Ertesi sabah erkenden kalkıp görev için belirlenen yere gitmişti. Kimsenin gelmediğini gördüğü sırada derin bir nefes aldı ve koltuklardan birine oturdu. Telefonunu çıkardı. Hiç yeni bildirimi yoktu. Normalde her sabah gelirdi en az bir mesaj ondan. Alışmıştı ya gelen mesajlara, gelmeyince biraz değişik hissetmişti. Derin bir nefes aldı alnını ovuşturarak. Ardından gelen sesle bakışlarını kapıya çevirdi. İçeri giren Jiro'yla yüzünü büyük bir gülümseme kapladı.
"Jiro. Uzun zaman oldu." Bunu duymasıyla yüzünün kızarmasını engellemeye çalıştı. Ardından gülümsedi yumuşak gözlerine hasret kaldığı kişiye.
"Evet. Uzun zaman oldu Yaomomo. Seni, y-yani seninle birlikte çalışmayı özlemiştim." Birbirlerine gülümsediler tekrardan. O sırada içeri dolmaya başlayan öbürleriyle Momo'nun dikkati dağılmıştı. Oysaki onun bakışları sadece ipeksi simsiyah saçlarındaydı. Yanından ayrılırken yeni duş almış saçlarının vanilya kokusu gelmişti burnuna. O öbürlerinin yanına giderken arkasını döndü ve telefonunu çıkardı titreyen parmaklarıyla. En doğru kelimeleri seçmeye çalışarak yazdı ve gönderme tuşuna basarak telefonunu cebine tıkıştırdı. Derin bir nefes aldı ve öbürlerine yöneldi.