İyi okumalar. 💖"Dong Twitter üzerinden Taehyung ile birebir yarış için meydan okumuş."
"Orospu çocuğu." Nefesimin altından güldüğümde Hoseok'un mırıltısını duymuştum.
"Bunun anlamını biliyorsunuz değil mi?" Sakince konuştuğumda Seokjin ve Yoongi haricinde herkes kafasını sallamıştı. Namjoon da açıklamak istercesine konuştu.
"Bu sıradan bir yarış değil, çocuklar. Muhtemelen Taehyung'un dönüşü Da Eun'un kafasını karıştırdı ve Dong buna izin vermek istemiyor." Cümlesini tamamladığında Jimin devam etti.
"Bu da demek oluyor ki, Dong Da Eun'u kaybettiği şekilde tamamen geri kazanmak istiyor. Taehyung bu meydan okumayı kabul etmezse Da Eun için hiç şansı kalmayacak."
"Kaybettiği şekilde geri kazanmak da ne demek? Onun hisleri, düşünceleri yok mu? Saçmalık." Yoongi umursamazca konuştuğunda Seokjin de ona hak verir gibi kafasını sallamıştı.
"Da Eun'la birlikte olmadan önce, Dong ile beraberdi. Da Eun benden etkilenmeye başladığında Dong çıldırmıştı. Bu başlarda sorun yaratmıyordu fakat bir gün o gencecik kız karışma dudağı patlamış ve boynu morluklar içinde ağlayarak geldiğinde, Dong'a meydan okumuştum. Tabii ki Da Eun'a bunu danışarak yaptım. Fakat o bir yarış kızı. O anki heyecanlı onaylayışını ve boynuma atlayışını unutamıyorum." Açıklamamın sonlarında o anlar aklıma geldiği için istemsizce gülümsemiştim. İçten değildi fakat, içimi ısıtıyordu.
"Hala bir saçmalık olduğunu düşünüyorum. Kendini bu kadar basitleştirmesi Da Eun gibi bir kız için bile yanlış geliyor." Yoongi yeniden konuştuğunda Jeon'un uyarırcasına baktığını gördüm.
"O benim ablam, muhabbetinize buna göre devam ederseniz iyi olur beyler."
"Şimdi ise Dong, Da Eun'u tekrar kaybetmemek için Taehyung'a meydan okudu. Kazanamayacağı çok açık fakat Da Eun'un gözüne girebilmek için bunu yapmak zorundaydı." Hoseok bütün olayı tamamladığında herkes bir kenarda olacakları düşünüyordu.
"Hyung, biraz konuşalım mı?" Yanımda duyan sesle hafifçe irkildiğimde onu kısaca onaylayarak yerimden kalktım. Kapı girişindeki mutfağa yeniden girdiğimizde kapıyı arkamızdan kapattı ve bana döndü.
"Yarışmanı istemiyorum."
"Neden bunu yapayım ki?" Alaylı konuştuğum için olsa gerek burnundan derin bir nefes almıştı.
"Çünkü kaybedeceksin." Şaşkınca ona bakakalmıştım.
"Beni tanıdığına emin misin velet?"
Bir iki adım yaklaşarak ellerini kollarıma koydu, ardından gözlerindeki parlaklığı görmeme izin verdi.
"Seni o kadar iyi tanıyorum ki, bu yarışa ablamı kazanmak istediğin için değil Dong'un kaybetmesini istediğin için kabul edeceğini biliyorum. Ama Taehyung, inan bana o adam için değmez böyle bir risk almaya."
"Saygı eklerini unutma benimle konuşurken." Ellerini itmiştim. "Ablanı kazanmak için böyle bir yarışa ihtiyacım yok, bu yarışa girmemin sebebini olaylardan haberi olan herkes tahmin edebilir. Kendini ne sanıyorsun?"
Aramıza derin bir sessizlik girmişti sözlerimin sonunda. Sanki onu ne kadar kırdığımı görmemi istermiş gibi bakıyordu gözlerime.
"Bak, Jeon. Ablanı önemsiyorum. Ablanı hayatımdaki birçok insandan daha fazla önemsiyorum ve onunla olmak istemediğini biliyorum, tıpkı ilk günkü gibi. Eun'la aramızda ilişki bitse bile, ki ikimiz de bunu resmi olarak bitirmedik; onunla olan geçmişime ve ona olan hislerime saygımdan bu yarışı kabul edeceğim. Beni burada vazgeçirmeye çalışmak yerine ablanın yanında olmana ihtiyacı var. Çünkü boşuna çabalıyorsun." Daha sakin tutmaya çalıştığım ses tonumla konuştuğumda gözlerinin dolduğunu gördüm.