S.G./8

11 6 0
                                    

"Seninle konuşmak istiyor"

Kapıda ki adam ona seslenirken yavaş adımlarla adama yaklaştı.

"Demek elimde can vermeye hazır ha"

Dişlerinin arasında yüzüne tükürür gibi konuşurken başını daha çok dikleştirdi.

"Kes sesini ve yürü Tarık "

Adamın kolundan tutarken ziyaretçinin beklediği odaya götürüldü, karşısında o adamı gördüğünde gardiyanın elinden kurtulup adama saldıracaktı ama adam tekrar tutarak buna izin vermedi, karşısındaki adam da hiç istifini bozmamıştı.

"Onu bırakıp çıkabilirsin"

"Her ihtimale karşı burada durmalıyım" 

"Çık dedim"

Başını onaylayıp odadan çıkarken, Tarık gülerek bir koltuğa kuruldu ve onunla göz göze geldi.

"Beni öldürmek için can attığını gözlerinde görebiliyorum."

"Öylemi oysaki çok belli etmemeyi düşünüyordum, bilirsin işimi gizlice halletmeyi severim"

"Paslanmış olmalısın sonuçta 17 sene oldu doğru muyum?"

Ayağa kalkıp elini masaya vurdu gözlerinin rengi değişmişti.

"Seni şuan öldürmemem için bir sebep söyle"

İçeriye biri girerken Tarık da oraya dönmüştü adama tekrar dönüp sorar gözlerle baktı.

"Seni oğlumla tanıştırayım Arın Keskin ve kızın Erimin sınıf arkadaşı, ne hoş sürpriz değil mi?"

"Demek küçük Keskin sensin"

"Küçük Keskin 100 yaşında bunu biliyorsun ve o günlüğü aramak için burada"

"Günlüğü kayıp mı ettiniz? Siz tam bir aptalsınız, o günlüğü biri bulduğunda ne olur tahmin edebiliyor musun?"

"Günlüğün Erim de olduğunu düşünüyoruz"

Tarık Arına döndü ve onu baştan aşağı süzdü, yakalarından tuttuğunda Arın korkuyordu, ama bunu ifadesiz kalarak her türlü koruyordu.

"Kızıma sakın ha dokunayım deme Arın Keskin"

Yakasını bıraktığında kimseye bir şey demeden kapıdan çıktı ve kilitleneceği odaya doğru ilerledi ve odaya girip kapıyı sert bir şekilde çarptı, arkasından korumanın şaşkınlıkla kapıyı kilitlediğini biliyordu, ama Tarık akıllıydı şimdi saldıramazdı doğru zamanı beklemesi gerekiyordu.

10 sene önce;

"Sana soru sorabilir miyim?"

7 yaşında ki küçük kız annesine bir soru yönelttiğinde bilgisayarını kapattıktan gözlüğünü çıkarıp masaya koyduktan sonra kızını kucağına aldı ve ona kocaman bir gülümseme bahşetti.

"Tabi ki ne istersen"

"Sen annemsin, Doğrumu"

Annesi şaşkın bir şekilde kızına bakarken tek kaşını kaldırıp gülümseyerek kızını cevapladı.

"Evet doğru..."

"O zaman babam nerede?"


"Onu bir daha göremeyeceğini biliyorsun değil mi?"

"Evet, her şeyi göze aldım buna mecburum"


"Üzgünüm Erim, o sen çok küçükken öldü"








Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyah'ın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin