Selamlar! Gerçekten kaos dolu bir bölüm oldu ama artık L'nin nelerle baş ettiğini biraz biraz size açıklamam gerekiyordu. Her neyse, lütfen bir yandan translate açın arka plan uygulamalarından çünkü bölümün ortasından sonuna doğru birkaç tane İtalyanca diyalog olacak. Çevirirseniz bölüm çok daha kafanıza oturacaktır.
İyi okumalar, yorumlarınızı merak ediyorum.***
Demir sürgülü kapıdan geçtiğim sırada bekçiye de gülümsemiştim teşekkür babında. Okuldan birkaç metre ilerledikten sonra önümdeki ilk kafeye girerek bir filtre kahve istemiş ve cam kenarına geçmiştim. Masaya oturduktan sonra titreyen telefonumun ekranına baktım hızla.
Liam'danmış.
Uzun bir nefesi içime çektikten sonra telefonu masaya geri koyarak kahvemi beklemeye başladım.
Tamam, dürüst olmam gerekirse ondan mesaj bekliyordum.
Belki bir özür mesajı veya bundan çekiniyorsa normal bir yemek daveti hatta belki de benden nefret ettiğiyle ilgili bir mesaj, gerçekten fark etmezdi. O ise son olaydan sonra, ki bu da tam olarak geçen hafta bugüne tekâbul ediyordu, sadece ertesi günü okula gelmiş ve ondan sonraki hiçbir derse de girmemişti ilerleyen günlerde.
Müdürün bile yanına gitmiştim merak ettiğimden ama hasta olduğunu ve okula bir süre gelemeyeceğini söylediğiyle alakalı bir mesaj attığını belirtmişti. Hadi ama, hepimiz Louis'nin hasta olmak için fazla dinç, yeterli besleniyor ve kendine iyi baktığını biliyorduk.
Evine değil belki ama gittiği spor salonuna bile uğramıştım. Onu görememem bir yana, o esmer çocuğu -isminin Zayn olduğunu bilsem de söylemeyeceğim çünkü Liam'ı benden çaldı denebilir ve bu yüzden onu tanımıyormuş gibi davranacağım- bile bir kez dahi görmemiştim orada. Hatta Liam'a bile onu sormak zorunda kalmıştım ama o bir sorun olmadığını, sadece Zayn'in kısa bir süreliğine şehir dışına çıktığını söylemişti. Şansa bakın ki Louis ile aynı zamanda, evet.
Her şey sanki çok açık değilmiş gibi bir de her gece Platform'a gitmiştim. Onu orada görmeyi bir yana bırakın, çalışanlar bile ismini ilk kez duyduklarını söylemişti.
Şimdi de belki bugün uğrar diye, geldiğim okuldan onu göremeyip çıkmıştım. İnatla mesaj atmaması beni de aynı inada bindirmişti ve o yazmadan da yazmayı bir ömür daha düşünmüyordum.
"Buyrun." önüme koyulacak fincanın gelmesiyle kendimi masadan çekmiştim yer açmak için. Esmer kız kahveyi ve peçeteyi koyup uzaklaşmadan önce teşekkür etmiştim.
Biraz soğumasına izin verdiğim sırada telefonu açıp Liam'ın mesajına girdim.
Niall'a geç katılacağım için CD'yi alamayacağımı söyler misin?
Telefonlarımı açmıyor.
İstemsizce göz devirmiştim, son zamanlarda ne yapsa göz deviriyordum gerçi.
Eve gelip haber verdikten sonra gidemez misin gideceğin yere?
Bende eve geçmiyorum şuan.
Zaten çevrimiçi olduğundan mesaja hızla girmişti. Bir süre görüldü olarak kalsa da ardından yazıyordu.
Üzgünüm ama Zayn tatilden dönmüş ve hava alanı'ndan onu alıp alamayacağımı sordu, bende alabileceğimi söyledim.
Cüzdanını orada unutmuş, arkadaşına da ulaşamadığını söyledi.
Normalde olsa sinirlenip küfretmeye başlayacağım mesajı yeniden okudum. Yani Zayn Louis'nin yanında değil miydi? Demek gerçekten şehir dışındaydı. Kaşlarımı çatarak ikinci mesajı okudum. Bu arkadaş da Louis olmalıydı. Eğer öyleyse neden ulaşamıyordu? Dudaklarımı yemeyi bırakıp yazmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prohibited Love ➼ Larry
FanfictionPrometheus'un ateşine sığınanların yanmaktan korkmadığı gibi, diye düşündü Harry, Louis de kendi ateşine gönül koymuyordu. Belki yapmaması gerekiyordu, farkındaydı ama Louis en nihayetinde bir insandı. Etrafındaki yamyamların aksine, Louis'nin bir v...