Gökyüzündeki Sen

451 8 6
                                    

                          🍷
Niye başladım bilmiyorum. İlk cümle. Evet ilk cümlem buydu. İlki vardı ama sonu yoktu. Sayfaların yada sizin deyiminizle kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde başlayacaktı. Sayfalar artık çevrilmediğinde. Sayfalar bittiğinde sonsuzluk başlayacaktı.

Hiç düşünmedi. Nasıl olacağını bilmiyordu. Ama yinede başladı. Bu yolda belki de kaybettiklerini geri kazanacaktı. Belki de kaybettikleri kazandıklarından fazlalaşacaktı. Denemeden bilemeyeceği gibi başlamadan bitiremezdi.

Bir adam yürüyordu boş sokakta. Sadece yağmur tanelerinin tiz sesleri duyuluyordu. En azından onun için öyleydi. Ama sokak insan düğümüydü. Bu yağmura rağmen. Adamın şapkası vardı. Fakat şapkasını takmıyordu. Çünkü ne bu kalabalığı ne de yağmuru umursamıyordu. Belki de en iyisi buydu umursamamak. Peki ya bu doğuştan mı gelirdi yoksa kendi mi yaratırdı insan?

İnce tabanlı ayakkabısı ıslak kaldırım taşlarına basarken. Atılan her adım bir ölümün fisıldamasıydı. Fısıltılar işte her şey burda anlam kazanırdı. Bazılarımız başkalarının fısıltılarını duyar. Bazılarımız ise kendine kulak vermekten insanlardan soyutlanıyordu. Cenneti bir başkasının cehenneminde saklıyken nasıl yaşardı insan. Henüz küçük bir çocukken kaybettiği cennetini bulmadan.

Cennet ise orada mıydı ki?

Birileri boğuldu.

Kadın cennetinde öldü.

Gökyüzündeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin