Baldırlarıma kadar uzanan geceliği, yavaş yavaş yukarıya doğru kaldırdım. Tahmin ettiğim şey olamaz! Olmamalı! Yani, bu mümkün değil... sanıyorum ki beynim benimle maytap geçiyor ve yine sanıyorum ki uykudan uyandığımı düşünen ben, halbuki yeni bir rüyanın içerisinde hapsolmuş durumdayım. tamam, sakin... paniklemenin, gerilmenin, heyecanlanmanın gereği yok, başlayalım, on... dokuz... sekiz... yedi...
- Kime sesleniyorum kızım ben?! Seraaaaap! Ay ben seni doğuracağıma, taş doğursaydım ya!.
Olaya bak atraksiyon devam ediyor!. Çık şu rüyadan asalak herif! altı... beş... dört...
Derken odanın kapısı açıldı ve içeriye elinde temizlik paspası bulunan, orta yaşlı, kıvırcık saçlı, gözlerinden alev fışkıran, galiba bu bedenin annesi, gözlerini, gözlerime dikmiş bakıyor. Gözlerime derken yani bu bedenin gözlerine, of kahretsin!. üç... iki... bir...
- Kızım ben kime diyorum, kime?. Kendin söyle, kendin işit!. Sen sabahtan kalkıp bana yardım etmeyecek miydin?.
Kim bu kadın ya?. Tekrar uyumalıyım, belki sorun çözülür. Yorganı hızlıca üzerime çektim ve gözlerimi kapatıp, durumun düzelmesini bekledim...
- Şuna bak şuna! Akşam yatmaz, sabah kalkmaz, aferin kızım aferin! Allah sana da senin gibi evlatlar versin emi kızım! Seninde çocuğun aynılarını yapsın da gör! Yat kızım yat, bahtın açılsın yat! Millet okul, iş, emek sarf ederken senin götün açılsın, aferin kızım, aferin, bir şey demiyorum yani aferin!. Bırakayım da akşama kadar yat kızım, Allah sana zihin açıklığı versin!.
Dedi ve sert bir şekilde kapıyı kapatıp çıktı... nerede kalmıştık?. bir meee... iki meeee... üç meee...
( Devam eder... )