17 | düzyazı | final 2/2

6.4K 579 868
                                    

büyük bir tereddütle kapının kilidini açtı ve kendine çekip kageyama'ya baktı.

kageyama hızla içeri girip hinata'ya sardı kollarını. dengesini koruyamayan çocuk yere düşmüştü ve kageyama da onun üzerine yıkılmıştı.

"ah." acıyla inledi. kageyama daha sıkı sarıldı ona. "kageyama, tamam." sırtına vurdu ayrılması için. "kemiklerim birbirine girdi, yeter bu kadar."

kageyama sarılışını gevşetti ve kafasını geri çekti. küçüğünün gözlerini öptü. "seni ağlattığım için özür dilerim."

ellerini onun iki yanına koyup üzerinde kaldı. hinata şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu kageyama'nın.

kageyama eğilip alnını öptü bu sefer. "tüm baş ağrıların için senden özür dilerim." hinata istemsizce güldü. hinata'nın üzüldüğü zaman başının ağrıdığını en iyi kageyama bilirdi.

kageyama uzanıp miniğin elini tuttu ve dudaklarına yaklaştırıp parmaklarını tek tek öptü. "özür dilerim." hinata sinirlendiği zaman tırnaklarını yerdi.

utandı, alttaki ufak beden. "s-"

kageyama biraz aşağı inip tam kalbinin olduğu kısmı öptüğünde titrek bir nefes aldı. "seni kırdığım için çok özür dilerim."

"ağlayacağım." dedi titrek bir sesle, hinata. elleri ile yüzünü kapadı "dur."

kageyama üzerinden çekilip kendini yana bıraktı. ve hıçkırıklara boğulan küçüğünü kucağına çekti. hinata'ysa sıkıca sarıldı kageyama'ya, bir daha bırakmam seni, dercesine.

nishinoya ses çıkarmamaya çalışarak kapıyı örttü ve yüzünü buruşturdu. "özür dilerim." dedi ince bir sesle kageyama'yı taklit ederek. oturma odasına yürürken de dışından söyleniyordu. "pezevenk. bir kez daha üzüp ağlat kardeşimi de bak ne yapıyorum sana ben."

öte yandan hinata ve kageyama uzun süre sarıldılar birbirlerine, hinata'nın kıyafetlerinin oratasında.

"gerçekten gidecek miydin?" hinata başını kageyama'nın göğsünden kaldırmadan onayladı. "sensiz ne yapardım ben..?"

"beni hep kırıyorsun." dedi hâlâ titreyen, boğuk sesi ile. "artık gücüm kalmadı. seni kendime aşık edecek numaram da kalmadı."

kageyama, hinata'nın pembe beresine uzandı ama hinata hızla kendini geri çekip elleri ile bereyi tuttu.

"çıkaramam!"

kageyama şaşkınlıkla hinata'ya baktı. hinata'nın gözleri tekrar dolmuştu.

"artık güzel görünmüyorum. bana bakmanı istemiyorum."

"şşt, güzelim, sen benim en güzelimsin." hinata'ya yaklaşıp göz yaşlarını tek tek öptü. ve gardını indiren hinata'nın şapkasını acele etmeden çıkardı. yüzüne bakamıyordu hinata, kageyama'nın. tepkisinden korkuyordu.

ufak çaplı bir şaşkınlık yaşayan kageyama, dudakları titreyen çocuğun yüzünü inceledi. dudaklarını hinata'nın kısa saçlarına bastırdı ve derin bir nefes çekti içine.

"özür dilerim." diye fısıldadı. "ama hâlâ en güzelimsin shouyou hinata," turuncunun en güzel tonu olan çocuğu kendisine bakmaya zorladı. ellerini iki yanağına koymuştu. "sen çok güzelsin. uzun saçlıyken, kısa saçlıyken, makyajsız ya da makyajlı... en güzelimsin benim, en güzelim."

hinata istemsizce güldü ve kageyama'nın ellerini tuttu. "cidden mi?"

başını salladı kageyama tebessüm ederek. "gerçekten. gerçekten hinata. gerçekten..."

odanın kapısı aniden açıldığında ikisi de irkildi. nishinoya ciddiyetle ikiliye baktı.

"sana kötü bir şey söyledi mi, hinata? seni ağlattı mı?"

hinata güldü ve ayağa kalktı yavaşça. "hayır, kötü bir şey söylemedi."

nishinoya ters ters baktı kageyama'ya. "tüh. ayağıma kadar gelmişken döverdim."

kageyama da ayağa kalktı ve hinata'nın elini kavradı. hinata ne olduğunu anlamayıp ona baktı ama kageyama doğruca nishinoya'ya bakmaktaydı.

"noya-sa" derin nefes verdi. "noya senpai!" nishinoya gözlerini büyülttü. en zayıf noktasından vurulmuştu. "kardeşinizi seviyorum. çok seviyorum."

noya kahkaha attı. "niye bana söylüyorsun? bana mı aşıksın?" gözleri ile şoka girmiş turuncuyu gösterdi. "şu gerizekalıya söyle de mutlu olsun garibim."

kageyama stres içinde hinata'ya döndü. tam ağzını açmıştı ki, hinata kollarına yığıldı.

kageyama endişeyle hinata'yı sarsarken nishinoya kahkahalarla gülüyordu. hatta telefonunu çıkarıp videoya bile aldı.

"öpeyim mi?! uyanır mı?"

noya ayağı ile itti kageyama'yı. "uyuyan prenses mi bu amına koyayım?"

"denesem?"

noya gözlerini kıstı. "öpmek için bahane arama, pezevenk."

ve tüm gün, hinata'yı ayık tutmaya çalıştılar. çünkü gözlerini açtığı an kageyama'yı görüp yine bayılıyordu.

kageyama'nın geçirdiği en stresli, nishinoya'nın ise en çok güldüğü anı olmuştu o an.

-

final cnm

özel bölüm yazabilirim, belki
ama yazmayabilirim de

bayagi kontrol ettim aslinda ama illaki bi yazim yanlisi vardid gomen

femboy # kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin