Jimin'in koltuğa oturması ile kapının çalınması bir olmuştu.
Birisi kapıya o kadar güçlü vuruyordu ki, Jimin bile kendi ellerinin acıdığını hissetmişti.
"Sinirini benim kapımdan çıkarmayı kes!" demişti en sonunda, ve ses aniden durmuştu. Jimin kapıyı açtığında karşısında onu görmeyi beklemiyordu.
"Jungkook?"
"Uh, merhaba"
Jimin "saat gecenin onbiri, burada ne arıyorsun?" diye sormak istemişti ama Jungkook sanki aklını okumuş gibi ona fırsat vermeden konuşmaya başlamıştı.
"Özür dilerim, ben- şey- sadece-". Kekelemekten konuşamamıştı, onun yerine arka cebinden bir kağıt parçası çıkarıp Jimin'e uzatmıştı. "Lütfen sadece bunu oku."
jimin,
bunca zamandır benim kim olduğumu öğrenemek istediğini biliyorum, sana daha önce söylemeliydim, sadece beni reddedeceksin diye korkmuştum (hala korkuyorum), ama buna daha fazla devam edemem
sana olan hislerimi kağıt parçaları ile değil de, yüzyüze söylemek isterdim
ve şu an öyle yapacağım
Jimin kağıdı okumayı bitirdiğine, sıkıca elinde kırmızı bir balon tutan, yanakları kızarmış Jungkook'u görmüstü.
"benimle çıkar mısın?" deyip balonu Jimin'e uzatmıştı.
Jimin balona bakarken etrafta sessizlik oluşmuştu ve bu Jungkooku olduğundan daha da fazla geriyordu. Daha sonra kocaman gülümsemesi ile ona sarılıp "tabiki çıkarım" demişti. "İstersen senin için gözlüklerimi bile takarım"
Ve Jungkook dünyadaki en şanslı insan gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 Balloons ▪︎ Jikook (TR çeviri)
FanfictionPark Jimin her gün kapısının önünde içinde kısa mesaj yazan kırmızı balon buluyor. cr. @taesyoongi ♡