Luke, yaşadığı gerginlikten sonra denizaltına binmesinin en doğru fikir olduğunu düşündü. Hızlı adımlarla denizaltına girdi. Deniz altının içi çok yeni sayılmazdı ama gerçekten çok büyük bir denizaltıydı. 1904 yılında, ilk defa kullanmıştı bu denizaltı. Eski olmasında bir gariplik yok diye düşündü Luke. Ayrıca denizaltı, bir treni andırıyordu. Küçük odacıklardan oluşan denizaltıyla yolculuk yaklaşık 2 saat sürücekti.
Luke, denizaltına biner binmez sarı saçlı ve kapkara zeytin gibi gözleri olan bir çocukla karşılaştı. Çocuk son derece şirin duruyordu. Çocuk, Luke'u bir yerden tanıyor olucaktı ki (Luke'u tanımam çok zor değildi, çoğu büyü adını duymuştu) bağırarak "Bu Luke Brain, evet evet o! Bu Luke Brain" diye bağırdı.
Tüm gözler Luke'un üzerindeydi ama Luke hemen bir odacığa girdi ve kapıyı kilitledi. O bu tür şeylere alışkın değildi. O hep, Nassuo Enişte'den dayak yerdi. O zamanlar bunları düşünmek bile, Luke için imkansızdı.
Odacık son derece şirindi. Luke'un odası maviden oluşuyordu ve küçük bir pencere denize okyanusa açılıyordu. Luke korkmuştu ama büyülü bir Dünya'da ölmek zor olsa gerek diye düşündü. Camın tam üstünde de güzel harflerle: "Adil durumda asanızı sallayarak Lunio diye bağırınız." yazıyordu.
Luke denemeyi isterdi ama böyle bir şey yapmıyıcaktı tabi ki. Hopörlörden "Denizaltı, 5 dakika sonra harekete geçicektir. Magialoud'a gitmek isteyenler en kısa sürede denizaltına ulaşsınlar" çağrısı duyuldu. Tam o sırada kapı çaldı ve kahverengi saçlı bir kız nazik bir sesle "Bütün yerler dolu, buraya oturabilir miyim acaba?" diye sordu. Luke kafasının aşağı yukarı sallayarak onayladığını gösterdi. Kız kapıyı açtı ve Luke'a bakarak "Merhaba, ben Ellen" kız çok şirindi gerçekten. Saçları kıvırcıktı ve kırmızı bir tokayla toplanmıştı. Luke, kızı gerçekten sevmişti. Luke da utangaç bir sesle "Ben de Brain, Luke Brain" dedi. Kız ölüyormuşçasına "Demek sen osun, sen Luke Brain'sin!" dedi. Luke bunu sevmiyordu ama bu kız gerçekten çok şirindi.
Ellen sonra şaşırdı ve kapıyı açtı. Bu sefer gelen çocuk simsiyah saçlara sahipti ve Ellen'la daha önce tanıştıkları belliydi. Ellen çocuğa bağırarak:
"Ah, Adian demek burdasın. Korkudan öldüm ama seni kovalayacak cesereti bulamadım kendimde."
"Ellen abartma" Aidan yakışıklıydı ve Luke ikisinin aralarında sadece arkadaşlık olduğunu sanmıyordu.
Ellen ve Aidan konuşurken bir anda kulakları sağır eden alarm çaldı. Evet, denizaltı tehlikedeydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luke Brain ve Yakut Tılsım
FantasyLuke kendini sıradan bir çocuk sanarken, aslında ancak hikayelerde olabileceğini düşündüğü bir Dünya için çok özel birisiydi. O Dünya için çok önemli olan Yakut Tılsımı istemeden de olsa koruyucak ve o Dünya için hazır olduğunu kanıtlıyıcaktı.
