jeongyeon: numaramı aldın ama neden kendimi sabahtan beri sorguya alınacak suçsuz olduğu halde suçlanan masum insanlar gibi hissediyorum....
VE İKİ GÜNDÜR BİR ŞEY YAZMIYORSUN KORKMUYOR DEĞİLİM..
nayeon: aslında,
yani,
sadece...
bilmiyorum şaşırdım..
jeongyeon: hangisine?
nayeon: planladığın bu şeylere..
jeongyeon: başka türlü dikkatini çekemezdim, sana bunu söyledim
öyle diğerleri gibi kaba kuvvet uygulayarak seni kendime aşık edemezdim
bilmiyorum nayeon, o okula geldiğim günden beri acayip bir şekilde dikkatimi çekiyordun
insanlara karşı olan samimi tavırların, ayırt etmeyişin, gülüşün, gün geçtikçe güzelliğini tanrı katına çıkarman..
ve sayamadığım ama dikkatli izlediğim diğer tavırların, huyların
sen onlar gibi değildin
yalandan da olsa bana eziyet eden o mallar gibi değildin
nayeon: peki ya bogum?
o neden?
jeongyeon: o bana takıntılı bir manyak
şu dizilerde olur ya
'ya benimsin ya benim'
gibi sözleri söyleyip zorla sahip olan salaklardan o
sana olan duygularımı biliyordu bu yüzden sana sarmıştı
ve seni daha fazla üzmemesi için, bu işi de fazla uzatmadan gerçekleri söylemek istedim
nayeon: vay be..
biraz değişik
tamam ama o zaman o okul sayfası?
o ne?
jeongyeon: okulda ki kimse beni 'girl crush yoo' olarak tanımadı, benliğimi göstermek istemedim
bunu fırsata çeviren jack ve mark sayesinde de planımız tıkır ve kusursuz gitti
ama ben daha fazla yalan söylemek istemedim
ve yapamadığım bu rolü de ortaya çıkarmış oldum
nayeon: hala şoklardayım
yani sen beni seviyorsun
ÇILDIRCAM
jeongyeon: yatakta zıpladığını hissediyorum-
nayeon: evine geleceğim
kucağında zıplarım belki :3
jeongyeon: m
be
nr
n
NE
görüldü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peine d'amour.
Fanfiction[tamamlandı] imyeon: senden nefret ettiğimi kaç dilde anlatmam lazım? im nayeon × yoo jeongyeon, texting.