36

1K 65 156
                                    

"Ben lavaboya gidiyorum. İki dakikaya gelirim Lisa." Lalisa ve Jungkook beraber bir kafeye gelmişlerdi. Her zamanki gibi dedikodu yapmışlardı saatlerce. Jungkook'un telefonuna gelen bildirim sesiyle Lisa irkildi. Telefonu eline alıp şifreyi girdi. Gelen bildirimi, bildirim panelinden okumaya başladı.

"Sevgilim acil gelmelisin çok kötü bir şey oldu."

"Ne yapacağız biz kesin ortaya çıkacağız."

Lisa okuduğu 'sevgilim' kelimesiyle durakladı. Hemen kötüyü çağırmamalı gerektiğini düşündü. Belki de arkadaşıydı. Çünkü kendisi de arkadaşlarına arada böyle hitap sözcükleri kullanabiliyordu. Ama 'ortaya çıkacağız' cümlesi bu tezini çürütüyordu. Jungkook'un geldiğini görünce ekranı kitleyip aldığı yere koydu.

Jungkook oturur oturmaz telefonunu aldı eline. "Lalisa kalkmamız lazım. Seni bırakayım mı?"

"İşin acilse sen git. Bende zaten bir arkadaşımla buluşacaktım." dedi Lisa. Jungkook kalkıp Lisa'nın yanağından öpüp koşar adımlarla kafeden çıktı.

Lisa telefonunu alıp en yakın arkadaşı aradı. "Jimin oppa. Müsait misin?"

"Müsaitim güzelim. Bir şey mi oldu?"

"Gelebilirsen daha iyi olur. Yüz yüze konuşulması gereken bir şey."

"Konum at. Hemen geliyorum."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Taehyung, Jennie'nin kendisinden yavaş yavaş uzaklaştığını farketmişti. Ve bu konuyu konuşmak için onu bir kafeye davet etmişti. Normalde buluşacakları saat çoktan geçmişti ama gelir umuduyla hala bekliyordu. Sonunda Jennie geldiğinde gülümseyerek ayağa kalktı. "Gelmeyeceksin sandım."

"Aslında gelmeyecektim. Ama konuşmamız gereken bir şey var." dedi soğuk sesiyle. Önündeki sandalyeyi çekip oturdu. Garson yanına geldi.

"Efendim ne alırdınız?"

"Bir soğuk su lütfen." Garson siparişi alıp gitti.

"Ne konuşacaktın benimle?" Taehyung meraklanmıştı. Düşündüğü şey olmamasını umuyordu.

"Aslında nasıl başlayacağımı bilmiyorum." garson suyu bırakıp gitti. "Hayatıma giren insanlar genellikle kolay girmez. Hemen almam hayatıma. Beni mutlu eden, ne olursa olsun beni hep seven, benim modumu düşürmeyen insanları seçerim genelde. Hem kim hayatını olumsuz etkileyen biriyle olmak isterki?" Taehyung'un gözlerinin içine bakmıştı son cümlesini söylerken. Taehyung yutkundu. Korktuğu başına geliyordu.

"Ve bende son zamanlarda hayatıma giren insanları düşünüyordum. Farkettim ki hayatımda gereği olmayan birçok kişi olduğunu gördüm. Yavaş yavaş başladım hayatımdan çıkarmaya. Soracaksın bana, diyeceksin ki bu çıkardığın kişilerden nefret mi ediyorsun? Bazılarından evet. Ama bazıları canımdan çok sevdiğim insanlar. Her ne kadar sevsem bile beni olumsuz etkiliyorsa, sürekli şüphelendirip, üzüyorsa hayatımda bir yeri olmasın o insanın." Boğazının kuruduğunu farkedip önündeki sudan içti. Boğazını temizleyip devam etti.

"Sende bunlardan birisin Taehyung. Bunu söylemek istemezdim ama aldattığın halde gelip bana sarıldın, öptün, sevdiğini söyledim. Bende sana inandım. Beni gerçekten önemsediğini, sevdiğini düşünmüştüm o zamanlar. Şimdi her şey daha berrak. Eğer o gün seni o halde görmeseydim kimse inandıramazdı bana. Reddederdim beni aldattığınla ilgili dedikoduları. Ama ben gözümle gördüm Taehyung. Senin o perişan halini." ellerini yüzüne kapatıp ağlaya başladı. Taehyung'da onunla ağladı.

Pişman olmak yaptığın o kötü şeyleri yapmamışsın konumuna getirmezdi sonuçta. Her Jennie'ye baktığında nefret etti kendinden. Kiminle aldattığını sorsa söyleyemezdi bile. 'Midesiz herifin tekiyim.' diye geçirdi içinden. Ve Jennie'ye bakıp sessizce ağlamaya devam etti. Çünkü söyleyebilecek hiçbir şeyi yoktu.

"Ben o gün o kadar kötü oldum ki. O gözyaşlarının sebebinin başkası için olduğunu gördüğümde. Sen beni paramparça ettin Taehyung. Benim sana tutunmam gerekti. Ama sen onu bile çok gördün bana." gözyaşlarını silip ayağa kalktı. "Bir daha görüşmeyelim. Ne sen benim olduğum yere gel ne de ben senin. Hoşçakal Taehyung. Umarım o kız bizim bu güzel ilişkimizi bozmana değecek biridir."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"O gün beni dinlemeden gitmişti. Hatırlıyor musun? Bir de baktık ki Busan'da." dedi Lisa. Jimin'le konuştuktan yarım saat sonra gelmişti ve konuşmaya başlamışlardı.

"Hepimiz şaşırmıştık o olaya zaten. Gördüğün tek bir fotoğrafla bu kadar perişan olmazsın herhalde."

"Kim olduğunu bulmalıyım yoksa içim rahat etmeyecek." dedi Lisa kahvesini içerken. "Ve bana yardım etmen gerekecek oppa."

"Nasıl?"

"O numarayı alıp bana mesaj atman yeterli." dedi Lisa. Bu düşüncesi doğru çıkarsa sonunda kendi üzülecekti. Bunu bile bile bulmaya çalışacaktı o kişiyi.

"Söz veremiyorum ama denerim Lalisa." bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi. Eğer Jungkook da böyle bir şey yapmışsa ne yapardı bilemiyordu. Bu kadar iyi kızları nasıl üzüyorlar anlamıyordu. "Üzülme Lalisa."

"Çok korkuyorum oppa. Çok."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

İhanet eden diğer erkeğimizi de bulduk. (Liskook ve Taennie shiperlar için özür diliyorum.)

Yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz. Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Bu kitap için son sorum olabilir alttaki soru.

"Sizce ihanet eden kadın karakter kim?"

Chanel Girl || BTS x BPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin