MULTİMEDİA İDİL VE AYAZ
'Seni çok seviyorum meleğim ' en son cümlesi bu olmuştu annemin. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Annemin sesi o kadar kısık ve endişeliydi ki telefonu kapatır kapatmaz okuldan nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum. Kötü bir şeyler olmuştu bunu sesinden anlıyabiliyordum. Arabaya bindiğimde gözyaşlarım benden izinsiz akmaya başladı. Lanet olsun üstüne üstlük yağmurda başladı. Çoğu kişinin aksine yağmuru severdim ama şuan bana engelden başka hiç birşey olmuyor.Küçük bir evde oturuyorduk. Annemin işi gayet iyiydi. Güzel bir hayatmız vardı. Şimdi ise bu hayatımızın üzerine kara perde inecekmiş gibi hisediyorum. ' bu araba daha hızlı gitmez mi' diye bağırdım kendi kendime. Gözyaşlarımı durdurmak için direksiyona tüm gücümle vurmaya başladım. Hayır ağlamıyacaktım. Anneme bişey olmadı. OLAMAZ. arabayı park etmeden çıkıp eve doğru koşmaya başladım. Evimizin önünde iki tane siyah araba duruyordu. evimiz iki katlı bahçesinin her yerinde huzur veren bir yerdi. Dış kapının karşısındaki oda benim odamdı. Kapının arkasındaki holun sonunda annemin odası vardı. Ön tarafta ise salon ve mutfak, yukarı katta ise kocaman bir terasımız vardı. Annem burayı özellikle seçmişti. Yazın orda oturup yıldızları seyrederken dertleşirdik. Benim için hem anne hemde en iyi arkadaştı. Kimsenin yokluğunu bana aratmıyordu. burda kimse diye bahsettiğim tabikide babamdı. Onu hiç tanımadığım için yokluğunu aramıyordum. Evdeki tüm eşyaları annemle beraber seçmiştik. Bu şehre üniversiteyi kazandığım zaman geldiğimi dün gibi hatırlıyorum. Eski şehirlerdeki tüm eşyalarımızı , hayatlarımızı bırakıp ankaraya taşınmıştık. Aslında küçüklüğümden beri sürekli şehir şehir geziyorduk.Nedeni umrumda da degildi. Annemin varlığı bana yetiyordu. Küçük bir kafemiz vardı. Her okul çıkışı kafeye gider anneme yardım ederek bende harçlığımı çıkartırdım. Aslında gelirimiz çok iyiydi hatta annem bana her ne kadar istemesemde üniversite hediyesi olarak bir araba bile almıştı. Kalın sesli adamın sesiyle gerçek dünyaya geri döndüm. Kalbim daha çok sıkışır hale gelmişti. Sanki orda düşüp bayılacakmışım gibi hissediyordum. Kapıya geldiğimde içeriden sesler geliyordu. Kapının aralık olduğunu çok geçmeden fark ettim. sessiz bir şekilde kendi odama saklandım. Kalın sesi duydum. ' ABİ KADINI HALLETTİK SIRA KIZDA.' Bu adamların burda ne işleri vardı. En önemliside annem nerdeydi ? duyduklarıma inanamadım . Hangi kadının işini bitirmişlerdi ? o kadın annem olamazdı değil mi ? hayır kesinlikle bu kişi annem olamazdı . Adam konuşmaya devam etti. 'tamam abi tarıklar 10 dakkaya burda olurlarmış. Bende şimdi evden çıkıyorum . Kızı paketleyip hemen sana getiricez . ' uzun bir sessizlikten sonra sadece adamın ayak seslerini duyar oldum. Sanırım telefonu kapatmıştı. Hıçkırıklarımı engellemek için elimle ağzımı kapattım. Tir tir tirtediğimi dişlerimin birbirine çarptığında farkettim. Kadın diye bahsettikleri annemdi . ne istiyorlardı bizden ? annemin birilerine borcumu vardı ? bunları düşünürken dış kapının kapanma sesini duydum.Adam gitmişti .Yere çökerek korkudan ne yapacağımı bilemez hale geldim . Adamın dedikleri aklıma gelerek odadan çıktım. 10 dakkamız vardı. Annemi bulup burdan hemen gitmeliydik. Kendi odamdan çıktığımda yerde kan izleri vardı . Yavaş adımlarla kan izlerini takip etmeye başladım . Ağlayışlarım şiddetlenmişti. Yerde yatan annemin bedeniydi. her yer kan içindeydi.Sanki son nefesimi verir gibiydim. Aglayışlarım bir feryat gibi 'annee ' diye bağırdım. 'anne ne olur kalk ' . annem gözlerini aralayıp bana baktı. yüzünde küçük bir gülümseyiş gördüm . Kısık seslerle 'melegim ' dediğini duydum .
'kendini yorma seni kurtarıcağım.' tam annemi kucagıma almaya çalışırken eliyle durdurdu.
' odama git kutuyu al ' dedi. Hala aklı kutudaydı. Benim ise annemdeydi. Hemen annemin yanından kalkıp odasına gittim. Lanet olasıca kutuyu bulup annemi de alıp evden gitmek istiyordum. Çok zamanım kalmamıştı.
Dolapların içini aramaya başladım ' nerde nerde ' diye bir yandan da bağırıyordum . Elime soğuk birşeyin değdiğini fark ettim .Bu bir kasaydı. Baya iyi gizlenmiş bir kasa.
şifre vardı. hemen annemin doğum gününü denedim.
'yanlış. lanet olsun ' sonra aklıma kendi doğum günü şifrem geldi. Onu girdim 'evetttt ' doğruydu. Hemen içini yokladım bir miktar para ve kutu vardı. Bu kutuyu ilk defa görüyordum hemen parayı cebime attım. Kutuyuda elime alıp annemin yanına koştum. Solmuş yüzünü ellerimin arasına aldım.
'buldum anne hadi gidelim .' annem tekrar beni durdurdu.
' buraya kadar meleğim bundan sonra bensizsin '
'hayır ! sensiz hiç bir yere gitmiyorum '
'bunu benim için yapacaksın ve hayatına devam edeceksin' sesi duyulmaz hale gelmişti.
'yapamam anne. sensiz olmaz'
'burayı yak ve beni bırak artık.' gözyaşlarım annemin yüzüne düşerken onunda ağladığını fark ettim. Canı çok yanıyordu. Yüzünden belliydi ama elimden birşey gelmiyordu. küçük bedenim annemi taşıyacak kadar güçlü değildi ,sürüklemeye başladım.
'dur artık' diye annemin feryat dolu sesiyle irkildim.'sana dur dedim'
'anne ne olur yapma böyle şimdi adamlar gelicek burdan ikimizde çıkabiliriz.'
'İdil hayır dedim sana . burayı benle beraber Yak ve GİT.!
''SENİ SEVİYORUM MELEĞİMM..'
Annemin gözleri bir anda kapandı. Hemen yanına koştum. Kalbine kulağımı dayadım ses gelmiyordu.. ' anneee! hayır bunu bana yapamazsın sana en ihtiyaç duyduğum zamanda beni terk edemezsin.ne olur kalk.Kalk da gidelim buralardan . Sensiz ben ne yaparım anne.'
Ne zamana kadar annemin başında durduğumu hatırlamıyorum. Ne kadar ağladığımıda. gözyaşlarım ağlamaktan kurumuştu. Boğazımda koca bi düğüm oluştu. Annemin kulağına eğilerek 'intikamını alacağım sultanım' diye fısıldadım. Artık ayaklarım istemsiz bir şekilde hareket ediyordu. sanki gidecegi yeri biliyordu . O an gözüm kararmıştı böyle bir şeyi hayatımda yapacağım aklıma gelmezdi . Ama bunu yapmak zorundaydım . Eğer benden böyle bir şey istediyse eminim ki bir bildiği vardı. Evimizin alt katındaki garaja geldiğimde bir bidona takıldım ve yere düştüm. Aradığımı bulmuştum. Benzin dolu bidonu elime alarak eve geri çıktım . Elim ayağım titremeye başladı. eve son kez göz gezdirerek benzini etrafa dökmeye başladım. Benzini döktükten sonra annemin yanına giderek ona son kez sarıldım ,öptüm.Cansız vücudunu bırakıp leptabımı ve kutuyu alarak evden çıktım. Diğer elimdeki kibriti ateşleyerek yere bıraktım . Ev saniyeler içinde alev almaya başladı. Yükselen alevler yüzünden genzim yanıyordu.
'seni seviyorum anne' kendimin bile zor duyacağı şekilde çıkmıştı ağzımdan. Bunu yapanlardan intamımı alacaktım. anneme ve bana bunu yapanları ödetecektim. Son kez arkama dönüp evimize baktım. 'ben İdil YILMAZ. Annesini ateşler içinde bırakan İdil YILMAZ. Bana bunları yaptırandan öc alacak kişi.'
'geri geleceğim' diyerek hızla önüme döndüm. Küçük adımlarımla arabama doğru ilerken önümde birinin olduğunu fark ettim. Kafamı kaldırdığımda gözyaşlarım yüzünden önümdeki adamı seçemez halde ona baktım .
'geç mi kaldım' sesi kulaklarımda çınlarken gözlerimin karardığını fark ettim. Sanki dünya benim için kararmıştı. Herşey tuzla buz olmuştu. Peki karşımda duran adam kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILTI
Novela Juvenil'Seni çok seviyorum meleğim ' en son cümlesi bu olmuştu annemin. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Annemin sesi o kadar kısık ve endişeliydi ki telefonu kapatır kapatmaz okuldan nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum. Kötü bir şeyler olmuştu bunu...