"çıranı yakarım demiştim." ellerini omuzlarına koyarak sıraya yasladığında uzun olanın sırtı sırayı kaplamıştı. kısa olan, uzun olanın üzerine eğildiğinde sırıtıyordu.
kısa saçlı başını sağ sola sallarken gözlerini sıkı sıkıya kapatmış, hayır demeye başlamıştı. ancak bunu dese bile, nayeon'un umrunda değildi.
bir elini ensesine götürüp diğer elini çenesine koyduğunda jeongyeon hareket edemiyordu. boş, kullanılmayan bu sınıfı nayeon nasıl bulmuştu, jeongyeon bilmiyordu.
tek bildiği karşısındaki kıza karşı koyamadığıydı.
jeongyeon'un dik durmasını sağladıktan sonra kucağına çıkıp bacaklarını iki yanına koyduğunda, refleks olarak jeongyeon ellerini nayeon'un beline koymuştu. her ne kadar utanıp dursada, bu hoşuna gitmişti sebepsizce.
"jeongyeon," parmaklarını kısa saçlının ensesinde gezdirmeye başladı. "yakından daha mükemmelsin. seni öpme isteğim artıyor."
jeongyeon sanki mümkünmüş gibi daha çok kızarırken nayeon sırıttı. biliyordu, alışık değildi. dedikodularda ki gibi, cinsellikle alakası yoktu. jeongyeon'un sert bir kişiliği var olsada, özgüvensiz olduğundan dışarı vurmuyordu.
bu yüzden, insanlar onun hakkında asılsız bir çok haberi çıkarmıştı.
nayeon zaten jeongyeon'u okulun dedikodu sitesinden bulmuş, üç ay boyunca kızı incelemişti. insanların dilinden düşmeyen dedikodulara aldırmadı ve izlemeye devam etti. her geçen gün hayran olmaya başlamıştı.
derslerinde, sporlarda, yarışmalarda sürekli başaralı olması nayeon'un etkilenmesine sebep olmuştu.
jeongyeon titrek bir nefes alıp vermişti. karnı kasılıp duruyordu. heyecan yapmıştı sebepsiz yere. nayeon, jeongyeon'un çenesini nazikçe kavradı ve kendisine doğru çevirdi. bu sırada istemsizce kendisini jeongyeon'a bastırmıştı.
jeongyeon bakışlarını dibinde kıza çevirdiğinde, burun burunaydılar. sıcak nefesleri dudaklarını yalıyor, aralarında ki bağı kuvvetlendiriyordu. nayeon bakışlarını gözlerinden çekip dudaklarına indirmişti. biraz daha yaklaştığında, jeongyeon titrek bir nefes almıştı yeniden.
"n-nayeon.." dedi istemsizce. titrek sesi nayeon'un hoşuna gittiğinde, kalçasını oynatmaya başlamıştı.
"sakin ol jeongyeon.." dudakları birbirlerine değiyordu artık. jeongyeon, nayeon'a karşı gelemiyordu. diğerleri gibi değildi. bunu istiyordu. "küçük bir öpücük çalacağım senden sadece.." sıcak nefesi jeongyeon'un yüzünü yaktığında gözlerini kapadı.
nayeon'un belinde olan elleri titremiş, sıkı sıkıya tutarken kendisine daha çok bastırmıştı. ikili anının büyüsüne kapıldığı sırada, dudakları birleşmişti.
nayeon, jeongyeon'u taklit ederek gözlerini kapatmış, kızın dudaklarını esir almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peine d'amour.
Fanfiction[tamamlandı] imyeon: senden nefret ettiğimi kaç dilde anlatmam lazım? im nayeon × yoo jeongyeon, texting.