Güneş tüm sıcaklığıyla odaya dolmuştu.Yatakta doğrulup kendime gelmeye çalışıyordum.Daha kendime gelmeye çalışırken evdeki gürültüyü anlamaya çalışıyordum ki annem kapıyı açtı.Bana yüzüne yayılan gülümsemesiyle bakarak;
-Günaydın,doğum günü kızı.
-Günaydın mom.
-Hadi kalk hazırlan.Birazdan arkadaşların gelicek.Hem hediyelerini merak etmiyo musun?
-Bana verilecek en güzel hediye bir asır uyumaktır annecik.
-Çok konuşmaaaa Dolunay bir an önce kalk ve giyin hadiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii...Evet tam böyle bir sesle bağırdı.Ve yine evet bugün benim doğum günüm aslında doğum günlerinden hiç hoşlanmam ama bu sene 18ime basıcağım için ailemin yakın dostlarının çocukları ve okul arkadaşlarımın geleceği bir parti olucak.Doğum günlerini sevmiyorum çünkü o gün beni sevmeyen,beni istemeyen doğduğum gibi beni çocuk yetiştirme yurduna bırakan kadından doğduğum gün. Böyle bir günü nasıl sevebilirim ki."Annelik"sadece çocuğu büyütmekle değil onu sevmek,saymak,yol göstermek,yeri geldiğinde dost yeri geldiğinde anne olması gerekecek bana bunları yapan beni büyüten öz olmasada beni seven Türkan annemm. Gözleri tıpkı Türkan Şoray'ın ki gibi zeytin misali simsiyah ve kocaman.Yüreği pamuk gibi yumuşacık.Babam ise hani derler ya baba gibi baba he bu sözü onun üstüne demişler bence. Çok sevecen,dürüst,sert görünümlü fakat o sert görünüm altında kedi gibi uysal bir ruhu var.Belki de o gün beni gelip yetiştirme yurdundan almasalardı kim bilir nerede ne yapıyor olurdum?O gün hafızamdan hiç silinmiyor sanki yıllar önce değilde dünmüşcesine yaşadıklarım "o gün güneş sanki çok farklı doğmuştu.Yetimhanede tatlı bir telaş vardı.Her zaman buraya çocuk sahibi edinmek isteyen bir aile geldiğinde sabahtan kalkar hazırlanır beklerdik.Acaba hangimiz bugün bu yerden kurtulucaz diye.Herkes o gün büyük hayallerle uyanır,giyinir,hazırlanır ve yeni ailesini beklerdi fakat edinilecek evlat o olmadığı zman büyük bir hayal kırıklığıyla başını önüne eğer başka gelecek ailelerin yolunu gözlerdi.İşte o günde diğer günler gibi kalkıp,hazırlanıp,hangimiz bugün yeni bir yuva sahip olacak diye beklemeye koyulduk.Arkadaşlarla oyun odasındaki oyuncaklarimizla oynarken araba sesini duyup hepimiz pencerenin önüne çıktık.İste Altay çifti karşımızdaydı buraya iki kişi gelip 3 kişi gidiceklerdi.Ben aslında burdan gitmeye hiç niyetli değildim.Ordaki Fadime abla beni zorla ite kaka diğerlerinin yanına götürdü. O gün ise saçlarımı en sevdiğim tokalarimla kırmızı kiraz tokalarimla bağlamıstım.Fadime ablaya karşı direnislerim sırasında da kafamdan düşmüşler . Saçlarım açık bir şekilde odaya herkesten sonra girdim.Türkan annem yanıma gelip bana gülümsedi fakat ben büyük bir inatla kollarımı bağlayıp yüzümü astım.Daha sonra beni kucağına aldı ve ben inmek için çabaladım ve beni hiç usanmadan tutup dizlerinin üstüne koydu.Direndiğimi gören Müdüre annede bana kızgın bir bakıştan sonra yerime mihlandim.Saçlarındaki tokayı çıkarıp benim saçlarıma bağladı o an ona karşı anlamsız ve üstün bir duygu besledim.Göğsüne doğru uzandım.Ve uyumusum.Uyandığımda ise arabada gidiyordum.Nereye gittiğimi bileden."
Yataktan kalkıp,kahvaltimi yaptım.Banyoya girip güzel bir banyo yaptiktan sonra ise annemle Nişantaşındaki tüm butikleri dolanipta zar zor beğendiğim kıyafeti giydim.Kiyafetim sarı dizlerimin üzerinde,sırtındaki dekoltesiyle gözleri kamaştırıyordu dmek isterdim fakat normal bir elbise gibi durdu.Saclarim belime kadar olduğundan dekoltem görülmüyordu bende o yüzden saçlarımı salas bir şekilde mısır örgüsü ördüm.Ve makyaj yapmaya koyuldum.Makyaj yapmayı seven bir insan değilim ama 18 yaşında bir ergen olduğum için siyah noktalarım,ve bir numaralı dertlerim olan sivilcelerimi başka hiçbir şey kapatamaz.Mecbur bende kendime aldığım fondotenle kapatabildiğim kaadar kapattim rimel ve eyelineri sürüp hafif bir pembe rujla dudaklarımı renklendirip.Makyajımı tamamladım.Ve tüm heyecanla misafirlerin gelmesini bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
Teen Fiction"Herkes hayatının kullanma kılavuzunu kendi yazar,tek başına.Her teline basarak bu hayat denen enstrümanın her sesini duymak lazım en basından en tizine"