alıyordu. Şehir, Luke'un ayakları altındaydı. Muhteşemdi. Evet, evet bu görüntüyü tanımlayan tek kelime "muhteşemdi".

Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuktan sonra, şehrin bir yanından diğer yanına ulaşmışlardı. Luke ve 3 savunucu, bir kütüphanedeydiler. İlerlediler. Oldukça arkalara gidiyorlardı. Luke hiç bu kadar kitabı bir arada görmemişti. O hep Dodo'nun eski kitaplarını kullanırdı. Savunculardan biri durdu ve "Burası!" diye seslendi. Alba Savunucuları insanı korkutuyordu doğrusu. Bu aşılmaz bir gerçekti. İçlerinden bir, bir kitabı çekti ve kitaplık ikiye ayrılmaya başladı. Luke şaşkınlığını gizleyemiyordu doğrusu. Karşısında uzun bir cadde vardı. İsmi de Marcus Meydanı'ydı.

Bu meydanın etrafı küçük dükkânlarla çevriliydi. Luke'un gözüne ilk olarak, bir şekerci dükkanı ilişti. "İba Teyzenin Çılgın Yünleri" yazıyordu tabelada. Luke bunları pamuk şekerlere penzetmişti.Yeşil, mor, pembe, mavi.. Her renkten şekerler vardı burda. Luke'un ağzı sulanmıştı açıkçası.Daha sonra da bir baharatçı gördü Luke. Vitrininde gözler, kulaklar ve insan parmakları vardı. Luke kusucak gibi olsada kendine hakimdi. Meydan da büyük bir ekran vardı. Büyük bir elmas kolye takan adam konuşuyordu ve meydanı amlatıyordu onlara. Galiba bu kişi Büyü Erkan'ı dedikleri kişiydi. Luke'un gözüne son olarak beyaz bir bina ilişti. Üstünde yaldızlı harflerle "Dethy Sihir Bankası" yazıyordu. Savunuculardan biri Luke'a bakarak "Evlat annen ve babanın sana hiçbir şey bırakmadağını düşünmüyorsunuz değil mi? Onlar sana büyük bir miras bıraktılar" dedi.

Dety Bankası, savunucular tarafından korunuyordu. Savunculardan biri, banka görevlisinin yanına geldi ve şunları söyledi:
"Luke Brain'in kasasına gitmek istiyoruz"
"Elbette fakat kasanın anahtarı var mı? Efendim?"
"Şuralarda bir yerde olucaktı" Savuncu ceplerini karıştırdı ve altın bir anahtar buldu. Görevliye uzattı. Görevli:
"Beni takip edin lütfen Mr. Brain, kasanız 356 numaralı kasa -392. katta" dedi. Luke'un duydukları doğru muydu? -392. kat mı? Bir asansöre bindiler. Bu asansör o kadar hızlı aşağıya iniyordu ki Savunuculardan biri sinirle "Daha yavaş inemez mi?" dedi. Görevli uöarsamaz bir biçimde "Tek hız bu efendim" dedi. Yaklaşık 6 dakikada -392. kattaydılar. Luke'un kasasını bulmak zor olmamıştı. Görevli anahtarı, deliğe soktu ve birşeyler fısıldadı. Kasa büyük bir gürültüyle açıldı.

Luke bir değişik olmuştu. Karşısında altından bir tepecik vardı. Bunların hepsi Luke'a aitti. Buna ne Marry Teyze ne de Nassou Enişte engel olabilirdi. Bunların hepsi ona aitti. Hepsi...

Multide Dethy Sihir Bankası var arkadaşlar. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Luke Brain ve Yakut TılsımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin