Ne yapmam gerektigini düşünürken adeta ağacın bana "Hızlı düşün, dalım daha fazla dayanamayacak." demesini dinliyordum. En az acılı olan fikrimi düşündüm ve kenardaki patikaya atlamayı denemeye karar verdim. Çok dikkatli olmalıydım çünkü tek bir şansım vardı oraya atlayabilmek için. Hazırlandım ve atladım ama başımın dönmesi ve bedenimin sarsılması ile yere yığıldım. Uyandığımda patikaya düştüğümü fark ettim. İlk defa ölmediğim için mutluydum ve bu gerçekten çok garipti. Biraz doğruldum sonra arkama baktım ve yerin kan içinde olduğunu gördüm. Normalde bir insanın bu kadar kan kaybettiğinde ölmesi gerekirdi ama ben hala hayattaydım ve bu bilgiyi hatırlayacak kadar bilincim de yerindeydi. Demek ki ilerde daha göreceğim şeyler ve yaşayacağım bir hayat yazıyor kaderimde, Rabbim beni bundan dolayı hayatta tutuyor diye düşündüm. Ayağa kalktım ve atletimin temiz yerinden biraz bölüp kan kaybını azaltmak amacıyla başıma sardım. Tırmanmaya başladım o yuvarlandığım 16 metreyi. Bastığım her oyukta korkum artıyordu. Sanki bastığım yer aniden ayağımın altından kayıp gidecek ve beni de beraberinde ölüme sürükleyecek gibiydi. Neyse zor da olsa tepeye çıktım. Sonra tekrar uçurumdan aşağı düşmemek adına hemen ordan uzaklaştım. İlerde birkaç turuncu ışık gördüm ve bunun sokak lambası ışığı olabileceğini düşündüm. Bu da demek oluyordu ki orda bi şehir olma ihtimali vardı. Herhangi bir yerde tedavi olabilmek için oraya doğru ilerlemeye başladım. Bayağı uzun bir mesafe yürüdüm. Ormanı aştım, dereyi geçtim, tepelere koştum. Tam şehrin yoluna inecekken başım dönmeye başladı ve gözüm karardı. Çaresiz bir şekilde bi ağaca kadar ilerledim. Birden bütün görüş alanım kapanmaya başladı ve bana ne olduğunu bile düşünmeye vakit bulamadan oraya yığıldım. Göz kapaklarım ağırlaşıyordu ve yorgunluğum artış gösteriyordu. Sanırım bedenim yenik düşmüştü artık.
Gözümü açtığımda bir yerde yatıyordum. Karşımda beyaz bir tavan gördum sadece. Biraz doğruldum ve nerde olduğumu anlamaya çalıştım. Etrafıma baktığımda nerde olduğumu anlamam uzun sürmemişti. Hastane veya şifahane gibi bir yerdeydim. O sırada erkek bir doktor bana doğru yaklaştı. Benden yaşça gayet büyüktü gerçi 15 yaşında olduğumu farz edersek o adam da bi 50 yaşında filan vardı. "Nasılsınız kızım ?" diye sordu kibarca bir şekilde. Karşımda benim vereceğim cevabı beklerken ben kendime ilk defa "siz" diye hitap edilmesinin şaşkınlığını ve benden bunca yaş büyük olmasına rağmen bu beyefendinin bana saygı göstermesinin farklılığını çok iyi hissediyordum. Bi an kendime geldim ve "İyiyim, çok teşekkür ediyorum." diye cevap vermeye çalıştım kibarca. Sonra başıma neler geldiğini ve nasıl burada olduğumu sordum , sonra onun anlatımını dinledim. Ailemden uzakta olmama rağmen sanki babam yanıbaşımdaymışçasına güvende hissediyordum kendimi. Neyse doktorun anlattıklarına göre olaylar şu şekilde gerçekleşmiş; gecenin karanlığında ağacın dibine yığılmıştım ve kağıt toplarken dolaşan bir çocuk beni görmüş. Başımın kanadığını görmüş,ona cevap vermememin üzerine ters giden bir şeyler olduğunu anlamış ve şifahanehe haber vermiş. Birkaç hemşire ve doktor beni hastaneye getirmişler ve bu doktor beyefendi de ameliyatımı yapmış. Ameliyat iyi geçmiş sadece travma geçirdiğim için de 3 gündür uyuyormuşum. Neyse olaylar bu şekilde gelişmiş anlayacağınız. Doktora burdan ne zaman çıkabileceğimi sordum. O da bir süre daha burda kalmam gerektiğini sonrasında gidebileceğimi söyledi. Sonra çeşitli hemşireler beni muayene ettiler ve doktor yanımdaki koltuğa oturup bana neden burada olduğumu sordu. Konuşmaları çok güven vericiydi ve bana bir aile sıcaklığıyla yaklaştı. Ben de başımdan geçen her şeyi anlattım. Bana burada kendi kızı gibi bakacağını ve sonrasında benim ailemi bulmamda yardımcı olacağını söyledi. Ona teşekkür ettim. Gel zaman git zaman saatler saatleri kovaladı ve günler geçti. Artık buraya o kadar çok alışmıştım ki burası kafamı dağıtacağım diye çıktığım bu yolda hayatıma çok şey katmıştı ve cidden kafamı dağıtmıştım. Hatta burdan gitmeyle ilgili soru işaretlerim bile vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Başlangıç, Umut Dolu Birkaç Nefes
Short Storyİnstagram'ı silmeden önce orda yazdığım birkaç şeyi buraya ekleyip böyle bir başlangıç yapmanın iyi olabileceğini düşündüm 🙂